Nobelli ödüllü İvo Andriç’in Temmuz 2020’de ikinci baskısına ulaşan Lanetli Avlu adlı romanı Müge Günay çevirisiyle yayımlanmıştı. Edebiyat Haber olarak bu çarpıcı romanı henüz okumayanlara öneriyoruz.
Tanıtım bülteninden:
Lanetli Avlu, Balkan edebiyatında çığır açan Nobel ödüllü yazar İvo Andriç’in hapsedilme deneyimi ve iradenin sınırları üzerine çarpıcı anlatısı.
Lanetli Avlu, Balkan edebiyatında çığır açan Nobel ödüllü yazar İvo Andriç’in hapsedilme deneyimi ve iradenin sınırları üzerine çarpıcı anlatısı.
Osmanlı İstanbul’undaki bir hapishanenin “lanetli avlusu”nda toplanan Müslüman, Yahudi, Hıristiyan mahkûmlar cezaevi avlusunun karamsar atmosferine kişiselle tarihseli birleştiren öyküleriyle direnmektedirler. Mahkûmlardan birinin öyküsü Osmanlı şehzadesi Cem Sultan’ın sürgün ve hapis deneyimine açılırken, bir başkasının öyküsü Balkanların çok uluslu mirasından baki kalmış gerçek yaşam sahneleri sunmaktadır. Lanetli Avlu, öykülerine sarılan insanın cezaevinin lanetiyle nasıl baş edebildiğini gösteren bir başyapıt.
“Andriç, Yugoslavya’nın dünyadaki şöhretine hepimizden çok katkıda bulundu.”
Josıf Broz Tıto
İvo Andriç
9 Ekim 1892’de Bosna-Hersek’te Travnik yakınlarındaki Dolac köyünde, orta sınıf bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta babasını kaybeden Andriç, teyzesinin yanına Vişegrad’a taşındı. İlköğrenimini burada tamamladıktan sonra 1903 yılında annesinin yanına döndü. Ortaöğrenimine Saraybosna’da başlayan Andriç, ilk şiirini on dokuz yaşında yazdı. 1913’te Zagreb Üniversitesi’nden Viyana Üniversitesi’ne geçiş yaptı. 1918’te şiirlerini Ex Ponto adlı kitabında derledi. Bu eserini 1920’de Nemiri (Huzursuzluklar) izledi. Eserlerinde, 20. yüzyılın başlarındaki Bosna’dan yola çıkarak tüm insanlığın sorunlarını işledi. 1924’te Slav kültürü ve edebiyatı alanındaki öğrenimini tamamladı ve “Osmanlı Yönetimindeki Bosna-Hersek’te Kültür Yaşamı” konulu doktora tezini verdi. Birinci Dünya Savaşı yıllarında ülkesinin özgürlüğü için mücadele etti. Milliyetçi etkinliklerinden dolayı Avusturya-Macaristan yetkilileri tarafından bir süre gözaltında tutuldu. 1924 yılında Yugoslav Dışişleri Bakanlığı’nda göreve başladı. Budapeşte, Madrid, Cenevre ve Berlin’de dış görevlerde bulundu. Aynı zamanda çok üretken bir hikâye anlatıcısı olan Andriç, yüzün üstünde hikâye kaleme aldı. 1920-1930 yılları arasında hikâyelerini derlediği kitaplar yayımladı. İlk derlemesiyle Slav Royal Akademi Ödülü’ne layık görüldü. 1926’da aynı akademiye üye olarak seçildi. 1941’de Nazilerin Yugoslavya’yı işgal etmesiyle başlayan süreçte inzivaya çekildi ve İkinci Dünya Savaşı yıllarını yazarak geçirdi. Bu dönemde Drina Köprüsü, Travnik Günlüğü ve Hanımefendi’yi yazdı. Savaştan sonra Nove pripovetke (Yeni Hikâyeler, 1948) ve Lanetli Avlu (1954) adlı kitapları yayımladı. Sırp yazar, Bosna’nın tarihini anlattığı romanı Drina Köprüsü ile uluslararası üne kavuştu ve Avrupa edebiyatının tanınmış yazarlarından biri haline geldi. 1949 yılında Yugoslavya Federal Meclisi’ne Bosna temsilcisi olarak seçildi ve Yugoslav Yazarlar Birliği’nin başkanlığını yürüttü. 1961’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı ve bu ödül edebiyat dünyasında özel olarak Drina Köprüsü’ne verilmiş gibi kabul edildi. Aynı yıl Yugoslavya’da her sene verilen Hayat Boyu Başarı Ödülü’ne layık görüldü. 1975’te Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da hayatını kaybetti. Ömer Paşa ve Znakovi pored puta (Yol Kenarındaki İşaretler) ölümünden sonra yayımlandı. Sanat ve edebiyat üzerine birçok deneme de kaleme alan Andriç’in eserleri elliden fazla dile çevrildi.
Kitaptan bir bölüm okumak için >>>
edebiyathaber.net (20 Şubat 2023)