Kimileri için kötülüğün kabul gördüğü bir dünya mümkün olabilir mi? Eğer mümkünse herkes “en kötü” olmayı tercih eder mi? Şeniz Baş’ın kaleme aldığı, Timaş Çocuk’tan çıkan Canavar Olmanın Zorlukları, bu sorulara demir atarak başlıyor. Bu sorular, devamında birçok alt metin yaratıyor okurun zihninde.
Modivar, bir canavar ve canavarlığının ilan edilebilmesi için, yani gerçekten bir canavar olabilmesi için okula gidip “kötülerin en kötüsü” olmayı öğrenmeli. Ailesinde, okulda, arkadaşları arasında hep bu konuşuluyor. Olması gereken bu, hep öyle olan bu, herkesin zamanında yaşadığı bu, o dünya için. Ancak Modivar o dünyanın içinde ama o dünyadan farklı hissediyor. Herkesle aynı şeyleri hissetmek, hayal etmek zor değil mi hem? Özgürlük bunun neresinde? İnsanları korkutmak, kötülük yapmak istemiyor ki o! Modivar farklı olduğunu bilse de üstündeki baskıdan kurtulması çok zor elbette. Olmadığı biriymiş gibi davranmayı kabul ederek canavar olma yolundaki zorunlu beş görevi tamamlamaya karar veriyor.
Modivar’ın ilk görevi, 8 yaşındaki bir çocuk odasında yalnız yatarken odasına gizlice girerek onu korkutmaktır. Canavar oyuncağına sıkı sıkı sarılmış ve mutlu görünen çocuğun uyumasını bekleyen Modivar, onu korkutacağını düşününce korkuyor. “Birini korkutmak hiç hoş değil!” diye geçiriyor içinden. Tam o sırada, yani kendisi olmaya çalışırken, birlikte yaşadığı insanların onun için düşünecekleri geliyor aklına. Gerçekte kim olduğunu sadece düşündüğünde bile rahatsız olur, endişelenir. Aklından geçenleri birileri daima duyuyor ya da görüyordur sanki. Her şeyimle kendim olmak istediğim için yargılansaydım, korkutulsaydım çok acı çekerdim. Hayatımı olmadığım biri gibi geçirmek sık sık öfkelenmeme sebep olurdu.
8 yaşındaki Bige, Modivar’ın tam bir canavar olması için değil; tam bir Modivar olması için parlak fikirler üretiyor. Modivar’a destek oluyor. Korkuttuklarıyla dolu bir hayat süreceğini düşündüğümüz Modivar’ın cesareti, 8 yaşındaki bir çocukla belirginleşiyor. Bu yüreklendirme sürecinin en güzel anlarından birine Bige’nin Modivar’a sarılmasıyla şahit oluyoruz. Oysaki canavarların sarıldığı görülmemiştir. Onlar, birbirlerine olan sevgilerini sarılarak ifade etmezler. Yakınlık göstergesi temasla gelmez onlarda, tersine dünyadır canavarların dünyası. Birbirlerine tükürerek “Seni seviyorum.” diyen canavarlardır onlar.
Canavar dünyasında bazı şeylerin sorgulanmadan kabul edildiğine dair de bilgiler ulaştırıyor bize Modivar. Örneğin, Eğitim Başkanı’nın otoriter tavrından bahsederken nedenini bilmemelerine rağmen kavunun en sevmedikleri meyve olduğunu söylüyor. “Birisi öyle demiş ve bu yüzden sevmiyormuşuz gibi geliyor bana.” diye devam ediyor. Halbuki bir kez tatmış ve kavunun tadını beğenmiş Modivar. Hem öğretmeni hem arkadaşları ona zorbalık yapıyor, Modivar’ı o kadar değersiz hissettiriyorlar ki Modivar belki de biraz olsun rahatlayabilmek için zihninin içinde sürekli kendisiyle konuşup duruyor. “Modivar, tüm bunları yapmak istiyor musun? Nasıl hissediyorsun kötü bir canavar olurken?” diye soran olmamasına rağmen kendini suçluyor çoğu zaman. Herkes aynıysa; o, herkes gibi değilse acaba sorun onda mı?
Canavarlar insanlara kötülük yapıyor, onları korkutuyor diye kahramanımızın insanları güzellediğini sanmayalım. İnsan türünün adına “şaka” dedikleri şey, Modivar’ı şaşırtıyor. O hassas biri. Canavar dünyasının ona öğrettiği korkutma eylemine insan dünyasında insanlar arasında rastlayınca neden şaşırmasın ki? Bazen gülümserken aynı zamanda sinirlenen insan türü ona çok karmaşık geliyor. Ona yardım etmek isteyen Bige’nin yaptığı şaka, Modivar’a bunları düşündürüyor.
Canavar Olmanın Zorlukları‘nın satırlarından bahsetmeden bitirmek istemiyorum yazıyı. Sayfalarındaki renkli şekiller, zeminin bazen sadece bir renge bürünmüş olması, bazı satırların farklı yazı şekliyle tamamlanmış olması; kitabın biçimsel düşünme sürecinden de geçtiğini gösteriyor. Ben okurken “Bu, hareketli bir kitap!” deyiverdim. Bir yetişkin olarak okuma deneyimime sunduğu katkı, dikkatimi cümlelere daha rahat verişim oldu. Hep odakta kaldım sayfaların biçimsel tercihi sayesinde. Eminim ki bu kitapla karşılaşan çocukların da okuma deneyimi boyunca merakları hep taze kalacak.
edebiyathaber.net (27 Ekim 2022)