Çocukluk yıllarımda evde bir Hayat Ansiklopedisi olduğunu anımsıyorum. Şevket Rado’nun başında olduğu Hayat dergisini ve Doğan Kardeş’i de yayınlayan Hayat Yayınları grubunun tifdruk tekniği ile bastığı resimli bir yayındı. Ansiklopediyi normal bir kitap gibi ilk sayfasından başlayarak, hiçbir maddesini atlamadan okumuştum. Beni asıl etkileyen ise Resimli Bilgi Ansiklopedisi’ydi. Ansiklopediyi defalarca okumuş, adeta ezberlemiştim. Resimli Bilgi her sayfası renkli ve büyük resimlerle dolu çocuklara yönelik hazırlanmış bir yayındı. Büyük bir ihtimalle çeviriydi. Resimli Bilgi’yi de 1964-67 yılları arasında 8+2 cilt olarak yani toplam 10 cilt halinde Hayat Yayınları yayınlamış.
O zamanlar ansiklopediler haftalık, 15 günlük ya da aylık fasiküller halinde yayınlanır ve gazete bayilerinde satılırdı. Olay yaratan ansiklopedi ise 1969’da yayına başlayan Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedisi’ydi. Meydan Gazetecilik ve Neşriyat tarafından yayınlanan ansiklopedi Fransızların Grand Larousse Encyclopedique’ini esas alıyordu ama Türkçe maddeler eklenerek çok zenginleştirilmişti. 641.000 madde, 62.000 resim ve 2.900 tablo içeriyormuş. 1973’e kadar süren yayın 12 kalın ciltten oluşuyordu. Daha sonra iki ek cilt de yayınlanmıştı. Yayıncısı Safa Kılıçlıoğlu, telif ekibinin yöneticisi Nezihe Araz, çeviri ekibinin yöneticisi Hakkı Devrim olan ekipte 200 yazar ve çevirmen yer almış ki hemen hepsi Nihat Erim, Macit Gökberk, Mehmet Kaplan, Burhan Felek, Sabri Esat Sivayuşgil gibi Türkiye’nin alanlarına en önemli isimleriydi.
Meydan Larousse o kadar önemsenmişti ki her evde baş köşede mutlaka bulunması gereken bir yayın olarak değerlendiriliyordu. İnternetin henüz icat edilmediği, Google’ın olmadığı bir çağda ödevlerimizi yapmak için başvuracağımız en önemli bilgi kaynağıydı.
1980’ler Türkiye’de ansiklopedi yayıncılığının altın çağı oldu. Kuşkusuz bunda matbaacılık tekniğindeki gelişmeler, tipo baskıdan ofsete geçilmesi ile baskı süresinin çok kısalması ve kalitenin artması da etkendi. Gelişim, Görsel, İletişim, Ana gibi birçok yayın grubu ansiklopedi yayınlıyordu. Ev, sinema, müzik, yemek gibi kolayca akla gelebilecek konuların yanında dinden cinsel bilgilere kadar hemen her konuda ansiklopediler vardı. Talep arttıkça ayrıntılara girilmiş “Sanat Tarihi”, “Devrimler ve Karşı Devrimler”, “Sosyalist Kültür” gibi özel konulara da ansiklopediler çıkarılmıştı.
Karacan Yayınları’nın “Bilinmeyen” adlı ansiklopedisi ise en ilginçleri olmalı. “İnsan Beyninin, Uzayın ve Zamanın Bilinmeyen Dünyası” alt başlığını taşıyan ansiklopedi Ata Nirun’un yönetiminde çıkıyordu. 10 cilt süren yayında paranormal konular, ruhsal mesajlar, hayalet olayları, UFO gözlemleri, görünen ve bilinmeyen yaratıklar gibi olaylardan bahsedilirdi.
Bu ansiklopediler esas olarak yurtdışında yayınlanan bir ansiklopedinin çevirisine Türkiye ile ilgili maddeler eklenerek hazırlanıyordu. Nazan Uçak’ın “Türkiye’de ansiklopedik yayınlar ve 1980-1989 yılları arasında yayınlanan ansiklopedilerin değerlendirilmesi” başlıklı yüksek lisans tezi kapsamında incelediği 1980-89 tarihleri arasında yayınlanan 70 ansiklopedinin 38’i tamamen çeviridir ve 18’i İtalya’dan alınmıştır (55.pdf (hacettepe.edu.tr).
Ansiklopediler o kadar büyük ilgi görmüştü ki tirajı 200 bine kadar yükselenler olmuştu. Tabii bu durum tiraj savaşı veren bir başka sektörü, gazeteleri de ilgilendirecek ve 90’ların başında “Ansiklopedi savaşları” denilen olay yaşanacaktı.
Bu savaşı tetikleyen Sabah gazetesinin efsane Meydan Laourusse Ansiklopedisi’ni kupon karşılığı verme kararıydı. Sabah bu hamleyle satışını yüzde 76 artırıp 1.274.376 adetlik büyük bir satış yakalamış ve Milliyet ve Hürriyet’in toplam satışından daha fazla satar olmuş. Ansiklopedi yanında bir de deterjan verdiği gün de Sabah’ın satışı 2,5 milyona ulaşmış.
