Sevim Ak‘ın son romanı Gazete Fısıltıları, 10 yaş ve üstü çocuklar için Can Çocuk Yayınları raflarında yerini aldı.
Gazete Fısıltıları’nın kahramanı Afi, teknoloji ve tüketim çağında dünyaya gelmiş pek çok çocukla benzer zevk ve alışkanlıklara sahip 12 yaşında bir oğlan çocuğu. Afi’nin ona doğumuna kadar eşlik eden ancak hayata birlikte gözlerini açamadığı bir kız kardeşi var. Mezarı bahçelerindeki manolya ağacının altında olan Kozi ile kimselerin bilmediği bir dostluk yaşamaktadır Afi. Ondan başka kimsenin gözüne gözükmeyen bu kardeş, Afi’yi asla yalnız bırakmaz.
Çiçekler, yapraklarla bezenmiş bir bedene sahip ve bitkiler konusunda uzman olan Kozi, “teknoloji çocuğu” Afi’yle taban tabana zıttır. Büyüme ve kendini var etme sürecinde Afi’nin adeta iç sesi olur; ölüme, yaşama ve doğaya dair sorgulamalarında ona bambaşka kapılar aralar. Afi’nin Kozi’yle gerçekleştirdiği diyaloglarda zihnine düşen yeni yaklaşımlar, gündelik hayatında karşısına çıkan olay ve durumlara karşı aldığı tavrı, yaptığı seçimleri ve davranışlarını etkiler.
Kozi sayesinde mutlak ölüm fikrinden uzaklaşan Afi, yaşam ve ölümün iç içe olduğu ve aralarında ince bir çizginin bulunduğu gerçeğiyle büyür. Bu ince çizgide yaşayan başka hayatlarla karşılaşır ve her bir hikâyede boyundan büyük sorular içinde bulur kendini.
Yaşadığı bir tesadüf sonucu kendini hastanede iz sürerken bulan Afi’nin yolu burada Sude ile keşisir. 6 yıldır bitkisel hayattaki annesine eşlik eden Sude’nin yerine koyar kendini ve “yaşama hakkı”nı sorgular.
Bu sorgulamalar farklı biçimlerde, farklı kişilerle karşısına çıkmaya devam eder; sınıf arkadaşlarından Berti’yi daha yakından tanıma fırsatı elde eder bir gün, bu yakınlaşma onu yaşamın başka bir yönüyle daha yüzleştirir. Güvenlik telleriyle kuşatılmış korunaklı hayatında harala gürele yürüdüğü okul yolu, bir başkası için mayın tarlası olabilir.
Hayatına giren bir diğer önemli isim Oklit Amca’dır; bitkiler ve bitkisel hayatla ilişki kurmasını sağladığı gibi başka konularda da deniz fenerliği yapar Afi’ye, sanat da bunlardan biridir. Bugün yeni medyayla içine düştüğümüz “gösterme merakı”na bir meydan okumayla sanatında da “doğal olan”ı arar, yine doğadan beslenir.
Gazetelerin fısıldadıklarına kulak vermeyi öğrenir Afi; steril, tekdüze dünyaların dışında toplumun farklı kesimlerinde yaşanan gündelik olaylarla yüzleşirken ‘masal anlatıcısı kız’, ‘parmaksız küçük dev’, ‘yersiz yurtsuz sihirbaz’ ona kitaplarda bulamayacağı bir yaşam deneyimi verir; o güne kadar yüzünü çevirmediği farklı hayatlara yakınlaşır.
“Bak şu kelebeğe, yaşıyor ama ölümü de içinde taşıyor. Bir gün sonra yok olacak belki. Ama yok mu olacak gerçekten? Bize öyle diyorlar ama o andan sonra başka bir şey başlayacak.”
edebiyathaber.net (9 Eylül 2014)