İki ayda bir kendi web sitesi üzerinden yayınlanan Haydi, bugüne kadar görsel ve yazılı birçok türden esere yer verdi. Haydi Dergi aradan geçen beş yılın ardından, bu beş yılı kapsayan bir veda seçkisi yayınlayarak yayın hayatına veda etti.

Cevher Tat, Eren Sülün, Özden Selim Karadana ve Yahya Altun öncülüğünde kendilerine alan arayan bir grup gencin ürettikleriyle var olan Haydi bunun yanı sıra davet edilen konuklarla içeriğini zenginleştirdi. İlk sayıdan bu yana Haydi Dergi’ye; Murat Mahmutyazıcıoğlu Durmanın Hüznü, Direnmenin Romantizmi öyküsüyle, Cezmi Ersöz Kimsem Kalmamıştı Artık Uzağımda şiiriyle, Mahmure Kahraman Edebi Çeviri Goethe: Şiir ve Hakikat makalesiyle ve Sevgi Can Yağcı Aksel Gyümölç Leveş öyküsüyle, Sercan Tunalı Awake illüstrasyonuyla, Neslihan Yiğitler Son Tuş öyküsüyle, Serap Üstün Son Yazdan Kalan öyküsüyle, Begüm Koçum Ben Vardım Baktım, Sen Yoksun fotoğraf serisiyle katkıda bulundu. Derginin yedinci sayısında Fadime Uslu ile Okumak, Yazmak ve ve Eleştiri Üzerine adlı söyleşi, derginin sekizinci sayısında da Tunç Şahin ile Sinema Yolculuğu ve İstanbul Film Festivali Üzerine adlı söyleşi gerçekleştirildi.
22 Eylül 2020’de dijital bir dergi olan Haydi Degi’nin içeriklerinin seslendirildiği Haydi Podcast adlı kanal Spotify üzerinden yayına başladı. “Sen Nasıl Haydi Dedin?” adlı pilot bölümde dergiyi, yayın ekibini, podcast projesini hem de bu projenin sesi olacak İrem Kalaycıoğlu ve Nusret Küçük’ü tanıtmak adına bir sohbet gerçekleştirildi. 2020’den bu yana derginin ilk on üç sayısındaki yazılı içerikler seslendirildi. Bunun yanı sıra Atakan Pireci, Cevher Tat ve Yahya Altun’un yürüttüğü ünlü sanatçıların ve düşünürlerden seçilen alıntıların yorumlandığı Tırnak İçinde podcastin dört bölümü yayınlandı. Ceviz Ağacı adlı kısa oyun da kanaldaki yerini aldı.
Haydi Dergi’nin veda seçkisine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
Veda seçkisinin önsözünü ise Cevher Tat kaleme aldı:
Pandeminin karanlık günlerinde başlayan maceramız,
beş yılın ardından bir seçkiyle son buluyor. Bu seçkide,
bugüne kadar dergimizde yer almış birçok sanatçının
eserleri yer alıyor. Böyle bir seçki hazırladıktan sonra bütün
süreci yeniden düşünmemek elde değil. Ben de düşünüyorum
ve zamanın ne kadar hızlı geçtiğine yeniden
hayret ediyorum.
Her başlangıcın bir hikâyesi olduğu gibi her sonun
da bir hikâyesi var. Ancak bu hikâyeyi hayal gücüyle süsleyince
hazmetmesi daha kolay.
O yüzden,
Haydi Dergi belki bir kitapçının önünde uyuyan bir
sokak kedisinin rüyasıydı.
Belki dökülmüş bir yaprağın üzerine alınan notlardı.
Belki sevgili günlük diye başlamayan bir günlüktü.
Belki uzun bir yolculukta dinlenen şarkılar gibi bir
eşlikçiydi.
Belki de bilmediğimiz onca şey arasında bildiklerimizdi.
Kimisi için çok önemliydi, kimisinin haberi bile yoktu.
Öyle veya böyle –aynı filmlerdeki gibi- her şey bir
akşamüstü, güneş batarken son buldu.
Bugüne kadar bizi takip eden ve paylaştıklarımıza
kulak veren herkese çok teşekkür ederiz.
edebiyathaber.net (13 Mart 2025)