Ferit Edgü’nün denemeleri ve bazı romanları son dönemde yeniden basıldığını görüyoruz. Kitaplar iki yayınevinden neredeyse aynı anda çıkmakta. Okurun bu tür kitaplarla bulaşması önemlidir. Ülkemizde bazı yazarların kaderi yayın dünyasının insafına kalmıştır. Eğer çok satmayacak bir yapıtsa ya da yönetimin istemeyeceği bir yapıtsa (geçen haftalarda Özdemir İnce kitaplarını bastıracak yayınevi bulamadığını gazetelerden okuduk. Bu durumun nedeni politik desek yeterli olur sanırım) yayınevi isteksiz oluyor. Elbette ülkemizin kültür politikaları da bu işin içerisindedir diye düşünebiliriz. Diğer yandan, son günlerde yayınevinin birisi ile Edgü arasında bir sorunu olduğu basına yansıdı. Bu durum bizim yazımızın dışındadır. Yazarların emeklerinin karşılığını alması en büyük dileğimizdir.
Tüm bunların ötesinde “çok satılacağı” düşünülen yapıtlar değişik yayınevleri tarafından ardı ardına basılıyor. Hele telif ücreti yoksa, iş biraz daha ucuza geliyorsa bu durum yayınevlerinin iştahını kabartıyor. Buna iki örnek vererek asıl konumuza dönelim. Alman yazarların telif ücreti ödemeden basılma aşamasına geçince, Türkiye’de bir Alman edebiyatı patlaması yaşandı. Bir yanıyla iyi oldu (okur yetkin Almanca yapıtlarla tanıştı) bir başka yanıyla “acaba emek sömürüsü” denilebilir mi, tartışılır. Yine Sabahattin Ali’nin yapıtlarına telif ücreti ödeme dönemi geçen yılda bitti. 2019 yılı itibari ile çok sayıda yayınevi Sabahattin Ali’nin yapıtlarını (romanları, öyküleri, şiirleri) bastılar. Okur açısından belki bir iyiliktir, kolaylıktır ama yine de yazarlarının varislerinin önerilerini de belli bir oranda düşünmek gerekir. Ama birkaç yayınevi de Sabahattin Ali ya da başka yazarlarla ilgili inceleme kitaplarını bu kadar geniş dağıtımını yapsa diye düşünmüyor da değiliz.
Konumuza gelince Ferit Edgü’nün yazıları (deneme, roman ve anıları) yeniden yayınlamaya başladı ve sürüyor. 2019 yılında Şimdi Saat Kaç?[1] Adlı deneme kitabı 33 yıl sonra 2019 yılında Alfa Yayınlarından yeniden yayınlandı. Edgü tarafından kurulmuş ve o dönemde oldukça nitelikli yayınlar basmış olan Ada Yayınları’ndan 1986 yılında çıkan kitabının yeni baskısı da okurun dikkatini çekeceği ve zevkle okuyacağı açıktır. Hele kâğıt sıkıntısının çok gündemde olduğu şu dönemde güzel bir kağıda basılı olarak okura sunulması çok özel ve güzel bir durum.
Deneme çok okunan bir türdür. Ama ülkemizde deneme nedir, denemenin nasıl yazılır, nasıl incelenir konusunda yeterli kaynağın olmaması ya da çok az olması[2] ülkemiz açısından bir sıkıntılı durum. Çok sayıda deneme yazılmış olsa da denemenin ne olduğu, hangi türün deneme olduğu konusunda da kitapların yazılması beklenir.
Edgü’nün kitabın biçimsel bazı özelliklerinden söz edelim. Şimdi Saat Kaç? deneme kitabında 44 deneme var. Sayılarla bir şifreleme yapacak olsa, 33 yıl sonra 44 denemeyi 304 sayfada okuyoruz (Biraz ebced hesabı yapsak 304 sayısı ile 33 ve 44 arasında gizemli bir ilişki bulunabilir mi, emin değiliz). Bu denemelerin ilk 1972 yılına ait. 1980 yılına kadar tek tek denemeler okunuyor (1972-1980: 7 deneme). Son deneme tarihi 1986 görünüyor. Kitaptaki en fazla deneme 1985 yılına ait. 8 deneme bu yıla ait. 1986 yılına ait 6, 1981 yılına ait 5 deneme ile bu sıralama sürer.
