Halide Edib Adıvar’ın “Heyula” adlı romanı Can Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Heyula, yazarın olgunluk dönemi eserlerinin habercisi mahiyetinde.
“Gözlerine bir müddet baktım; beni görmedi. Sonra bu kadar derin olduğu için mukaddes olan bu acıya diz çöktüm. Bu benim tanıdığım Selma’ya benzemeyen kadının sarkan elini tutmak istedim. Titreyerek çekildim. Bir ölü gibi soğuktu. Hususuyla bu buz gibi elin üzerindeki soğuk nem vücuduma buz cehenneminde titreyen bir ruhun azabını ihsas etti. Zavallı, zavallı Selma!”
“Histeriyi kurmacalaştırması, sinir hastalıklarının temsili, döneminin psikolojik ve tıbbi söylemine işaret etmesi, estetik ve anestezik olan arasında girift ilişkileri sunuşu, metinler arası göndermeleri, müziği ve operayı anlatısına katışıyla Halide Edib edebiyatının tarihyazımına dahil edilmesi gereken Heyula, aramızda yeniden dolaşmalıdır.”
Fatih Altuğ
Kaleme aldığı her metinle yeniden tartışılan Halide Edib’in bütün eserleri, gözden geçirilmiş baskılarıyla Can Yayınları’nda.
#edebiyatımızınmirası #milliedebiyat #kadın #hastalık #konak #istismar #ilkroman
Bu kitaplara ilgi duyanlar için ek öneriler: Halide Edib Adıvar: Handan, Son Eseri, Mehmet Rauf: Eylül, Hüseyin Rahmi Gürpınar: Sevda Peşinde, Nabizade Nâzım: Zehra, Halid Ziya Uşaklıgil: Aşk-ı Memnu, Bitmemiş Defter
HALİDE EDİB ADIVAR, 1882’de İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nde okudu. 1908’de yazmaya başladığı kadın hakları hakkındaki yazılarından dolayı kimi kesimlerin düşmanlığını kazandı. 31 Mart Ayaklanması sırasında Mısır’a kaçmak zorunda kaldı. 1909’dan sonra öğretmenlik, müfettişlik yaptı. Balkan Savaşı yıllarında hastanelerde çalıştı. 1919’da Sultanahmet Meydanı’nda, İzmir’in işgalini protesto mitinginde tarihî bir konuşma yaptı. 1920’de Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Onbaşı ve üstçavuş rütbeleri aldı. Savaşı izleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Fırkası’yla fikir ayrılıklarına düştü. Bunun sonucunda 1917’de evlendiği ikinci eşi Adnan Adıvar’la birlikte Türkiye’den ayrıldı. İlerleyen yıllarda konferanslar vermek üzere ABD’ye gitti, Mahatma Gandi tarafından Hindistan’a çağrıldı. 1939’da İstanbul’a dönen Halide Edib, 1940’ta İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz Filolojisi Kürsüsü başkanı oldu, 1950’de Demokrat Parti listesinden bağımsız milletvekili seçildi. 1954’te istifa ederek evine çekildi. 1964’te öldü.
edebiyathaber.net (5 Aralık 2019)