Kitapseverlerin merakla beklediği TÜYAP Kitap Fuarına sayılı günler kala kitapçı vitrinlerini de yeni çıkan kitaplar süslüyor. Şüphesiz ki raflarda yer alan genç yazarların yanında usta isimler de dikkatimizi çekiyor. Kitaplarını merakla beklediğimiz edebiyatımızın usta kalemlerinden biri de; Türk Dili’ne olan katkıları ve titizlikle kaleme aldığı öyküleri ile tanıdığımız Feyza Hepçilingirler.
Feyza Hepçilingirler, okuyucu karşısına bu sefer Everest Yayınlarından çıkan “Anlar” kitabı ile çıkıyor. “Anlar”, bir nakış işler gibi cümleleri titizlikle kurulmuş, bölümler haline ayrılmış 101 Kısa Öykü’den oluşuyor.
“Taksim otobüsü geçti mi?” diye sordum.
Küçümser gibi mi baktı, yoksa alay eder gibi mi? Bir tuhaf baktı.
“Taksim otobüsü geçse benim burada ne işim var?”
Kitabın birinci bölümü yolculuklarda geçiyor. Herkesin unutamadığı bir yolculuk anısı vardır. Ama bir de hatırlayamadığımız ve bilinçdışımıza yer etmiş anılarımız… Bu bölümde ve diğer bölümlerde yazar, hemen hemen herkesin karşılaştığı ama farkına var(a)madığı hikâyeleri kaleme alarak okuyucuda farkındalık oluşturuyor.
“Anlar” ile birlikte yola çıktıktan sonra, ilerleyen bölümlerde günlük hayatımızda karşımıza çıkmış ya da eşimiz dostumuzdan dinlediğimiz yaşam olayları ile karşılaşıyoruz. Feyza Hepçilingirler, bir insanın yaşamında karşılaşabileceği tüm detayları bu kitabında işliyor. Durakta otobüs beklemekten tutun da ettiğimiz küfürlere kadar.
“Ne oldu” diyorum, “Niye küstünüz? Niye konuşmuyorsunuz?”
“Küfretmişim ona,”diyor.
“Ettin mi?” diyorum.
“Yok, be!” diyor. Sktir git, dedim. Sktir git demek, küfür müdür?”
Hepçilingirler, bu öyküler ile sadece gündelik hayatımızın içinde şahit olduğumuz olaylar ile mi karşılaştırıyor bizi? Tabii ki hayır! Kimimizi bilmediğimiz coğrafyalara götürüyor ve o topraklarda yaşayan insanların bize karşı olan bakış açıları ile bizi, bir aynaya bakar gibi yüzleştiriyor. Bazılarımızı ise her gün karşılaştığımız ama tanıyamadığımız insanlar ile tanıştırıyor.
“Ben Müslüman bir ülkeden geliyorum bayan,” deseydim keşke.
Hazır Müslümanlardan ödleri patlarken çok iyi fikirdi.
Ve yazar; geçmiş zamanlardan, diyaloglardan, şefkatten, sevgiden, bakımevlerinden ve insanı diğer canlılardan ayıran en önemli duygu olan aşktan bahsettikten sonra okuyucuyu bir de tatile götürüyor. Ama bu sefer öyle sadece gezilip görülecek yerlere ve plajda kumda güneşlenmeye değil; tatil diye gittiğimiz yerlerin görünmeyen ve bilinmeyen taraflarını da kelimeleri ile gezdiriyor bize. Tabii hiç ummadığımız şeylerle karşılaşıyoruz yine.
Ayrıca yazar, ustaca kaleme aldığı öyküleri ile bizi adeta bir psikanaliz seansına sokuyor. Bilinçaltımızda yer alan kişisel öykülerimizi de -kitabın sayfaları arasında yer almamasına rağmen- yeniden zihnimizde canlandırmamıza sebep oluyor. Bu da bize kitabın bir başka güçlü yanını gösteriyor.
“Anlar” Türk Dili’nin ustalarından biri ile seyahat etmek ve kelimelerin tadına vararak sokaklarda yürüyüp, en basit olaylardan bile bir arkeolog titizliği ile anlam çıkartmak isteyenlerin mutlaka okuması gerektiği bir kitap.
Melih Yıldız – edebiyathaber.net (21 Ekim 2016)