- Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Çocukluğumuzun masumiyeti unutulmasın diye yazıyorum, diyebilirim. Fiziki büyümenin verdiği ürpertiyi, çocuk ruhumuzun pürüzsüz içtenliğiyle değiş/tokuş yapmanın en sağlıklı yönteminin yazmaktan geçtiğine inanıyorum. Nilgün Marmara’nın bu bağlamda söylediği bir sözü de daima hatırımdadır. Şöyle der Marmara: Çocukluğun kendini saf bir şekilde akışa bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte!
Çocukluğumun günümüz çocuklarına söyleyecekleri olduğu kanısındayım. Kültürel zaman dilimlerinin birbirlerine anlatacakları dahası emanet edecekleri yığınla incelikler ve hatıralar olduğunu da söyleyebilirim. En azından benim için öyle. Az ile yetinmeyi bilen, makul hayalleri olan, tabiatın ve yaşamın öznesi olma iddiası taşımayan çocukluğumun, günümüz çocuklarına söyleyeceklerinin olması, çok, hatta oldukça çok içtenlikler taşıyor. Ama bunun çocuksu bir edayla değil çocuk gerçeğine ve çocuk duyarlılığına yaslanmış bir dille mümkün olabileceğini de anımsatmak isterim.
- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi?
Okuduğum ilk çocuk kitabı yanılmıyorsam Ömer Seyfettin’in Kaşağı kitabıydı. Peşinden Ömer Seyfettin’in diğer yapıtları, Macar yazar Ferenç Molnar’ın Pal Sokağı Çocukları ve o yılların gündeminde olan diğer yazarlarının kitapları takip etti. Kemalettin Tuğcu’yu özellikle belirtmem gerekiyor. Tuğcu’nun yapıtlarından dil duyarlılığı olmasa bile en azından merhameti, sorumluluğu ve fedakârlığı öğrendik.
- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz kitap oldu mu?
Olmaz mı, oldu tabii ki. Türk yazarlarından Mustafa Kutlu’nun ‘Yıldız Tozu’nu, Cahit Zarifoğlu’nun ‘Gülüçük’ünü, Abdulkadir Bulut’un ‘Kahveci Güzeli’ni, Yalvaç Ural’ın ‘Müzik Satan Çocukları’nı, Refik Durbaş’ın Yaramaz Şiirleri’ni, Çetin Öner’in Gülibik’ini, Mustafa Ruhi Şirin’in Guguklu Saatin Kumrusu’nu, Ahmethan Yılmaz’ın Karanfilli Dev Amcası’nı sayabilirim. Yabancı yazarlardan ise Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un 1968’de yayımlanan ‘Şeker Portakalı’ adlı eserini hatırlatmak isterim.
- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncenizi kısaca belirtir misiniz?
En son okuduğum çocuk kitabı Çiğdem Sezer’in Kamyon Kafe kitabı oldu. Hayranlıkla okudum Kamyon Kafe’yi. Şeker Portakalı gibi bir kitabın benzerinin bizde de yazılmasını hep arzu etmişimdir. Kamyon Kafeyi okuyunca bu dileğimin yerine getirildiğini görmüş oldum. Çiğdem Sezer, çocukluğunun geçtiği günlerin sevincine ortak ediyorum okuyucuyu. Sanki aynı çocukluğu, mahalle arkadaşı gibi yaşıyor, özümsüyor; çocukluk mevsiminin bizimle sürüp gidecek olan anılar yumağına dâhil oluyorsunuz. Sıcak, içtenlikli sözcüklerin yazarın dilinden kanatlanıp yaşamın büyülü ve arındırıcı soluğuna karıştığını ve usul bir rüzgâra eşlik eden hışırtısını, -kitabın kapağını kapattıktan sonra da- havada dolaştığını görüyorsunuz.
edebiyathaber.net (8 Temmuz 2020)