Söyleşi: Demet Enç
Kitap Cumhuriyeti yazarları ile söyleşi dizimizde, edebiyat dünyasının yakından tanıdığı Eylem Hatice Bayar ile ücretsiz kitaplar, dijital kitap ve edebiyat üzerine konuştuk.
Eylem Hanım, kitaplara ücretsiz erişimin faydaları, yarattığı değerler nelerdir sizce? Bununla bağlantılı olarak, insanların kitabınıza ücretsiz olarak dünyanın her yerinden erişebilmesi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kitaplara ücretsiz erişim okur açısından harika bir şey. Elbette bu yazarın seçimi. Emeğinin karşılığını maddi olarak da almalı ya da almak isteyebilir yazar. Ücretsiz erişim ise daha çok insana ulaşmanızı sağlıyor. Ve geri dönüşler. Daha çok geri dönüş olması olası. Bu da bir karşılık ve bence maddi karşılıktan daha değerli. Kitabıma dünyanın her yerinden ulaşılabilmesinin böyle bir değeri var benim için. Ben duygu uyandırmak için yazıyorum, insanların içinde bir yerlere deymek için. Bunu sınırsızca yapabilmek olanağı sunuyor ücretsiz erişim.
Okuma rahatlığı yönünden; basılı kitaplarda, dijital kitapları ve e-kitapları karşılaştırmak gerekirse neler söylersiniz?
Bir kere basılı kitaplar hep var olacak ve olsun da. İkisinin yeri çok ayrı. Dijital ve e-kitaplar taşıma kolaylığı sağlıyor bir kere. Cep telefonunuzdan ya da tabletinizden her an her yerde okuyabilirsiniz dilediğiniz kitabı. Bu ciddi bir konfor sağlıyor okura. Okuma rahatlığı yönünden de dijital kitaplar gittikçe daha rahat okunur hale geliyor. Ben henüz edinmedim ama e-kitap okuyucular okuma rahatlığını artırdı diye düşünüyorum. Teknoloji hızla ilerliyor ve hayatımızın her alanında olduğu gibi okumak konusunda da rahatlık ve konfor sağlıyor.
Yeni çalışmalarınızdan söz etmenizi istesek? Eleştiri yazılarından oluşan -iddialı- bir dosya üzerinde çalıştığınızı biliyoruz. Ne zaman son noktayı koyacaksınız?
Evet eleştiri yazılarımdan oluşan bir dosyamla birlikte bir şiir dosyam yayımlanma aşamasına gelmeyi bekliyor. Sanırım üzerinde biraz daha çalışmam gerek. Her şeyin bir zamanı olduğunu düşünüyorum. O zaman geldiğinde bunu bilirsiniz. Merina adlı şiir kitabım yayımlanmadan önce başka bir düşünce vardı aklımda. Ayrı geçirdiğimiz bir süreçte annemle birbirimize yazdığımız mektuplardan oluşan bir kitap düşüncesi. Ancak Merina çıktı ortaya. Şiirler birikmişti. Bir araya getirilmeleri gerekiyordu ve öyle de oldu. Şimdi mektupların zamanı. Onları düzenleyip bir araya getirdim. Yakın zamanda bir kitap olarak basılacağını düşünüyorum.
Herhangi bir türde kitap yazmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler olur?
Okumak, okumak, okumak. Başlıca tavsiyem bu olur. Bir de kendi iç seslerini bulmaları ve bunu yaparken samimi olmaları. Bu okuyucuya geçiyor. Size söylenenleri dinleyin ama bildiğiniz yoldan gidin demek isterim. Ve unutmayın hiçbir zaman tam olamayacağız. Hep eğitmemiz gerekiyor kendimizi.
Eylem Hanım, salgın günleri nasıl geçiyor, neler okudunuz? Başucu yazarlarınız kimler ve başucu kitaplarınız hangileri?
Salgın günlerini pek verimli geçirdiğim söylenemez. İçsel yolculuklar yaptım. Kendimle bir tür hesaplaşma da denebilir buna. Sancılı bir süreçti. Çok fazla okuduğumu söyleyemem. Okuduklarımdan ilk aklıma gelenler; Margaret Duras; Sevgili, Patrick Süskind; Aşk ve Ölüm, Mehmet Uzun; Sen, Gonçalo M. Travaris; Joseph Walser’ın Makinesi Cem Kertiş; Duygu Baba, Ahmet Önel; Bir Uyumsuzun Motel Notları, İlyas Tunç; Herkes İşinde Gücündeydi, Dickens; İki Şehrin Hikâyesi ve çeşitli kaynaklardan öyküler. Bir de yeniden okumalarım var; Slyvia Plath’in Sırça Fanus’u ve Zamyatin’in Biz’i.Yazarlarım değişebiliyor. Ama Dostoyevsky, Leyla Erbil, Coetze, Zweig, Ursula K.Le Guin yazarlarım diyebilirim. Başucu kitaplarım da yine bu yazarların bazılarından. Coetze’nin Yavaş Adamı ve Utanç’ı, Leyla Erbil’in Tuhaf Bir Kadın’ı ve Kalan’ı, Golding’in Sineklerin Tanrısı ve Ayn Rand’ın Atlas Vazgeçti üçlemesi.
edebiyathaber.net (14 Kasım 2022)