Jules Renard’ın “Havuçkafa” adlı romanı, Ebru Erbaş çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Renard çocuğu özdeşleştiği masumiyet kavramından ayırıp kendi yaşanmışlıklarıyla harmanlayarak yepyeni, ironik ve rahatsız edici derecede dürüst bir bakışla ele alıyor.
Taşra zengini Lepic ailesinin en küçük oğlu Havuçkafa, kızıl saçları, çilli yüzü ve geniş hayal gücüyle sevimli ve zeki bir çocuktur ancak annesinden sevgi göremez. Ağabeyi tembel, ablası sinsi, babası da genellikle ilgisiz olunca ailenin günah keçisine dönüşen Havuçkafa, çareyi yaramazlık ve kurnazlıkta bulur. Dönemin sert disiplin anlayışıyla da perçinlenen bu sevgisiz ortamda pes etmez, küçük yaşına rağmen yüksek kavrayışı ve derin sezgisiyle ayakta kalmayı hatta isyan etmeyi başarır.
“Annemin ve karımın tutumları beni bu kitabı yazmaya itti,” diyen Jules Renard’ın kendi çocukluğundan esinlenen Havuçkafa son derece acıklı olabilecek bir öyküyü güçlü bir mizahla dengeleyebilen, hem kederli hem ironik hem de rahatsız edici olmayı başaran, derin bir roman.
“Victor Hugo ve niceleri çocuğu hep bir melek olarak gördüler. Asıl onda şeytani ve gaddar olanı görmemiz gerekir. Çocuğa dair yazılanlar da ancak bu bakış açısıyla yenilenebilir. Çocuğun küçük bir hayvan olması kaçınılmazdır.” Jules Renard, 1894’te yayımlanan Havuçkafa‘yla edebiyatta masum çocukluk ve kutsal annelik temsiliyle ilgili kalıpları yıkmayı amaçladığını bu sözlerle duyuruyordu. Gerçekten de yetişkinlerin ikiyüzlülüğüne ve sahtekârlığına karşı, eşit olmayan koşullarda mücadeleye girişen çocuğu, çığır açan bir gerçekçilik ve incelikle yansıtan bu roman, yazarına ânında büyük bir ün kazandırdı ve Fransız edebiyatının en güçlü ve çarpıcı tanıklıklarından biri olarak klasikleşti. Onlarca dile çevrilerek tüm dünyada yankı uyandıran Havuçkafa, tiyatro, sinema, TV dizisi, animasyon ve opera uyarlamalarıyla güncelliğini koruyor.
“Böyle bir yapıtı okuyan, bir daha unutamaz.”
Robert Sabatier
#dünyaklasikleri #fransızklasikleri #çocukluk #travma #anne #kutsalaile
Dizi: Can Klasik
Tür: Roman
Sayfa sayısı: 200
Fiyat: 25,00 TL
JULES RENARD, 1864’te Châlons-du-Maine’de dünyaya geldi. İşçi bir anne ve müteahhit bir babanın dört çocuğundan en küçüğüydü. İki yaşındayken babasının belediye başkanı seçilmesiyle aile Chitryles-Mines’e taşındı. Kız kardeşlerinden birinin kaybıyla zor bir çocukluğa adım attı. Okul yaşamı Niévre ve Paris’te geçti. Mezun olduktan sonra tüm zamanını edebiyata ayırdı. Mutlu bir aile yaşantısı olsa da, edebiyat çevrelerinde ilgi yoksunluğundan mustarip olduğu çocukluğunun, en önemli eseri Havuçkafa‘da kendini hissettirdiği konuşuldu. Mercure de France adlı bir genç yazar topluluğuna katıldı. 1904’te tıpkı babası gibi Chitry’e belediye başkanı seçildi. Takip eden yıllarda Académie Goncourt üyesi oldu. Hemen tüm eserlerinde çok detaylı, ironik hatta kimi zaman acımasız karakter portreleri çizdi. Bu özelliklerin en çok hissedildiği eseri 1887-1910 yılları arasında yazdığı ve külliyatının en değerli eseri sayılan Journal (Yazmak Üzerine Notlar,1925) oldu. 1910’da Paris’te öldü.
REFİKA EBRU ERBAŞ, İstanbul’da doğdu. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi 1991 ve Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi, Tarabya 1996 mezunu. Liseden beri çeviri yapıyor.
edebiyathaber.net (20 Ocak 2021)