Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Yazmak istediğim konuyu en iyi anlatabileceğim türü seçiyorum. Bu bazen bir masal oluyor, bazen öykü, bazen roman. Diğer yandan çocukların hayatı sevmelerini çok önemli buluyorum. Ve yaşam sevgisini, doğa sevgisini sanatın dışında, başka yollardan almalarının çok kolay olmadığını düşünüyorum. Çünkü edebiyat, hikâyeler, şiirler, romanlar aynı zamanda başka insanlar, başka hayatlar, hayvanlar, bitkiler, yağmurlar, fırtınalar, yıldızlar ve güneş ışığı demek. Gülmek, ağlamak, sevinmek, hüzünlenmek demek. Hepsini sayamam burada elbette ama yaşamak demek edebiyat. Çocuklar yaşasın isterim. Mutlu olsunlar, yaşadıkları dünya ile barışık olsunlar isterim ve bunun için elimde çalışkan diyebileceğim bir kalem var.
2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Bunu anımsamıyorum. Zaten çocuklar için yazılmış kitaplar okuyarak büyümedim ben. Kaşağı, Pembe İncili Kaftan gibi hikâyeleri küçük yaşta okuyup hüngür hüngür ağlayanlardanım. Ama bana ilkokul öğretmenim Pembe Şatonun Cücesi diye bir kitap armağan etmişti. Benden sonra çocuklarım da okudu onu. Yıprandı, ama kitaplığımın en önemli kitaplarından oldu. Bilmediğim bir dünyaya özgüydü. Aklımda kalan en eski çocuk hikâyesi o.
3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Çok beğendiğim yapıtlarla ilgili böyle bir duyguya hiç kapılmadım. Okudukça, edebiyatın başyapıtlarına ve onların yazarlarına duyduğum hayranlık, içimde daha büyük, yetkin yapıtlar üretmeye, daha çalışkan olmaya ilişkin duygular uyandırıyor. Muhteşem romanların, hikâyelerin bendeki etkisi böyle oluyor.
4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Son okuduğum hikâye kitabı, çocuklar için olan, tatsız tuzsuz bir şeydi. Ondan söz ederek kimsenin zamanını almayayım. Ben iyi bir kitabın adını vereyim burada, çocuklara da yaz okuması olsun. Güldem Şahan’ın Martı ve Savaş’ı, okuyalı yıllar olsa da etkisini sürdüren kitaplardan. Müthiş bir hikâye. Sırlarını vermek doğru olmaz. Okuyanlar bana hak verecekler…
edebiyathaber.net (31 Temmuz 2019)
“Ferda İzbudak Akıncı’ya 4 soru | Mehmet Özçataloğlu” üzerine bir yorum