Fanzin: Alırım bir dal | Melike Bozdoğan

Mart 8, 1980

Fanzin: Alırım bir dal | Melike Bozdoğan

sigaraOsman babasının verdiği parayı avucunda sıkıca tutmuş oturduğu taşın üzerinden kaymamaya çalışarak sıranın ona gelmesini bekliyordu. Alnındaki terlere aldırmadan, sonunda abisinden kalan deri ceketi giyebildiği için mutluydu. Bir taraftan saatine bakıyor bir taraftan da sırada kimse önüne geçmesin diye oturduğu yerden ayağını öndekinin bacağına değecek şekilde uzatıyordu. Her şeyi çok dikkatli bir şekilde planlamıştı; Ayşegül kapıdan çıktığında okulun karşısındaki duvara oturmuş olacaktı.

Mahalledeki çocukların en büyüğü Murtaza, diğer çocukları Pursaklar İlkokulu’nun karşısındaki boş arsada sıraya dizmiş beş lira karşılığında tek dal sigara veriyordu. Osman sıra kendisine gelmek üzereyken yerinden kalkıp ceketinin fermuarını açarak beklemeye başladı. Parayı tuttuğu eli terden sırılsıklam olmuştu. Murtaza’ya uzatmadan önce son kez baktı paraya. Çırağı hasta olup gelemediği zaman atölyedeki çekmece yapımında babasına yardım ettiği için almıştı bu parayı. Çok düşünmeden uzattı Murtaza’ya.  Sigarayı alıp onu bekleyen arkadaşlarının yanına duvara koştu.

Artık duvarın üzerine çıkıp sigarasını yakması lazımdı. Okulun zili çalmak üzereydi. Ama hiçbirinin yanında çakmak yoktu. Murtazaların yanına gidip çakmak alsa bu sırada zil çalar Aysegül’ün çıkışını kaçırırdı. Osman tam ağzında sigara bunları düşünürken arkadaşları koşarak kaçışmaya başladılar. Ne olduğunu anlamak için arkasına döneceği sırada ensesine inen tokatla yerde buldu kendini. Kırmızı terliklerinden tanıdı annesini. Sabah komsularla beraber çama çime gitmek için evden çıkmıştı, Osman annesinin hava kararmadan dönmeyeceğini sanıyordu.

Kadın hem diğer çocuklara hem de yerde yatan Osman’a vuruyor; durmadan bağırıyordu. Annesinin siniri geçip küfürleri azaldığı sırada Osman okul zilinin çaldığını, öğrencilerin dağılmaya başladığını fark etti. Ayşegül’ün sınıfı birinci kattaydı. Çoktan çıkmış olmalıydı. Yattığı yerden doğrulup sokağın karşısına bakınca Ayşegül ve arkadaşlarının ona baktıklarını gördü. Çok utanmıştı. Hemen ayağa kalktı. Annesine tükürüp koşmaya başladı. Kadının peşinden fırlattığı terlik başka bir çocuğa çarpmış; onun da yere serilmesine sebep olmuştu. Osman arkasına bakmadan koştu. Yokuşu çıkıp parka ulaşınca kaldırıma oturup ağlamaya başladı. Babasına veda edip buralardan gidecekti artık burada yasayamazdı.

Hava kararmaya başlamışken babası Tokatlıların kahvesinden çıkıp Osman’ın oturduğu yere doğru geldi. Osman ayağa kalkıp babasına olan biteni anlatmak için ağzını açtığında yüzüne inen şamarla bir kez daha yerde buldu kendini. Babası tek dal sigaraya beş lira verilmeyeceğini, arkadaşlarıyla birleşip o paraya kaç paket alabileceklerini okkalı küfürler esliğinde anlattı Osman’a. Yattığı yerden kendine bir söz verdi Osman. Bir daha kimseyi sevmeyecekti. Ama öyle olmadı, sonraları çok sevdi.

Melike Bozdoğan- edebiyathaber.net (22 Ocak 2016)

Yorum yapın