Değişik duygular içerisinde geçiyor günlerim. Daha önce böyle hissettiğimi anımsamıyorum. İçimde büyük bir boşluk var sanki. Herkesten ve her şeyden uzağım. Ne yapsam bir eksiklik duygusu. Hiçbir şey tamamlanmıyor gibi. Sığınağım kitaplarım da saklayamıyor beni. Satırların üzerinde boş boş geziyor gözlerim. Okuma iştahım bir süredir zayıfladı zaten, farkındayım. Yoruldum mu? Belki. Ama bırakıp gitmek de olmaz şimdi. Bir gayret devam ediyorum. Bir ara mı versem, diye soruyorum kendime. Yerine koyacak bir meşguliyetim yok. İş güç hiç olmadığı kadar konforlu bu ara. Onun verdiği rahatlık mı, yaşamı yavaşlatıp her yere ve her şeye yetişme arzusundan vazgeçmek mi neden oldu bu duruma bilmiyorum. Tarif edemediğim bir duygu bu. Sözcüklerle böylesi oynayabiliyorken kilitlenip kalmak da anlamsız geliyor ya neyse. Sözü çok uzatmadan şevkimi artırsın diye elime aldığım kitaptan söz edeyim biraz.
Ülkemizde “Haritada Kaybolmak” ve “Kraliçeyi Kurtarmak” adlı kitaplarıyla tanınan ve bu kitaplarının baskı sayısı görülmemiş bir başarıya ulaşarak yüzlü rakamları bulan Vladimir Tumanov “Volkandan Kaçmak” adlı kitabıyla yeniden bizlerle. “Haritada Kaybolmak”, “Suda Kaybolmak”, “Ateşten Kaçmak”tan sonra “Gizemli Haritalar” dizisinin dördüncü ve son kitabı. Bugüne dek olduğu gibi yine Günışığı etiketi ve Mine Kazmaoğlu çevirisiyle.
Bu kitabında Tumanov, doğada hayatta kalabilmek için bilimsel düşüncenin, aklını kullanmanın ve dayanışmanın değerini hatırlatıyor okuruna. “Alt Kardeşler, Mariana ve küçük kardeşi Jack, amca hediyesi tekne gezisinde Bermuda’da dalış yapmanın hayalini kuruyorlar. Ancak, dört arkadaş teknede yalnızken büyük bir fırtına patlıyor ve önce açık denize, sonra da ıssız bir adaya sürükleniyorlar. Adadaki yaban hayatının zor koşulları, volkanın varlığı, yaklaşan daha beter bir tehlikenin habercisi oluyor bu dört arkadaş için. Kahramanlarımız hayatta kalabilsin diye, çözmeleri gereken bilmecelerle de karşılaşıyorlar. Kitabı okuyan okurlar da bu bilmeceleri çözmek için uğraşacak ve keyifli zaman geçireceklerdir.
“Suda Kaybolmak” adlı kitabının üstüne yazdıklarıma bakınca, şunları gördüm o günlerde yazdığım satırlar arasında. “Haritada Kaybolmak’ın devamı niteliğindeki kitap yine doğa felaketlerini yaşayıp yaralarımızı sarmaya çalıştığımız bir döneme denk düştü. (…) Küresel iklim krizine dikkat çeken Tumanov’un bundan sonra hangi konuyu yazacağını da şimdiden merak ediyorum. Açıkçası bu örtüşmelerden de biraz ürküyorum. Kitap yazılana dek yaşanmamış olursa anlattıkları, korkuyla bekleyeceğim muhakkaktır.”
Bu satırların ardından böylesi bir felaket yaşandı mı yakın zamanda diye düşündüm açıkçası. Anımsayamadım. Aslında o kadar çok insanlık dışı olay yaşamışız ki; belki böylesi bir tehlikenin önemi de kıymeti de kalmamıştır gözümüzde. Yaşadığımız dünyanın evrildiği düzen akıl almaz bir boyuta ulaştı. Şaşırmamayı da öğrendik sanırım. Ama korku insani bir duygu ve her zaman içimizde. Yazdıklarıyla gerçeği eşzamanlı yakalayan da bir yazar olunca Tumanov, okuduklarımızdan etkilenmemek elde değil. Dizinin dışında olan kitaplarında biri “Asılı Dağın Kâhini”ni de 2020’de yaşadığımız İzmir depremi ile eşzamanlı okumuştum çünkü.
Tumanov, fantastik kitaplar yazsa da bir şekilde gerçeği yakalıyor. Bu da yaşadığımız dünyanın fantastik bir yer olduğunu gösteriyor sanırım.
edebiyathaber.net (15 Ocak 2024)