2016 yılında Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan ve Primavera de Novela Ödülü alan, ancak yeterince ilgi gösterilmeyen, İsmail Güzelsoy’un bu önemli romanını Edebiyat Haber okurlarına öneriyoruz.
Tanıtım bülteninden
Hikayemiz namusumuzdur…
Gölgen hep yanımda olacak… Herkesin gizli bir şarkısı vardır, ömrünce içinde taşır, bazen öyle derine gömer ki zamanla kendi de unutur onu. Ta ki aynı şarkıyla sarhoş olan biriyle rastlaşana kadar. Biz aynı şarkıyla kederlenmiş, ağlamışız bir zaman. Sana o yüzden inandım. Biliyorum, başka bir zamanda söylenmiş –söylenecek ya da söylenmekte olan– şarkıyla, birbirini tanımadan birlikte dans eden insanlarız. Yüzünü göremiyorum, gözlerim gözlerine değmeden konuşuyorum, bunu hiç sevmiyorum ama buraya kadar ulaştığına göre iyi biri olmalısın. Neden seninle hikâyemi paylaşmam gerektiğini bilmiyorum ama istediğini yapacak, hatırlayabildiğim her şeyi anlatacağım şimdi. Anlamak için acele etme. Bazı şeyleri anlamadan da severiz ya. İnsanları mesela… Aşk başka ne ki? İstanbul semalarında iki minare arasına gerilmiş ipte yürüyen bir çocuk ve bir maymun… İki can dostu… Oradan şehri seyrediyorlar… Aşkı, günahı, ölümü boynuna kolye gibi asmış İstanbul’u… Şehrin hikâyesi bir zaman sonra onların hikâyesi olacak çünkü… Edebiyatımızın en güçlü seslerinden olan İsmail Güzelsoy Gölge ile yazarlık serüveninde doruğa ulaşıyor… Aşk var bu romanda. Şefkat var. Ölümsüzlük peşinde gizemli bir cemiyet. Rüyaların dilini çözmeye çalışan insanlar. Ve ölümün bile sona erdiremediği bir dostluk…
Yazar hakkında
İsmail Güzelsoy, 1963’te, Iğdır’da doğdu. 9 yaşında ailesiyle İstanbul, Gaziosmanpaşa’ya taşındıktan sonra tek başına tekrar Iğdır’a dönerek ilkokulu orada bitirdi. Ortaokul yıllarında Karagümrük’e taşındı, aynı dönemde Cağaloğlu’nda mücellithane ve matbaalarda çalıştı. Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi, İletişim Fakültesi’nde eğitim gördü. Üçüncü yılında, dönemin eğitim koşullarına uyum sağlayamayacağına karar verip İsveç’e gitti, orada İsveç edebiyatı üzerine çalıştı. 1987 yılında yeniden İstanbul’a gelerek İsveççe ve İngilizce rehberliğe başladı. Rehberlik yaptığı yıllarda çeşitli dergi ve gazetelerde öykü, makale ve röportajlar yayımladı.Anadolu’da rehberlik yaparken karşılaştığı olay, insan ve kültürel dokunun esiniyle, sonraki yıllarda yazacağı romanların omurgasını oluşturan notlar, öyküler biriktirdi. 1999 yılından itibaren, gezileri sırasında biriktirdiği notları elden geçirip kurgusal bir bütünlük içinde bunları yeniden biçimlendirmeye karar verdi. Bugün yayımladığı romanların büyük bölümü o dönem çalışmalarının bir ürünüdür. İlk kitabı Seni Seziyorum’daki öyküler de bu defterlerde biriken notların işlenmesinden ortaya çıkmıştır. Bu ilk kitaptan sonra romanlarını yayımlamaya başladı. Genelde birbirine göndermeleri olan, farklı okumalara olanak tanıyan, çok katmanlı romanların çoğu rehberlik zamanında yaptığı çalışmaların yeniden ele alınışıyla biçimlenmiştir.İsmail Güzelsoy ayrıca rehberlik yıllarında, bir rehberin gezi sırasında anlattıklarını derleyerek iki ciltlik İstanbul’un Gezi Rehberi’ni yayımlamıştır. Kitab-ı Mukadder, Ruh Hastası, Sincap, Rukas, İyi Yolculuklar, Değil Efendi’nin Renk ve Korku Meselleri, Çıt Yok, Saf, Değmez, Gölge ve Hatırla isimli romanları vardır.
edebiyathaber.net (4 Mart 2022)