Burada güzel olan yan, Türk yazını açısından Ferit Edgü, Enis Batur, Tahsin Yücel gibi 2000’li yılların denemecilerin Türk yazın dilinin ve anlatımının gelişmesine çok önemli katkılar sunduğudur. Örneğin Ferit Edgü’nün Tüm Ders Notları kitabı bir deneme kitabıdır ama anlatım tekniği açısından çok özgün bir yanları vardır. Edgü’nün neredeyse şiirsel anlatıma yakın bir dili vardır. Düşünsel açıdan da oldukça özgün yanları vardır. Örneğin “sustuklarımı yazmaya çalıştım”[3] bir yanıyla aforizma türü bir anlatım, bir başka yanıyla da söz sanatları açısından oldukça özgün bir kullanım biçimidir. Yine Yazmak Eylemi[4] kitabında tek bir izleğin farklı metin biçimleri ve türleri ile yazmak oldukça ilginç bir metin kullanımıdır. Yazmak isteyen gençlerin göz önünde bulundurması gereken bir yapıttır.
Kitaba adını veren deneme, ikinci denemedir. Zaman kavramı farklı açılardan sorgulanır. Deneme yoluyla çok özgün ve ilginç bilgiler öğrenir düşüncesini Ferit Edgü’nün denemelerinde bolca görebiliyoruz. Zaman insanlar açısından ortak olan bir paylaşımdır. “Yeryüzündeki tek eşitlik zamandır” diyor Edgü. Ama insan bu eşitliği bazen bozar. Örneğin hücrede geçen zaman, ölüm döşeğinde geçen zaman aynı değildir. Zaman izleği her yazarın ele aldığı bir konudur. Melih Cevdet Anday’ın Ölümsüzlüğün Ardındaki Gılgamış ya da Marcel Proust’un Geçmiş Zamanının Peşinde yapıtlarının başlığı bile zamanla ilgilidir. Yine Samuel Becket’in Godot’yu Beklerken tiyatrosunda beklenilenin zaman olduğunu söylemesi ilginç bir bilgidir. Birçok araştırmacı Godot kavramına değişik anlamlar yüklerken Edgü’nün zaman kavramını yüklemesi de farklı bir bakış açısıdır.
Edgü’nün bu denemesinde ve diğer anlatılarında, denemelerinde sıkça üzerinde durduğu konuların başında yazma eylemi gelir. Bu izlek Edgü’nün tüm yapıtlarında başat bir sorunsaldır denilebilir. Hakkari’de Bir Mevsim romanındaki öğretmen de aynı konuyu belirtir “Yazdığınız hiçbir şeyi silmeyin, yanlış da olsa silmeyin, ben de öyle yazıyorum, yanlışlarımın üstünü çizmeden yazıyorum”[5] der. Denemesinde yazan kişinin amacı ve kime yönelik olarak yazdığı ele alınır. Gerçek yazarın peşinde olduğu “nasıl yazmalı” sorusudur. Yazarken kim için yazdığı, kimden etkilendiği bu denemeler içinde ele alınan konular arasındadır.
