İş çıkışı oturmuş adını doğru düzgün telaffuz edemediğim kahvemi içerken – ki bu Mocha, Latte ya da Cappuchino gibi bir şey değil, gördüğünüz gibi bunlarda bir sıkıntım yok- bir yandan da Helikopter Yayınları’ndan çıkan son kitabı okuyordum: Jean Echenoz – Bir Yıl, Mehmet Emin Özcan çevirisi. Bu yazıyı yazma kararım ise bu kafede bulunduğum son bir saatle ilintili değil, daha eski. Belki Helikopter Yayınları’nın ilk kitabını yayımladığı gün kadar eski.
Çok değil, bundan iki üç yıl önce Dost Kitabevi’nde gördüğüm ilk kitap beni heyecanlandırmış, iyi yayınların dünyasına hareket katacağını düşündürmüştü. Nitekim okur nezdinde bu bir şekilde gerçekleşti de. Sade kapağı, yan bölümünde diğer kitaplarda olmayan kırmızı rengi -bu kitapların yanları tek tek elle boyanıyor-, sayfa kalitesi ve kokusuyla, yazı boyutu ve puntosuyla dinî bir kitabı elinde tutuyormuş hissi veren, özenli seçilmiş yayınları gerçek okurda farkındalık yarattı. Kurulduğu günden bu güne -yanlış biliyorsam düzeltin- yirmi sekiz kitapla okurun karşısına çıkan Helikopter, belli bir edebi lezzete ve hazza ulaşmış okura hitap ediyor: Her önüne gelen kitabı basmayarak, büyük satış rakamlarına ulaşmak için bestsellerolma adımlarını uygulayan yazarlara yer vermeyerek, tutarlı olarak, bir kitabın niye basıldığını editörün dilinden arka kapakta aktarıp okurla doğrudan ilişki kurarak yapıyor bunu. Okuruna güveniyor da diyebiliriz bu yayınevi için, ona saygı duyuyor, zamanına hürmet ediyor.
Peki ne oldu da ben size bundan bahsediyorum? Durdum durdum da ne diye tam da şimdi Helikopter deyip duruyorum… Çünkü, kuşlar söyledi, kapanabilirmiş Helikopter Yayınevi. Satış rakamlarının azlığı buna sebep olabilirmiş, ki okura vaat ettiğini veren bu yayınevinin belki de en büyük talihsizliği baskı ve kağıt kalitesinin mecbur kıldığı ücreti…
Demek istediğim, Helikopter sayemizde yaşasın, kapanmasın! Bizi sahaf sahaf gezdirip kitaplarını aratmasın…
Zehra Gülrû Onat – farzimuhal.com (7 Haziran 2012)