Çok yazarlı kitapları okumak oldukça zevklidir. Üstelik bir de araştırma ve ilgi alanıza hitap ediyorsa tadı damağınızda kalır kitap bittiğinde. Keyifli bir okumaya karşın böylesi kitabı vücuda getirmek ise oldukça zahmetlidir. Bu nedenle aynı tema üzerinden farklı yazarlara sunulan yazı tekliflerini değerlendirmek ve kitaplaştırmak bir editör için oldukça zordur. İşte bu nedenle Editör Burcu Bayer’e hakkını vererek başlamak istiyorum değerlendirmelerime.
Üç Elma: Mitoloji, Folklor, Fantastik Ketebe’den çıktı ve kitaplıklarımıza kuruldu. Kitabı derinlemesine okuyabilmek için fırsat kolladım ve bunun için sonunda imkân bulabildim. Hem çalışma hem de ilgi alanım olması hasebiyle büyük bir zevkle okudum. Çalışmanın içerisinde mitoloji, folklor ve fantastik farklı başlıklar altında birbirinden farklı toplamda yirmi dört yazara ev sahipliği yapıyor.
Öyküsüz ve mitsiz bir dünyada kaybolacağımızı unutmadan kendimizi bulmaya çalışarak okuduğumuz sayfalarda çarpıcı ifadeler çarptı gözüme. Örneğin Dürdane Çınar’ın biz insanların aslında ne kadar modernmiş gibi yaşarsak yaşayalım aslında ruhumuzun derinliklerinde durmaksızın mitler var eden arkaik bir insan olduğumuzu ifade ettiği tümcesi konunun anlaşılması bakımından oldukça önemliydi.
Aykut Ertuğrul’un yerli bir fantastiğin yükselmesi adına sunduğu reçeteyse yol gösterici nitelikteydi. Nitekim kendi mitolojimizi yükseltmek için kendi kavramlarımıza ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Fantastik kavramının tanımının yapıldığı yerlerde ve bu alanın üstadı Todorov’a yapılan atıflarda epey benzer ifadelerin olmasını da kitabın nazar boncuğu olarak görelim. İlgilisi için bir yol gösterici niteliği taşıyan kitabın gelecek ardıl kitaplara da ilham kaynağı olacağını düşünüyorum. Kitabın arka kapağında yer aldığı gibi gökten düşen üç elmayla insanın anlatma ve anlattıkça da gelişme ihtiyacını giderdiğini söylemeden geçmeyelim.
Çalışmanın en önemli özelliğiyse zengin bir kaynakça bilgisine sahip olması. Her yazının ardından verilen kaynak bilgiler, bizlere kitabın ötesinde farklı okumalara kapı aralamamızı sağlıyor.
Gökten üç elma düşmüş…
İnsan anlatır. Anlata anlata anlar, büyür, gelişir. İnsanlık var olduğu günden beri anlatılagelen hikâyelerden oluşan bir derlemenin içinde yaşar. Anlatılan hikâyelerin kadim biçimleri olan folklorik ögeler, mitoloji parçaları ve ondan türeyen fantazma hem insanlığın ortak bilincini ifade eder hem de metafizik alanın sınırlarında gezinerek bizi ifade edilemeyen o büyülü coğrafyaya çağırır.
Üç Elma, Çağdaş Türk öyküsünün mitolojiyle, halk hikâyeleriyle ve fantastikle ilişkisine mercek tutmaya çalışıyor. Bu derlemede kavramsal çerçeveyi ve tarihsel arka planı sunacak giriş niteliğinde yazıların ardından teorik çalışmalar modern, postmodern ve meta-
anlatılardaki mitsel, folklorik ve fantastik ögelerin kullanımlarını ve işaret ettikleri anlam halelerini göstermeye çalışıyor. Son olarak da Türk edebiyatında bu kaynakların nasıl kullanıldığını ve dönüştüğünü gösteren denemelere yer veriliyor.
…biri anlatanın, biri dinleyenin, biri de kahramanın başına.
edebiyathaber.net (22 Şubat 2022)