Caner Sarıoğlu’nun yazdığı, Pınar Göktaş’ın resimlediği, “Faruk” serisinin ikinci kitabı olan “Sınıftaki Gizemli Saat”te, Faruk bu kez arkadaşlarıyla beraber öğretmenlerine yaptıkları bir şaka sonucunda heyecan dolu bir zaman yolculuğuna atılıyor.
Samsun doğumlu Caner Sarıoğlu, sokaklarda arkadaşlarıyla günü devirene kadar türlü oyunlar oynarken diğer yandan da dibine daldığı kitapların etkisiyle kendini geleceğin diplomatı olarak görüyormuş. Ancak sonradan kendini öğretmen olarak bulmuş. Yurtiçi ve yurtdışında birçok eğitim alıp, vermiş. Kesmemiş; çocuk edebiyatı üzerine de yüksek lisans yaparak, gönül verdiği işinin inceliklerini ziyadesiyle kavramış. Tahminime göre; iyi ki de öyle olmuş zira Sarıoğlu’nun yapmayı hâlâ en çok sevdiği şeyler arasında yine çocukluğundaki gibi bol bol okumak ve oyun oynamak varmış. Fakat artık oyun arkadaşları yaşıtları değil, öğrencileri olmuş.
Caner Sarıoğlu’nun çocuk edebiyatına girişi, Timaş Çocuk etiketiyle yayımlanan, Pınar Göktaş’ın çizgileriyle can verdiği “Faruk” karakteriyle olmuştu. Sarıoğlu’nun ilk kitabı “Şehirdeki Gizemli Sinyal”, aşina olduğumuz süper kahramanların aksine, “kendince” süper güçleri olan Faruk’un, yaşadığı yer olan Sevgi Şehri sakinlerini teknoloji bağımlılığından kurtartmasını konu ediyordu. Caner Sarıoğlu’nun yine Timaş Çocuk’tan çıkan ve resimlerde Pınar Göktaş’ın imzasını taşıyan ikinci kitabı, “Sınıftaki Gizemli Saat” de, Faruk’un, arkadaşlarıyla beraber yaptığı bir şaka sonucunda çıktıkları zaman yolculuğu serüvenini anlatıyor. Yazar, ilk kitapta olduğu gibi, “Sınıftaki Gizemli Saat”te de çocuk kitaplarının olmazsa olmazı “mesaj”ını, kör göze parmaktan ziyade, hikâyeye yedirerek veriyor.
Şakacılar, şakalar, beklenmedik sonuçlar…
Kahramanımız Faruk, ekürileri Derya ve Ömer’le uzun bir yaz tatilinin ardından acaba bu yıl onları ne gibi maceralar bekliyor heyecanıyla nihayet okullarına ve pek sevdikleri şen şakrak öğretmenlerine kavuşuyor. Sınıfta ortam şahane. Zira herkes birbirini çok özlemiş, bir yandan tatil maceralarını anlatıyor, diğer yanda da resim dersinde Picasso’ya, matematik dersinde manava, fen bilimleri dersinde de robota dönüşen şakacı öğretmenlerinin sınıfa güneş gözlüğüyle girmesine takılıyor. Tatil havasından henüz çıkamadığını söyleyerek şakalarına bir yenisini ekleyen öğretmenleri, sınıftaki öğrencilerden tatilde neler yaptıklarını resim çizerek anlatmasını istiyor. Tüm sınıf canla başla bu proje için çalışırken, bir teneffüs sırasında Faruk’un “kaşıntısı” tutuyor ve öğretmenlerinin onlara sürekli şaka yaptığını, bu kez de onların öğretmenlerine bir şaka yapma fikrini ortaya atıyor. Arkadaşlarının da kafasına yatan bu fikrin üzerine hepsi akıllarına gelen şakaları önermeye başlıyor. Pek tabii, süper kahraman Faruk’un, sınıftaki saati geri alarak öğretmenlerini şaşırtma şakası tüm öğrencilerce kabul görüyor.
Pizzadan saatle zamanda yolculuk
“Operasyon” için düğmeye basan “ekip”te herkes yerlerini alıyor. Faruk da öğretmenleri koridorda belirince saati takmak için harekete geçiyor ancak o anda beklenmedik bir şekilde saat titremeye başlıyor. Kimse ne olduğunu bir anlam veremezken, sınıfın kapısından yirmi yıl gençleşmiş öğretmenleri giriyor. Tüm öğrenciler ufak çaplı bir şok geçirdikten sonra akıllarına dışarıya bakmak geliyor. Gördükleri manzara karşısında ikinci şoku yaşıyorlar. Çünkü öğretmenlerindeki değişimin, normal hayata da sirayet ettiği ve zamanda yirmi yıl geri gittiklerini anlıyorlar. Konuya acil bir çözüm üretmek için pizzadan bir saat yapıp yerine takmaya çalışırken yine aynı şey oluyor, akrep ve yelkovan tıpkı ilkindeki gibi yeniden titremeye başlıyor. O sırada sınıfa, Faruk’un babaannesinin yaşlarında yaşlı bir kadın giriyor. Öğrenciler bu kişinin de öğretmenlerini yaşlanmış hali olduğunu anlıyorlar. Etrafa baktıklarında ise uçan arabalar, devasa binalar görüyorlar. Bu kez de geleceğe bir yolculuk yapan Faruk ve arkadaşları, normal zamana dönmek için kafa yorarken devreye yine Faruk giriyor ve bir saatçi bulup tamir ettirmeyi öneriyor.
Herkes taşın altına elini sokuyor!
Hepsi birlikte okuldan çıkıp uzun arayışlar sonrasında, bu işi çözse çözse Zaman Dede lakaplı yaşlı adamın çözeceğini öğreniyorlar. Zaman Dede’nin dükkanına girdiklerinde onları dedenin torunu Güneş karşılıyor. Ekip, vaziyeti anlayınca Güneş bir göz atmak için saati elin alıyor ve saatin dedesine ait olduğunu, onun bunu tamir edebileceğini söylüyor. Nihayet Zaman Dede ortaya çıkıp buralara kadar geldiklerine göre, bu işin de üstesinden gelebileceklerini öğütlüyor. Faruk ve arkadaşları, bu kez kendi zaman makinelerini yapıp kendi zamanlarına dönmek için kafa kafaya veriyor…
Caner Sarıoğlu, “Faruk” serisini ikinci kitabı “Sınıftaki Gizemli Saat”te, kahramanımız Faruk’un, “kahramanlık” özelliklerini ön plana çıkararak, bir anlamda bizi, ona daha da yaklaştırıyor. Yine ilk kitaba göre, macera ve fantastik unsurları da artıran Sarıoğlu, Faruk’un serüvenini temposunu ve heyecanını bu sayede daha yükseğe taşıyıp “mesaj kaygısından” biraz daha uzaklaşarak, okurun kitaba olan dahlini kolaylaştırıyor. Bize de Faruk’un yeni maceralarını beklemek düşüyor…
edebiyathaber.net (4 Kasım 2023)