Uluslararası PEN’in hapisteki yazarların durumuna dikkat çekmek için belirlediği 15 Kasım Hapisteki Yazarlar Günü’nde PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda hapisteki yazar ve gazetecilerin yaşadıkları zorluklara dair bilgiler paylaşıldı ve demokrasinin temel değerlerinin, hukuk devleti ilkelerinin yıkılışının önüne geçilmesini tüm toplumun huzuru için ortak payda olduğu vurgulandı.
Sözlerine “Çok şey değil, adalet istiyoruz” diye başlayan Türkiye PEN Merkezi Başkanı Zeynep Oral, Uluslararası PEN’in 2017 yılında hakkında kampanya yürüttüğü yazarlar Cesario Alejandro Felix Padilla Figueroa (Honduras), Nguyen Ngoc Nhu Quynh (Me Nâm) (Vietnam), Ramón Esono Ebalé (Ekvator Ginesi), Razan Zaitouneh (Suriye) ve Zehra Doğan’ın (Türkiye) hapsedilmelerine sebep gösterilen hak savunuculuklarıyla ve şu anki durumlarıyla ilgili bilgi verdi. Zeynep Oral, “Hapisteki yazarlar, adı üzerinde yazarlar. Yazıya yazıyla, olmadı sözle yanıt verilir. Yazı, demir parmaklıkların ardında son bulan bir eylem değildir. Yazarın yeri de demir parmaklıkların ardı değildir” diye konuştu.
Türkiye Yazarlar Sendikası İkinci Başkanı Suna Aras, tutuklu gazetecilerden 29’unun aynı zamanda yazar olduğunu ve bu kısıtlı liste dışında kalanlarla birlikte hapisteki yazarların sayının daha fazla olduğunu belirtti. Aras, “İnsan düşüncesini ifade edebildiği kadar insandır. Biz yazarlar olarak korku içinde sindirilen bir ülkede değil, düşünce özgürlüğü ile ışıldayan bir ülkede yaşamak istiyoruz” dedi.
“15 Kasım Galeano’ya göre Dünya Kayıplar Günü, PEN’e göre Hapisteki Yazarlar Günü. Ülkelerinde ufuk açan insanlara yapılan zulmü hatırlatan bir tarih” diye söze başlayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, hapishane ziyaretlerinde dinledikleri zorlukları aktardı. Olcayto hapistekilerin ve ailelerin sıkıntılarının yanı sıra basın camiasının hapistekilerle ilgili nefret içeren yazılar yazmaları ve bunların delil olarak karşılarına çıkmasından dolayı da üzüntü duyduklarını dile getirdi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, “Ne zaman bazı gerçeklerin ve suçların üstü örtülmek istense, gazeteciler hedefte oluyor. Bugün yine öyle bir zamandayız. Gazetecilerin yanında onları savunan avukatları da tutuklanıyor. Medya yapısındaki hızlı değişimle gerçekleri yazmak isteyen gazeteciler daracık bir alana sıkıştı. Çıkışı daha fazla dayanışma ve örgütlenmede görüyorum” diye konuştu.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, hapisteki yazarların durumunun yayıncıları da doğrudan etkilediğini, yazarlarla yayıncıların görüşemediklerini, mektup alıp vermede keyfi engellemeler olduğunu, hapishanelerdeki kütüphanelerde kitap sayı ve çeşidinin son derece az olduğunu anlattı. Kocatürk sözlerini, “Tutuklamalar ve tüm cezalarda ifade, basım ve yayın özgürlüğüyle ilgili hükümlerin dikkate alınmasını talep etmeyi sürdürüyoruz” diye bitirdi.
edebiyathaber.net (16 Kasım 2017)