Yıl 1980. Hemen 12 Eylül askeri darbesinin öncesi. Bahar ayları. ODTÜ’nün daha sonra “Bahar şenlikleri” adıyla tanınacak şenliklerini o zamanlar Öğrenci Temsilciliği Komitesi ÖTK düzenliyor. ÖTK öğrencilerin oyları ile seçilen ve kendisine bağlı birçok kulüp olan bir öğrenci örgütlenmesi. Ben de ÖTK’nın Edebiyat Kulübü’nün üyelerindenim.1979 yılında sanat-kültür ve spor dallarında ilk kez şenlik düzenlenmiş ve daha sonra ÖTK örgütlenmesiyle 1980 yılında Türkiye’de ilk kez uluslararası düzeyde bir sanat-kültür ve spor şenliği yapılması kararı alınmış. 1-31 Mayıs 1980 tarihleri arasında yapılan şenlikte tiyatro, sinema, halk oyunları gösterileri, söyleşiler ve spor etkinlikleri yer almış. (ODTÜ Tarihi: 12 Mart Sonrası ODTÜ ve ÖTK [Bölüm 8] – Yaz Hocam!).
Edebiyat Kulübünde Hürol Taşdelen başkandı. İlkiz Kucur, Erdinç İskür, Ahmet İçduygu, Bülent Kandiller ve Özcan Karabulut aktif üyelerdi. Kulüp üyelerinin sayısı diğerlerine göre azdı yani küçük bir kulüptük ama çok aktiftik. Şenliğe de katkıda bulunuyorduk.
1980, aslında çok karanlık bir yıldı. Ülkenin neredeyse tamamında sıkıyönetim vardı. Yani darbeden önce de askerler yönetimdeydi. ODTÜ de asker denetimindeydi. Girişte askerler kontrol yapıyor, gerektiğinde bölümlere de müdahale ediyorlardı. İngilizce eğitimi için derslere başladığımız ilk gün Hazırlık Okulu’nun çevresini askeri birlikler sarıvermişti. Hem de tanklarla… Saatlerce okulda mahsur kalmıştık. Bu ağır ortama rağmen okulda hem siyasi mücadele sürdürülüyor hem de kültürel etkinlikler yapılıyordu.
“Uluslararası ODTÜ Sanat ve Kültür Şenliği” kapsamında kulüplerin katkısıyla birçok etkinlik yapılıyor ama şenliği taçlandıran spor salonunda gerçekleştirilen gece. O geceye Edebiyat Kulübü olarak bizim de katkımız olsun istedik. Hasan Hüseyin’i gecede şiir söylemesi için davet etmeye karar verdik. Kulüpteki arkadaşlar Hasan Hüseyin’i tanıyorlardı. Daha önce de okula davet etmişlerdi. Davetimizi kabul edeceğini umuyorduk. Öyle de oldu.
O yıllar Hasan Hüseyin devrimci çevrelerin en sevdiği şairlerdendi. Şiirleri yüzünden hapis yatmıştı. Başta bir zamanlar yasaklanan “Kızılırmak” olmak üzere Bilgi Yayınevi’nden çıkan kitapları çok okunuyordu. Dergilerde sık sık adına rastlıyorduk. Devrimci çizgideki Yapıt dergisi de Hasan Hüseyin Özel Sayısı hazırlamıştı (Sayı. 38, Şubat 1980). Toplumcu gerçekçi çizgide, yüksek sesle söylenen, bana göre Enver Gökçe ile Attilâ İlhan arasında bir yerlerde olan kendine has bir şiir anlayışı vardı. Halk edebiyatından beslenen çağdaş bir şiir yazıyordu.
Devrimcilerin en sevdiği halk ozanlarından Ali Asker ve Timur Selçuk gecenin yıldızlarıydı. Ali Asker’in yönettiği Fatsa Çocuk Korosu da gecede sahneye çıkmış. Hatta o konserlerden derlenen bir kaset de çıkarmışlar.
Hasan Hüseyin’in Ali Asker ile Timur Selçuk arasında sahneye çıkması planlanmıştı. Verilen süre çok azdı. Ancak bir iki şiir okunabilirdi. Yine de ODTÜ’lüleri şiirle buluşturmak için iyi bir fırsattı. Hasan Hüseyin’i ilk o gece gördüm. Gür beyaz saçları, yapılı bedeniyle dev gibi bir adamdı. Şiirlerini de gürül gürül akan bir sesle okuyordu.
Tüm salonu birden etkisi altına aldı. O şiir okudukça salon coştu. Dinleyiciler coştukça Hasan Hüseyin de coştu. Art arda şiirleri dizmeye başladı. Aslında herkes çok memnundu ama etkinlik programına göre Timur Selçuk’un çoktan sahneye çıkmış olması gerekiyordu.
Zar zor ikna edebildiler Hasan Hüseyin’i sahneden inmesi için. Çok keyifliydi. “Böyle ilgili dinleyiciyi hiçbir yerde bulamam. Bunlara şiir okumayayım da kimlere okuyayım!” diye memnuniyetini belirtmişti.
Sonra ona bir gün Atatürk Bulvarı’nda rastladık. Kızılay’a doğru yürüyordu. Bizi görünce coşkuyla sarıldı. Ayaküstü sohbet ettik. ODTÜ Şenliği’ni, şiir okumasını andık. “Ne zaman çağırsanız yine gelirim” dedi ama artık 12 Eylül Darbesi’nin karanlık günlerini yaşıyorduk. Okulda hiçbir etkinliğe izin verilmiyordu. Zaten kısa bir süre sonra da kulüpler çeşitli bahanelerle kapatılacaktı. Edebiyat Kulübü de şiir yarışması düzenledi diye kapatılmıştı.
O karşılaşmadan kısa bir süre sonra beyin kanaması geçirdiği haberi geldi. Hastalığı uzun sürdü. Bir yıl bitkisel hayatta yaşamış. 26 Şubat 1984’te evinde yaşama gözlerini yummuş. 56 yaşındaymış.
Hasan Hüseyin’i kaybedeli 40 yıl olmuş. Ölüm yıldönümünde bu anılar canlandı. Güzel bir insandı. Yazık ki 1980 sonrası unutulmaya terk edildi. Şiirleri eskisi kadar okunmaz oldu. 2022’de Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Hüseyin’in şiir kitaplarını yeniden yayınlamaya başladı. Beş kitabını yayınlamışlar. Aralarında tükenenler, ikinci baskıyı yapanlar var. Yani okur Hasan Hüseyin’i şiirleriyle yaşatıyor. Umarım bu büyük şairin tüm şiir kitapları kısa zamanda yeniden yayınlanır.
edebiyathaber.net (28 Şubat 2024)