En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Adam Johnson, “George Orwell Arkadaşımdı” ve Elena Ferrante, “Yeni Soyadının Hikâyesi”. Açık konuşmak gerekirse iki kitabı da yemek istercesine büyük bir iştahla okudum. Johnson’ın çok yenilikçi ve örnek bir anlatım biçimi var. Aynı şekilde kurgusal anlamda da çok yaratıcı, özgün ve orada tam da günümüz nitelikli edebiyatında arzu ettiğimiz bir tat var bence. Cümlelerin tek tek izini sürerek okudum, bitmesin istedim ve, İşte bu, dedim, işte bu. Napoli serisi ise beni derinden sarstı. Aynı hızla serinin öbür kitaplarına da devam edeceğim. Ferrante’nin yazdıklarında, o büyük roman denilen şeyin tadı var bence ve günümüzde bunun sürdüğünün adeta bir kanıtı. Sürükleyici, yormayan bir dil, derinleşen duygularla ilerleyen o muazzam hikâye, tespitler, tasvirler ve bütün bunları anlatış biçimi. İki kitabın da politik, sosyolojik ve psikolojik anlamda sağlam bir yapısı var. Karakterler çok canlı. Okuyanı hikâyenin içine usulca çekip orada elimizden tutarak birlikte yürümeyi teklif ediyorlar. Tıpkı bir ustanın çırağına yapacağı gibi.
Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Okurluğuna güvendiğim ve zevklerimizin örtüştüğü arkadaşlarımın önerilerini dikkate alıyorum. Aynı zamanda twitter’dan yapılan güzel önerilerin de gizli gizliekran görüntüsünü almayı ihmal etmiyorum.
Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Aslında keşke bu kitabı ben yazsaydım değil de keşke bu kadar iyi bir şeyler yazabilseydim, diyorum.Beni böyle heyecanlandıran ve büyüleyen çok kitap var. Hepsini saymak biraz görgüsüzce olabilir.
Yazar olmaya karar verdiğiniz anı hatırlıyor musunuz?
Yazar olmaya karar vermedim. Kendimce hep bir şeyler yazıyordum, bir yerden sonra daha iyi bir şeyler yazmak istedim.Hâlâ daha iyi bir şeyler yazmak istiyorum.
Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
İlk olarak fanzinler aracılığıyla ortaya çıktılar. Kocama ve birkaç yakın arkadaşıma okutuyordum. Yazdıklarımı aralarında bölüştürdüm ki bu sayede kişi başına düşen acı çekme oranı düşsün.
Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Sabahları yazarım. Geceleri beni çok zorlayan bir durum olmadığı müddetçe yazmam. Gürültüden nefret ederim. En ufak bir yaşam belirtisi bile istemem. Ama bu konuda da şartlara uyum sağlamaya, kendimi terbiye etmeye ve evrimimi tamamlamaya çalışıyorum. Hayatın ne getireceğini bilemezsiniz
edebiyathaber.net (23 Mart 2018)