Henry Purcell, 36 yıllık kısacık yaşamına 50’yi aşkın sahne eseri, klavsen için 40’a yakın parça, 22 sonat, 5 farklı krala hizmet ve 6 çocuk sığdırabilmiş erken barok dönemin en önemli İngiliz bestecisidir.
İngiltere’de yeni bir müzik çığırı açan, Bach ve Haendel’in öncülüğünü yapan, Shakespeare’in eserlerini müzikli olarak ilk kez sahneye uygulayan ve “Uzun dilli bir karım var”, “Ömrümüzde bir kez karılarımızın şerefine içelim” gibi şarkılarla eşini yeren Purcell, yine karısının kurbanı olmuş, soğuk bir kış gecesi eve dönüşünde ettiği kavga sonrası karısının kapıyı açmaması üzerine hastalanarak 36 yaşında trajikomik bir şekilde vefat etmiştir.
Bir saray müzisyeninin oğlu olarak Londra’da doğan Purcell, müziğe krallık kilisesi çocuk korosunda başlar. Önceleri nota kopyacısı, çalgı bakımcısı ve org akortçusu olarak yaşamını kazanır. Öğretmeninin, O’na yer açmak için görevinden ayrılması üzerine Westminster Kilisesi orgçusu, 1682’de krallık orgçusu ve nihayetinde de 1693’te saray bestecisi olur. Karısı yüzünden hastalanıp öldüğünde, 15 yıl organistlik yaptığı kilise orgunun altına gömülür.
Shakespeare çağının tekrar canlandırılması için istenen müzikli oyunları –uvertürler, perde arası müzikleri, şarkılar ve danslarla- çekici hale sokmakla en başarılı besteci Purcell oldu. Asıl ününe ise, Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı eserinden uyarlanan Periler Kraliçesi için yazdığı fon müziği ile kavuşur. Bir dizi arya ve danslarla birlikte Shakespeare’in oyunuyla pek de ilgili olmayan bir çok tanrı ve tanrıçayı, ruhları, perileri, çobanları, maymunları, Çinli dansçıları, dört mevsimin yansımasını içeren eser, daha çok bir revü tarzında bu garip karakterleri sıralıyordu. Hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadan hazırlanan oyun büyük başarı kazanmış, ama partisyonu kaybolmuştur. Ancak 200 yılı aşkın bir süre sonra tekrar keşfedilen eserin en önemli yerlerini içeren iki suit de yeniden düzenlenmiştir.
Purcell’in bu en tanınmış eserinin “Eğer aşk tatlı bir tutkuysa” isimli bölümünü, genellikle Barok müzik seslendiren Fransız soprano Veronique Gens’in muhteşem sesi eşliğinde dinleyelim, iyi dinletiler.
Uğur Ersöz – edebiyathaber.net (30 Ocak 2014)