1. Yalnızlığınızı sevin. Yazmanın birinci şartı yalnızlık ve sessizliktir.
2. Kendi eksiklerinizi ve fazlalarınızı iyi tanıyın. Yazacağınız her cümlenin, geliştireceğiniz her karakterin kaynağı orasıdır.
3. Okuru eğlendirmek ayıp değildir, sıkmak da. Dengeyi iyi kurun.
4. Ailenin, eşin, dostun, annenin, babanın, komşunun, başkasının düşüncesinin ve değer yargılarının aşırı önemsendiği bir kültürde edebiyat eseri üretmek, akıntıya karşı yüzmek demektir. Bu yüzden, yüzmeyi bilseniz bile zaman zaman boğulma tehlikesi geçirebilirsiniz. Korkmayın!
5. “Yalınlık” anahtar kelime olabilir başarı için. Edebiyat muhteşem uzun, acayip çetrefilli ama ne demek istediğini bilmeyen süslü cümleler kurmak değildir. Yalınlıktır okurun ruhunu yakalayan çoğunlukla. Ve yalın olabilmek için önce ne demek istediğini bilmek gerekir.
6. Yazarın özgün bir dili olması gerektiğini düşünürüm. Bunun için kimi rüya anlatır gibi anlatmayı tercih eder, kimi arkadaşına başından geçenleri anlatır gibi, kimi bir şiir kıvamına getirir metni. Başkası başka yollar arar. Öyle yazarlar vardır ki hepsini harmanlar. Siz de kendi yazı dilinizi, kendi ritminizi geliştirin. Yazının lezzetini veren biraz da bu dildir.
7. Yazdığınız cümlelere hemen âşık olmayın. Gerektiğinde cümlelerinizi, paragraflarınızı çöpe atmayı bilin.
8. Unutmayın en iyi malzeme insandır, insanın içindeki uçurumlar.
9. Kendi dışınızdakileri de unutmayın. Doğa, ağaçlar, gökyüzü, rüzgârın özgürce estiği dağlar, bayırlar, yıldızlarla başbaşa bir gece… Belleğimizde saklı ne varsa, unuttuğumuz deneyimler, duygular, anılar, bu can simitlerine tutunduğumuzda geri gelir bazen. Edebiyat biraz da kaybolanları geri getirmektir.
10. İyi yazar olmanın olmazsa olmazı evrenselliği ve yerelliği aynı anda içinde barındırmaktır. Dünyayı tanımak, kendi köyüne hapsolmamak, ama köyünü ya da ait olduğun yeri hiç unutmamak ve kendini hep geliştirmektir.
edebiyathaber.net