Son yıllarda dikkatimi çeken bir şey var ki; o da çocuk edebiyatının her kesimin can simidi olduğudur. Çocuklara kazandırılmak istenen ne varsa kitaplar üzerinden yola çıkılıyor artık. İnsan olmaya dair (sevgi, saygı, tolerans, nezaket vs.) özellikler kitaplarda, okula karşı olumlu tutum kitaplarda. Öyle ki büyük bir çoğunluğumuzu o yaşlardayken ürküten dersler bile artık edebiyat üzerinden sevdirilmeye çalışılıyor. Yakın zaman önce karşılaştığım bir proje vardı kısa adı MÖÇEKÖ olan. Açılımı ise “Matematik Öğretiminde Çocuk Edebiyatının Kullanımı ve Örnek Uygulamalar.” Projenin yanı sıra matematiği sevdirmek adına matematiği konu edinen çocuk kitaplarını saymakla buraya sığdıramam. Saymaya da kalkmayacağım çünkü bugün merkeze alacağım kitap matematik üzerine değil. İşin aslı zamanında beni daha çok ürküten başka bir dersi konu ediniyor kitap. Aylardır masamın kenarında tutmuş olmama rağmen elime alamayışımın nedeni de buydu belki. Zaman zaman cesaretimi yüklenip korkularımın üzerine gidebiliyorum neyse ki. Daha fazla uzatmayım, geleyim sadede.
Bu yazının konuk kitabı Mehmet Sağbaş imzalı “Fiziğin Gizemi.” Beyaz Balina Yayınları tarafından yayımlanan kitap “Bilim Gezginleri Serisi-1” üst başlığını taşıyor. Bu da demek oluyor ki devamı gelecek. Mehmet Sağbaş çocuk edebiyatında yeni bir isim. Kendisini ilk olarak “Barbar Yeni Dünya” adıyla yetişkinler için yazdığı romanıyla tanımıştım. Sonrasında, alanda “Sağbaş” soyadına kendisiyle daha çok aşina olduğumuz Şöhret Doğruyol Sağbaş’la birlikte yazdıkları “Yeraltı Günlükleri” geldi. Üretken bir isim oln yazar sadece edebiyat alanında değil, elektronik devre tasarımı, yapay sinir ağları, tümdevre tasarımı, gömülü programlama, biyomedikal sinyal işleme, kontrol sistemleri gibi alanlarda da çalışmaktadır.
“Fiziğin Gizemi”nde çocukları fiziğin gizemli dünyasını keşfetmeye çağırıyor yazar. Kahramanımız Mert’in yolu, gizli amaçları olan, yaşlı bir adamla kesişiyor. Onun sayesinde zaman yolculuğuna çıkan Mert’e 1196 yılında yaşayan Melike eşlik ediyor. Farklı kültürlere sahip bu iki genç, anlaşmakta zorluk çekse de ekip olmak zorunda kalıyorlar. Ünlü bilim insanlarının yaşadıkları zamanlara gidip onların çok özel ve gizli icatlarını günümüze taşımak görevini üstleniyorlar. Okur, Mert ile Melike’nin maceralarına eşlik ederken zaman yolculuğu paradokslarını, enerjiyi, elektriği, ses dalgalarının özelliklerini, görecelik kuramını, karanlık maddeyi vs. keşfediyor. Bilime meraklı çocuklar için ilginç bir yolculuk olacağı kesin. Fizik konularına mesafeli duranlar ilgi gösterip ilerler mi, yoksa yarı yolda inip kendi yollarına devam ederler mi, ancak izleyip göreceğiz. Melike’nin yaşadığı zaman için kullanılan ağız, okuru biraz yorabilir. Bundan dolayı yolculuk yarım kalabilir. Öte yandan 1196 yılı için bugünkü duru Türkçe’yi de konuşturamayacağına göre, yazarın bu konuda yapacağı bir şey olmasa gerek. Fiziğin gizemli yönlerini kurgu içinde aktarmakla kalmıyor kitap. Bölümlerin içerisinde bilgiyi net şekilde aktaran sayfalar da yer alıyor.
Görünen o ki; çocuklara doğrudan anlatamayacağımız, anlatırken nasıl bir dil kullanacağız diye düşndüğümüz konular için de çocuk edebiyatına sığınıyoruz. Bu zor konulardan biri de ölüm. Ayrıca düşünce dünyasını geliştirecek kavramların aktarımı için de çocuklara yönelik yazılan felsefe temelli kitaplar birer can simidi haline geldi. Bütün bunlar ortadayken de diyelim ki; iyi ki çocuk edebiyatı/ kitapları var. Çünkü çocuk edebiyatı her derde deva!
edebiyathaber.net (28 Kasım 2022)