Karanlık ve tedirgin edici psikolojik temalarıyla ünlü, Amerikalı yazar Nathaniel Hawthorne’un en tekinsiz öykülerinden oluşan Doğum Lekesi, Elif Dinçer çevirisi ve Can Yayınları etiketiyle okurlarla buluşuyor. Çılgın biliminsanları, saplantılı sanatçılar, tuhaf deneyler, tekinsiz kasabalar, mucizevi iksirler, ürpertici tema ve karakterlerle Hawthorne, okurları gizemli ve karanlık bir dünyada yolculuğa çıkarıyor. Bu sırada dönemin ahlak anlayışı üzerine çarpıcı gözlemler yapmayı da ihmal etmiyor.
Tanıtım metninden
Aylmer tanınmış, başarılı bir biliminsanıdır ancak güzeller güzeli Georgiana’ya âşık olunca çalışmalarından elini eteğini çeker ve Georgiana’yla evlenir. Georgiana çok çok güzeldir. Tek “kusuru” yanağındaki el şeklindeki doğum lekesidir. Aylmer, bu lekeyi zamanla takıntı haline getirir ve çılgın deneyler böylece başlar. Georgiana, her türlü sonu göze alıp eşine güvenmeyi seçerek, Aylmer’in hazırladığı iksiri içer. Aylmer, sonunda başarmıştır, leke yavaş yavaş solar. Tamamen silindiğinde ise Georgiana artık ölüdür…
Amerikalı yazar Nathaniel Hawthorne’un gizemli, karanlık, gotik temalı öykülerinden oluşan kitaba da adını veren bu hikâyesi ve farklı yıllarda yayımlanmış en tekinsiz eserlerinden “Genç Beyefendi Brown”, “Dr. Heidegger’in Deneyi”, “Roger Malvin’in Cenazesi”, “Güzelliğin Sanatçısı” ve “Akrabam Binbaşı Molineux” Doğum Lekesi’nde bir araya geliyor.
Heyecan verici bir okuma deneyimi
Doğum Lekesi, çılgın biliminsanları, saplantılı sanatçılar, iç kemiren karanlık sırlar ve bir o kadar ürpertici tema ve karakterleriyle, Hawthorne’un tekinsiz dünyasına açılan bir kapı.
Hawthorne, cüretkâr psikolojik gözlemleriyle kitapta, dönem insanı ve ahlak anlayışıyla ilgili tespitler de sunuyor. Derin ve rahatsız edici temalarıyla ünlü, karanlık romantizmin ustalarından Nathaniel Hawthorne’un kitabı Doğum Lekesi, tekinsiz olduğu kadar heyecan verici bir okuma deneyimi de yaşamak isteyenleri bekliyor.
Nathaniel Hawthorne, 1804’te cadı mahkemeleriyle ünlü Salem, Massachusetts’te, Hathorne soyadıyla doğdu. Dört yaşındayken, gemi kaptanı olan babası bir seyahat sırasında hayatını kaybetti. Cadı mahkemelerindeki acımasız tutumlarıyla bilinen akrabaları ve özellikle Yargıç John Hathorne’la birlikte anılmamak için soyadını Hawthorne olarak değiştirdi. Üniversite yıllarında geleceğin başkanı Franklin Pierce’la arkadaş oldu ve seçimlerdeki adaylığı sırasında arkadaşı için bir kampanya biyografisi yazdı. Biyografi büyük beğeni topladı ve diplomatik görevlerin önünü açtı. Takip eden birkaç yıl İngiltere’deki Amerikan Konsolosluğu’nda çalıştı. Bir yandan Kızıl Damga ve The Seven of Gables’la (Yedi Çatılı Ev) Amerika’nın en büyük yazarlarından biri ve karanlık romantizmin temsilcisi olarak anılıyordu. Temalarını çoğunlukla püriten aile geçmişinden ve dönemin New England’ından esinlenerek şekillendirdi. 1850’de Herman Melville’le tanıştı ve Melville o yıllarda üzerinde çalıştığı Moby Dick’i Hawthorne’a ithaf etti. 1864’te yakın dostu Franklin Pierce’la çıktığı bir gezide öldü.
Elif Dinçer, İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi’nde yüksek lisansa başladı. 2007’den beri kitap çevirileri ve editörlük yapan Dinçer, hayat arkadaşı ve iki kedisiyle birlikte İstanbul’da yaşıyor.