Bu tiraj farkını görüp birinciliği kaptırdığını anlayan Hürriyet de Temel Britannica’yı vermeye karar vermişti. Milliyet, “1968’in değil, 1992’nin Larousse’u” sloganıyla Sabah’ın verdiği Larousse’un çok eski olduğunu belirterek “Yeni Büyük Larousse”u vereceğini açıklayarak savaşa katılmakla kalmamış, kavgayı da başlatmıştı. Üstelik Milliyet, Hürriyet’in verdiği ansiklopedinin de gerçek Britannica olmadığını, esas ansiklopedinin ek yayını olan bir çocuk ansiklopedisi olduğunu belirtiyordu. Ayrıca kendi ansiklopedisinin “24 cilt halinde, l. hamur kâğıda, renkli ve bez ciltli, üstelik 11 ayda” teslim edileceği de vurguluyordu. Bu hamle Milliyet’in satışının 300 binlerden 1 milyon 400 bine fırlamasına neden olmuş.
Böylece hangi ansiklopedi orijinal ve daha kapsamlı, hangisi daha iyi basılmış, hangisi daha pahalı tartışması başladı. Savaş sürerken Hürriyet 1,5 milyon satış, ardından da Sabah 2 milyon günlük satış açıklamış.
15 Ekim 1993’te “Hürriyet Ansiklopedilerin Ansiklopedisini Veriyor” diye çıkmış Hürriyet gazetesi. İkinci ansiklopedi kampanyasında “Ana Britannica”yı verecektir. Bu sırada Sabah “Gelişim Hachette” ansiklopedisini vermektedir. 16 Ekim’de ise Miliyet üç ansiklopediyi birden, yani “Thema Larousse, Dictionaire Larousse ve Junior Larousse”u, 6 ayda, kuponla, bedava dağıtacağını duyuruyordu.
23 Ekim’de Milliyet de “Hürriyet ‘ana’ dedi yavrusunu veriyor!” başlığıyla, “Geçen yıl Britannica deyip çocuk ansiklopedisi veren Hürriyet aynı kandırmacaya bu yıl da başvuruyor: Aslı 33 bin sayfa olan orjinal Britannica’nın 14 bin sayfalık ‘yavru’sunu veriyor” demiş.
Ansiklopedi için 17,5 milyon dolar ödediklerini belirten Hürriyet “Ana Britannica tartışılmaz biçimde dünyanın en ıyı ansiklopedisidir” diye cevap vermiş. 8 Aralık’ta Sabah “İnanılmaz Gerçekleşiyor: Sabah Gazete Ansiklopedisi Dönemini Kapatıyor” başlığını atmış ki öngörüleri doğru çıkacak, bu ansiklopediler savaşını bitiren yayın olacaktır.
Sabah “Grolier International Americana” adlı ansiklopediyi verecektir. Hürriyet ve Milliyet bu ansiklopedinin “uyduruk”, eksik ve yanlışlarla dolu olduğunu belirtip “Eğer çocuğunuz öğrenciyse bu ansiklopediyi ondan uzak tutun” derler. İddiaya göre Sabah’ın vereceği ansiklopedi orijinalinden 10 bin sayfa, 20 cilt ve 50 bin madde eksiktir. Milliyet grubundan Meydan gazetesi ise Sabah’ın dağıtacağını duyurduğu Grolier International Americana için “ABD’nin kitapçılarında ve kütüphanelerinde bu isimde bir ansiklopedi olmadığını” haber yapmış.
22 Aralık’ta Milliyet Sabah’ın verdiği ansiklopediyi, İstanbul 8. Noteri’nin incelediğini ve “Encyclopedia Americana” olmadığına karar verdiğini yazmış. Bu yayına karşılık, Sabah gazetesi ABD’de New York Halk Kütüphanesi’nde yok denilen ansiklopedinin bulunduğunu belirten ve kütüphanenin önünden yapılan bir TV yayınıyla ya da reklamı ile karşılık vermişti.
1 Şubat 1994’te Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti’nin çağrısı üzerine gazeteler buluşmuş ve ortak bir bildiri imzalayıp savaşı bitirmişler. Savaşın bitmesi ve ansiklopedi vermekten vazgeçmeleri ile de gazetelerin satışları eski düzeylerine 200-300 binlere düşmüş. (İncilay Cangöz, Türk basınında tutundurma çalışmaları ve ansiklopedi kampanyası, Yüksek lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, 1995, 109336.pdf (anadolu.edu.tr)).
Böylece Türkiye’de ansiklopedi yayıncılığının kaybedeni belli oluyordu. Yayınevleri başta Larousse, Britannica ve Americana gibi en değerlileri olmak üzere kayda değer tüm ansiklopedilerini gazetelerin savaşına kurban etmiş, belki dönemsel olarak büyük paralar kazanmış ama ansiklopedi yayıncılığını da bitirmiş oluyordu. Çünkü artık herkesin evinde en az bir takım ansiklopedi vardı. Çok geçmeden hayatımıza girecek olan internetle birlikte en yeni bilgileri üstelik ücretsiz edinebileceklerini öğrenince anne babalar içlerindeki bilgiler çoktan eskimiş bu ansiklopedileri ne yapacaklarını bilemeyecek, plastik kova karşılığı eskiciye bile veremeyeceklerini anlayınca kütüphanelere bağışlayacaklardı.
edebiyathaber.net (5 Temmuz 2023)