İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü 21 Nisan Cumartesi günü saat 14.00'te Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek programda, 'Garip' akımının geçen 70 yılda Türk edebiyatına getirdiği yenilikler, serbest şiir anlayışı ve bu akımın sonraki dönemlere etkileri etraflıca tartışılacak.
Program Orhan Veli'nin fotoğraf, karikatür ve eser örneklerinden oluşan serginin açılışıyla başlayacak, daha sonra şairin hayatını anlatan belgesel film gösterilecek. Program kapsamında gerçekleşek açıkoturumun başkanlığını Prof. Dr. Haluk Oral yapacak, Doğan Hızlan, Hilmi Yavuz ve Orhan Veli Şiir Evi'nin kurucusu Şeref Özsoy konuşmacı olarak katılacak. Program sonunda Orhan Veli'nin sesinden şiirleri derleyen CD ve 'Beni Bu Güzel Havalar Mahvetti' adlı kitap hediye edilecek.
Garip ya da Birinci Yeni, Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday'ın öncülüğünü yaptığı şiir akımının adıdır. Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunur ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp, söyleyiş güzelliğini esas alır. 1941'de Orhan Veli, M. Cevdet Anday ve Oktay Rifat üçlüsü, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini Garip adıyla bir kitapta topladılar. Kitaba koyulan Garip adı zamanla hem üç şairi yansıtan bir kimlik kazandı hem de Türk şiirinde yeni başlayan akımı yansıttı.
Şiirde her türlü kurala ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkıp kuralsızlığı kural edindiler. Şiirin ölçü, uyak ve dörtlükle ilgisiz olduğunu, özgür yazılması gerektiğini savundular ve şiirin konularını genişlettiler. O güne kadar “seçkin” bir tür sayılan şiirin her konuda yazılabileceğini savundular.Konuşma dilini şiire dahil ettiler; “nasır” gibi bayağı bir sözcüğün de şiirde kullanılabileceğini gösterdiler. Halk deyişlerini şiire aktardılar. Bütün bu aykırı özellikleriyle şiir gibi görünmeyen ve Türk edebiyatı içinde tepki toplayan Garip Akımı, ancak günümüzde anlaşılabildi.
Garipçiler, Garip adlı kitaplarına yazdıkları önsözde, Türk şiirini katı kurallara bağlı ve doğallıktan uzak bulduklarını belirtmişlerdir. Garipçiler'e göre bu durumun temel nedeni hece, uyak, aruz gibi kalıpların şiirde vazgeçilmez sanılmasıydı.
Garip akımını takip eden şairler bir türlü düzgün para kazanamamıştır. Kaderleriyle baş başa kalmışlardır. Genelde yalnız olarak hayata gözlerini yummuşlardır.
edebiyathaber.net (19 Nisan 2012)