Ünlü isimlerin şahitliğinde şehrin dokusunu, tadını, kokusunu, sesini, insanını, yemeğini tanıtma ve anlatma yolunda bir serüven: ‘İstanbul; Hayalden Gerçeğe Sözden Yazıya’
“İstanbul’un sesi bir tek ses değil. Ezan sesi, kilise sesi, martı sesi, vapurların sesi ve sokak satıcılarının sesinden oluşan büyük bir senfoni orkestrası diyebilirim… ”
İstanbul’u sevmekle başladı her şey… Bu sevgiyle yaşayan 34 kişinin hatıralarını gün ışığına çıkarma arzusuyla devam etti. Gazeteci Neşe Mesutoğlu’nun İstanbul röportajlarından derlediği, Pozitif Yayınları’ndan çıkardığı ‘İstanbul; Hayalden Gerçeğe Sözden Yazıya’ isimli kitap bu şekilde vücut buldu. Böylece birbirinden değerli isimlerin şahitliğinde şehrin dokusunu, tadını, kokusunu, sesini, insanını, yemeğini tanıtma ve anlatma yolunda bir serüven başlamış oldu.
''Efendim, bizim zamanımızda balık kültürü vardı, ama balık da vardı. Şimdi balık da kalmadı, kültürü de kalmadı. Başka bir şey daha var. Pahalılaştı çok. Bizim kenar mahallelerde, besinimizin, gıdamızın önemli bir bölümü balıktı. Kendimiz tutardık balıkları. Samatya’nın o zamanki çocuklarının akıllı olması çok balık yemeleri yüzündendir. Hem spor hem keyif. Hem de teneke hesabı balıkla dönerdik. Mesela, “Sen ne kadar tuttun, ben bir teneke tuttum,” derdik. Bir teneke balık 20 kg filandı. İki üç teneke balıkla dönen vardı.'' (Aydın Boysan)
Bu serüvene eşlik etmek isteyenler kitapta; Ahmet Ümit’in “İstanbul’u Savunma Derneği” hayalini, İlber Ortaylı ile Kerem Görsev’in “Zaman makinesinde İstanbul’u dolaşma” isteğini, Çetin Altan’ın “2112 yılı İstanbul”unu, Ara Güler’in kendisini “İstanbul’un simgesi” ilan edişini, Ediz Hun’un “Eski Yeşilçam filmlerindeki mekânları” anlatışını, Anjelika Akbar’ın “İstanbul’un sesi”ni yorumlayışını, Ayhan Sicimoğlu’nun “Büyük İstanbul otoparkı” projesini, Artun Ünsal ve Mehmet Yaşin’in “İstanbul’un unutulmaz lezzetleri peşinde, mekânlar” ile ilgili tüyolarını, Aydın Boysan’ın “İstanbul ve balık” hakkındaki engin bilgisini, Emre Kongar’ın kızlarına “İstanbul’da güvenli seyahat” hakkındaki tavsiyelerini bulacaklar.
''İstanbul’un ruhu binlerce yıl öncesine dayanıyor. Tüm müzisyenler kendi hayalleriyle İstanbul’da yaşayan enerjiden beslenerek kendi müziklerini çıkarıyor. İstanbul benim için asil ve soylu bir müziği canlandırıyor kafamda.'' (Kerem Görsev)
Ayrıca okurlar; Buket Uzuner, Semavi Eyice, Hıfzı Topuz, Güngör Uras, Soli Özel, Muazzez İlmiye Çığ, Mihail Vasiliadis, Rıfat Bali, Samim Akgönül, Garo Mafyan, Erol Deran, Giovanni Scognamillo, Sami Kohen, Natali Gökyay, Mehmet Gürs, Serdar Gülgün, Hüseyin Dirik, Komet, Geveze, Turgay Artam, Nazan Ölçer ve Deniz Ülke Arıboğan gibi isimlerin değerlendirmeleriyle anılarına da tanık olacaklar.
''Sinema İstanbul merkezliydi. Bütün şirketler İstanbul’da oldukları için burada çekiliyordu. İstanbul dışında masraf artıyordu. Filmlerin ilk gösterimi daima İstanbul’da ve Beyoğlu’nda yapılıyordu.'' (Giovanni Scagnamillo)
'İstanbul; Hayalden Gerçeğe Sözden Yazıya’ Pozitif Yayınları'ndan çıktı.
Kaynak: ntvmsnbc.com (2 Mart 2012)