Kitabın genelde Türk ve dünya yazınının önemli yazarlarından, ressamlardan söz eder. Bu Franz Kafka olur, G. G. Marquez olur, Pablo Picasso, Louis Aragon, Ahmet Hamdi Tanpınar, Jean-Paul Sartre, Turgut Uyar, Onat Kutlar, Fyodor M. Dostoyevski ya da Henri Michaud olur. Yazarın özellikle Fransız resmi ama genelde Avrupa resmi ile ilgili çok geniş bir bilgi birikiminin olduğu bu denemelerden hemen anlaşılır. Aliye Berger, Abidin Dino gibi Türk ressamlarının çalışmalarıyla da okuyucu buluşturur. Elbette bu bilgi bombardımanı Ferit Edgü’nün merakın ve artalan bilgisinin bir göstergesidir. Zaten okuyucu da denemeyi bir şeyler öğrenmek, rahatlatıcı bir yazı için okur. Bu kitap da denemenin tanımına uyan bir kitaptır. Daha önceden okumayan okuyucunun çok haz alacağı bir kitap olduğunu belirtmek gerekir.
Bazı denemeler tümüyle kurmaca ya da düşlemseldir. Örneğin “Gabriel Garcia Marquez’e mektup var” denemesi, “Dubuffet öldü. Olsun. Ben gene (de) bir mektup yazdım ona” denemesi düşlemsel anlatımlardır. “100. Doğum gününde Fernand Léger” adlı denemesi biraz anıyı anımsatır. Bazı denemeleri deneme sınırlarını aşan anlatıya yaklaşan türden örneklerdir. Ama tüm bu düşlemsel yazılar okuyucuyu asla sıkmaz, tersine çok bilgilendirir. Her sayfayı bir kez daha okumaya yöneltir.
Henri Michaud’nun vefatından sonra yazdığı bir denemenin son sayfasına kadar söz ettiği kişinin adını vermez. Okuyucu merakla verilen bilgileri izler, okur. En sonda Fransız şairin adını verir. Hatta “bu yazımı, onun adını hiç anmadan da bitirebilirdim” (s. 180) diye söyler.
Deneme içinde en ilginç olan bir anlatım da Bodrum yakınlarındaki Dereköy’deki Kamil Gök’ün yapıp ettikleridir. Kamil Gök’ün yaptığı çeşmeyi Türkiye’deki Art Brut’ün ilk örneği olarak tabıtır. Bu gerçek bir durum mudur yoksa kurmaca mıdır, ben okuyucu olarak anlayamadım. Umarım böyle bir durum vardır da Dereköy’deki Art Brut daha gelişerek varlığını sürdürür.
Sözü fazla uzatmadan diğer türler arasında sıkışıp kalan ama yine de en çok okunan türlerden birisi olan bir deneme karıştırmak isteyen okuyucuya Ferit Edgü’nün Şimdi Saat Kaç adlı deneme kitabının iyi bir seçim olduğunu söylemek gerekir.
Ama ola ki hangi saatte okumak gerektiğini sorarsanız, istediğiniz saatte diyebilirim. Şimdi saat oniki, yirmi üç ya da sabahın beşi. Ne fark eder. Güzel bir kitap bulduysanız okumanın saati yoktur.
[1] EDGÜ, Ferit (2019) Şimdi Saat Kaç?, 2. Baskı, Alfa Yayınları, 303 sayfa. Buradaki tüm alıntıları bu kitaptan yapıyoruz.
[2] Bu kaygılardan dolayı son çalışmamı deneme yazma konusunda hazırladım. Belki de Türkiye’de bu alandaki ilk kitap olarak hazırlanan şu kitapta deneme yazma konusunda, denemenin özelliği konusunda yeterli bilgiler bulunabilecektir: GÜNAY, V. Doğan (2019) Deneme Yazma Sanatı, İstanbul: Papatya Bilim Yayınları (https://www.tdk.com.tr/deneme-yazma-sanati_65354.html)
[3] EDGÜ, Ferit (2001) Tüm Ders Notları, 2. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, s. 147.
[4] EDGÜ, Ferit (2017) Yazmak Eylemi. Bir Toplumsal / Siyasal Olay Üzerinde 101 Çeşitleme, 14. Baskı, İstanbul: Say Yayınları
[5] EDGÜ, Ferit (2017) O. Hakkâri’de Bir Mevsim. 33. Baskı, İstanbul: Sel Yayıncılık, s. 64.
V. Doğan Günay – edebiyathaber.net (27 Kasım 2019)