1809-1852 yılları arasında yaşamış olan Nikolay Vasilyeviç Gogol şüphesiz Rus edebiyatında ardılı olarak gelmiş başta Dostoyevski, Tolstoy, Çehov ve Gorki olmak üzere birçok yazara ilham kaynağı olmuştur. Öykülerinde ve oyunlarında içinde bulunduğu Rus toplumunun yapısını yansıtırken, bir yandan da yapıyı ağır bir şekilde eleştirmiştir. Sanatın asıl görevinin insanları bulundukları uyuşuk durumdan kurtarmak olduğunu savunmuş, bu sebeple de düşünsel açıdan derinliği olan eserler bırakmaya çalışmıştır. Eski feodal düzenden sanayi devrimine geçiş dönemi içerisinde yaşamış olan Gogol; toplumun bu geçiş dönemi içerisindeki çalkantılı yapısını bütün gerçekliği ve çarpıklığı ile gözler önüne serer. Toplumun feodal bağlantılarından gelen ve zihninin derinliklerinde yatan uyuşukluk, tembellik ve adam kayırma gibi gelenekçi tutumların, sanayi devrimiyle birlikte gelen para ve mevki kazanma hırsına, sınıf atlama mücadelesine dönüşümünü gerçekçi bir dille ele alır. Fakat Gogol ne kadar gerçeklik akımı içinde yer alsa da onu salt gerçeklik akımı ile birebir özdeşleştirmek mümkün olmamaktadır. Çünkü Gogol’ün bu gerçekçi dili eserlerinde absürde varan, yer yer psiko-romantik bir uslübe doğru kayar. Bu yüzden Gogol’ü değerlendirirken tek bir bakış açısı doğrultusunda ele almak, bu yazarın metinlerindeki katmanlı yapının çoğu zaman doğru olarak anlaşılamamasına neden olur. Gogol, Rus toplumunun değişik yanlarını hicveden karakterler yaratırken, kendinden önce gelen geleneksel edebi arketipleri başarılı bir şekilde biraraya getirmiş ve böylece kendi özgün sanat uslübünü yaratabilmiştir.
Nabokov’a göre “Palto” sanıldığı kadar basit ve tekdüze bir hikaye değildir: “Hikayenin gerçek değerini takdir edebilmek için, bir tür zihni parende atıp edebiyatın basmakalıp değerlerinden kurtulmak, insanüstü hayal gücüyle düşşel bir yola düşmüş olan yazara eşlik edebilmek gerekir. Gogol’ün dünyası bir ölçüde, modernfiziğin ‘Genişleyen Evren’ ya da ‘Patlama Evreni’ gibi kavramlarıyla bağlantılıdır; geçen asrın pürüsüzce dönüp duran dünyalarıyla alakası yoktur. Edebi tarzı, tıpkı uzay gibi bükümlüdür.”
1842 yılında yayımlanmış Gogol’ün Palto’su ile 1915 yılında yayımlanan Kafka’nın Dönüşümü’nün kahramanları birbirine benzemektedir. Gogol’ün kahramanı Akakiyeviç ve Kafka’nın kahramanı Gregor Samsa iç çatışmaları, düş kırıklıkları ve yaşamla olan savaşlarıyla birbirlerine çok benzeyen modern toplumun “küçük insan” figürünü ortaya çıkarmıştır.
Gogol, Çarlık Rusya’sındaki ekonomik yozlaşma, toplumsal sınıflaşma ve Rus bireyinin içine düştüğü bunalımlardan rahatsız olarak eserini kaleme almıştır. Palto, bireylerin psikolojik savrulmaları ve Çarlık Rusya’sının sınıflaşma, fakirlik, yalnızlaşma gibi toplumsal yapısındaki çözülmeler arasında ilişki kurmuş bir öyküdür ve amacı toplumsaldan bireysele doğru uzanmaktır. Nabokov’un deyişiyle; “Gogol’ün dehası Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların keşişmekle de kalmayıp, solucan gibi kıvrılabileceklerine, karmaşık bir hale gelebileceklerine işaret eder; tıpkı suya yansıyan iki sütunun, gereken dalgacığı yakaladıklarından titrek titrek burdukları gibi.”
Gogol’ün kahramanı Akaki Akakiyeviç’i devlet dairelerinden birinde memurdur. Gogol kahramanını şöyle betimler: “Boyu kısaca, yüzü çopurca, seyrek saçları kızılca, gözleri bozukçaydı… İki yanı kırışıklarla kaplı yüzü ise şu hemoroidal dedikleri renge bürünmüştü, ‘memur hastalığı’ sayılan basurdan dolayı herhalde” (sayfa 143)
Akaki Akakiyeviç, diğer memurlar tarafından hor görülür: “Kimse saygı göstermezdi kendisine. O önlerinden geçerken odacılar yerinden şöyle hafifçe mırıldanarak şöyle şurda dursun, ta ötelerinden basit bir sinek uçuyormuş gibi umursamaz davranırlardı. Yöneticilerin tutumları ile soğuk ve zalimceydi…” (sayfa 145)
Hele genç memurlar… bir devlet dairesinde savrulabilecek en sıradan nüktelerle adamcağıza yüklenirler, adamcağıza yüklenirler…” (sayfa 146)
Akaki Akakiyeviç işine düşkün bir memurdur. İşini büyük hazla yapar, görevine aşkla bağlıdır. Ancak çalışkanlığına ve gerçekten dürüstlüğüne rağmen bir türlü hakettiği yere gelemez.
