Gürsel Korat’ın “Kapadokya Dörtlüsü”nün son romanı Dönüyor Zaman, Everest Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden:
Ortaya koyduğu her eserle derin entelektüel birikimi ve güçlü anlatısını okurlara sunan Gürsel Korat, 1994 yılında başladığı ‘Kapadokya Dörtlüsü’ yolculuğunu Everest Yayınları‘ndan çıkan Dönüyor Zaman ile tamamladı. Kapadokya’nın tarihsel gerçekliğini ve somut olgularını gerçekçi bir yaklaşımla ve edebi anlatımla harmanlayan usta yazar, Dönüyor Zaman ile bölge üzerine yazılmış en özgün eserlerden birini daha ortaya koyuyor.
Kapadokya’yı coğrafi bir meta olarak kullanmayı tercih etmeyen; bilakis edebi bir figüre dönüştüren Korat, dörtlünün son kitabıyla Orta Çağ’dan yirminci yüzyıl ortalarına uzanan yolculuğun seyrinin hızlı bir biçimde tersine dönüşünü tarihsel gerçekliklere dayalı güçlü bir kurgu ile ele alıyor. Dönüyor Zaman; Yunan İç Savaşı’ndan nüfus mübadelesine, Kapadokya’daki yerel etkileşimlerden Türk-Yunan ilişkilerine kadar pek çok tarihsel unsura vurgu yapması ile başyapıt niteliği taşıyan bir serinin tamamlayıcısı olarak dikkat çekiyor.
Dönüyor Zaman, fırtına sonrasında ortaya çıkan bir mağarada iki gün içinde yaşanan olaylarla açılır: Palancı Emin’in hazine bulmak için daldığı bu dehlizlerde otuz yıldır donmuş bir tarih öylece durmaktadır. Orada Kuvvacıların, kadın çetecilerin, muhacirlerin, mübadillerin, Birinci Dünya Savaşı’nın ve Milli Mücadele kaçaklarının anıları vardır. Romanda ayrıca Yunan iç savaşı, köy enstitülü öğretmenler, Bombay’da esir düşenler, Kore’de yitirilen askerler ve geçmişi araştıran sanat tarihçileri de kendilerine bir yer bulurlar.
Gürsel Korat, Kapadokya Dörtlüsü’nün ilk adımını otuz yıl önce Zaman Yeli ile atmıştı. İkinci adımda Güvercine Ağıt (1999) ve üçüncü adımda Kalenderiye (2008) romanlarıyla derin Anadolu’nun katmanlarını yavaş yavaş ve sabırla araladı.
Yazar, edebiyatımızda büyük ses getiren ödüllü bir roman serisini, Dönüyor Zaman’la tamamlıyor. Geçmişteki anlara ve insanların yaşamlarına özgün bir kavrayışla yaklaşan bu romanlar, Anadolu’nun yedi yüz yıllık tarihini, bir sanatçının sezgisiyle yeniden inşa ediyor.
Burada anlattıklarım, duracak, duracak ve derken bir bakış damlayacak üstüne. Anlattıklarım durgun sudaki halkalar gibi dalga dalga yayılacak. Bir gün yeniden okuyacaksın yazdıklarımı, bakışını bu sayfaların üstüne düşüreceksin. Sen düşürmezsen başkası düşürecek. Çünkü yazı kısa bir an için canlanan ölümdür. Zamanı geri döndürür.
edebiyathaber.net (13 Haziran 2024)