“Bugüne de ne müdürler, memurlar, şefler değişmişti çalıştığı yerde, ama o hep şimdiki yerinde kaldı, ‘kalem memuru’ olarak…” (sayfa 145)
“Memuriyete gösterdiği olağanüstü çabaya uygun bir şekilde terfi ettirilmiş olsaydı (buna herkesten çok şaşardı herhalde) müsteşarlık özel kaleminde falan çalışıyor olabilirdi, onun bunca çabanın sonunda hakettiği şey –dairedeki nüktedan arkadaşlarının anlatımıyla– sırtında ur, kıçında basur olmuştu…” (sayfa 147)
Soğuk kış günlerinde eskimiş paltosuyla idare etmeye çalışır. Mesai arkadaşları arasında eskimiş paltosu da alay konusudur: “Akaki Akakiyeviç’in paltosu memurların alay konularından biriydi. Hatta adamcağızın bir üst giyisisine anlı şanlı palto adını bile çok görerek sabahlık demeye başlamışlardı. Aslına bakarsanız paltoya benzer bir halinin kalmadığı da bir gerçekti. Epriyen, yıpranan yerlere yama olarak kullanılmaktan yakalar kesile kesile incecik bir şerit halini almıştı…” (sayfa 151)
Terziye eski paltoyu tamir ettirmek için gider. Terzi, eski paltosunun iflah olmayacağını söyleyince, güç bela yeni palto diktirmeye karar verir. Eskimiş paltosu ile alay eden çalışma arkadaşları yeni paltosunu üzerinde gördüklerinde bu defa Akaki Akakiyeviç’le ilgilenir, ona itibar ederler. Nasreddin Hoca misali, “ye kürküm ye, bu itibar bana değil sana” Yani yeni palto itibarı simgelemektedir.
Bürokrasiyi görürüz öyküde; “Önemli kişi” dediği ulaşılmaz, erişilmezdir. İnsanlar onu bekler, keyfi ne zaman olursa o zaman görüşür. Dokunulmazlığın da simgesidir., “Önemli kişi” bekletir, işi olan da beklemek zorundadır. Haksızlığa itiraz edecek olursa, şöyle bir tepkiyle karşılaşır: “Böyle bir şeye nasıl cesaret edebilirsiniz?.. Siz kiminle konuştuğunuzun farkında mısınız?.. Karşınızda duran kişinin kim olduğunu bilmiyor musunuz?…” (sayfa 169)
Ve bürokrasinin dolambaçlı yollarında dolanıp duran insanlar…
“Önce kendi dairenize dilekçe vermeniz gerekirdi, dilekçeniz oradan masa şefine, oradan şube müdürüne, oradan benim sekreterime, en son da bana gelecekti…” (sayfa 171)
Weber, bürokrasiyi, “büyük çapta idari görevler ve örgütsel hedeflere ulaşmak için, çok sayıda bireyin çalışmasını rasyonel bir biçimde koordine etmek amacıyla tasarlanmış hiyerarşik örgütsel yapı” olarak tanımlar ve ekler, “Bürokrasi demir kafestir!” Bir organizasyon yaklaşımı olan bürokrasi, günlük dilde kullandığımız “burası devlet dairesi” , “kanunlar böyle emrediyor”, “bugün git yarın gel” anlamının aksine, organizasyon yapısını ifade etmektedir. Ancak toplumsal hayatın aynası olan öykü ve romanlarda bürokrasinin toplumlar üzerindeki etkisinin Weber’in “ideal tipini” tam olarak gerçekleştiremediğini görüyoruz. Aslında Weber, bu sorunları önceden öngörmüş ve dünyanın büyüsünün bozulmasından endişelenmiştir. Bunun giderilmesi için Weber, kamu görevlisinin Parlemanto tarafından kontrolü ve düzenli bir hesap vermesi şeklinde bir çözüm anahtarı düşünmüştür. Tabii, denetleyici rolünü üstlenecek Parlemontonun da sağlam, güvenilir, gerçekten dürüst, şahsi çıkar gözetmeyen bireylerden oluşması gerekir…
Gogol’ün Palto’su dünya edebiyatının başyapıtlarından olup önemli mesajlar içerir. Bürokrasi çarkında ezilenlerin dramıdır. Kozmosun temel özelliklerinden birisi olan “tepkisizlik”, öznenin çaresizliğini de gözler önüne sermektedir. Burada özneyi insan olarak değerlendirirsek, tepkisizlik ve ne yapacağını bilemez bir çaresizlikle, boyun eğmeyi istemese bile buna razı olur…
Kaynakça:
- Orkun Öngen – Gogol’ün “Bir Delinin Hatıra Defteri” Adlı Oyunundaki Porişçin Karakterinin Katmanları (Makale)
- Gogol – Bir Delinin Hatıra Defteri-Palto-Burun Petersburg Öyküleri ve Fayton – Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
- Kadir Can Dilber – Gogol’ün Paltosu’ndan ‘Beyaz Mantolu Adam’ı Çıkarabilmek -Nesnenin Özne ile Simülakra’sı- (Makale)
- Safiye Karababa – Gogol’ün “Palto” ve Kafka’nın “Dönüşüm” Romanlarına Karşılaştırmalı Bir Bakış (Makale)
- Ebrar Münevver Çam – Max Weber’in Bürokratik Devlet Mekanizmasının Rus Bürokrasisinde Ortaya Çıkardığı Sorunların ve Toplumsal Yozlaşmanın Sebeplerinden Gogol’ün Palto Eserinden Değerlendirilmesi
edebiyathaber.net (12 Kasım 2024)