Holden Kitap’ın başlattığı yeni dizinin ilk kitabı yayımlandı

Temmuz 2, 2024

Holden Kitap’ın başlattığı yeni dizinin ilk kitabı yayımlandı

Emirhan Burak Aydın’ın kaleme aldığı dokuz öyküden oluşan Boncuk, Holden Yayınevi etiketiyle raflarda yerini aldı.

Tanıtım metninden

Ülkemizde çeviri edebiyat okurunun sürekli arttığı, yerli edebiyat okurunun ise giderek azaldığı şu dönemde edebiyatımıza hak ettiği itibarı geri kazandırmak, bizimle benzer edebiyat görüşüne sahip özgün yazarları bir araya getirmek ve çağdaş yerli yazarların da şömizli, ciltli, kaliteli baskılarla yayımlanabileceğini göstermek üzere geçtiğimiz aylarda Holden#BuÜlke adında yeni bir diziye başladık. Hayalimiz bu diziyi gücümüz elverdiğince büyütmek, edebiyatımızın yükselişini en ön sıralardan izlemek.

Dizinin ikinci kitabı olan Boncuk’ta okuru sürükleyici ve esrarengiz dokuz öykü bekliyor. 

DOKTOR SAĞBIRAKMAYAN:

Migren sancısından mustarip bir kadın, onun durumunu ciddiye almayan eşiyle beraber acile servise gider, burada bir yandan başkalarınınkiyle kendi hayatları arasındaki farklara bakarken, gizemli bir doktorun adını da duyarlar. Hastaların esrarengiz bir yoldan geçerek kendisine ulaştığı bu kimsenin şikayetini tam düzeltemese de insanlar ondan kötü bahsetmezler. Ertesi gün kadının da adamın da yolu bir şekilde bu doktorla kesişecektir.

MIY MIY MIY MIY:

Babasıyla fırında çalışan evli bir adama kaldırımda yürürken araba çarpar, hastaneye gelen konuyla ilgili polis memuru adamın askerlik arkadaşı çıkar. Bir yanda kazayı yapan milli eğitim bakanlığı müfettişi, bir yanda adama büyük aşk besleyen eşi, öte yanda da asker arkadaşı polis derken, bu silsilede herkes birbirinin kişisel alanını işgal etmeye, birbirine boyun eğdirmeye uğraşır.

KARABAĞLAR’A:

İnternet aboneliğini sona erdirmek için uğraşan bir kadın, eski bir dostuyla karşılaşır. Bu kişi uzun zamandır tanıdığı, gelecekten ara sıra onun yanına gelen bir zaman yolcusu askerdir. Kadının hayatından hiç memnun olmadığını bilen dostu, eski bir iyiliğin karşılığı olarak ona hediye olarak bir makine verir. Kadın isterse her şeyi terk edip geleceğe, ütopik bir çağa gidebilecek ama asla geri dönemeyecektir.

MAKAM ŞOFÖRÜ İLHAMINI BAĞLIYOR:

Bir şoför, oğluna elektro gitar almak için büyük bir meblağ para ayırır ama oğlu alınan gitarın markasından yine de memnun olmaz. Çocuğunu şımartmadan mutlu etmeyi ve doğru rol modeller seçmesini isteyen adam kendi küçüklüğünün yoksulluğundan, çalıştığı yerin yükünden, erkekliğin omuzlarına bıraktığı yükle başa çıkmaya çalışır, gitarı bir de kendisi çalmayı dener.

BALDIR:

Beyoğlu’nda lüks bir mekanda hoşuna giden bir garson oğlanı baştan çıkaran ihtiyar bir adam, delikanlıyla tek gecelik bir ilişki yaşar ve gence Enderunlu Fazıl’dan, değerli elyazmalarından bahseder. Garson sabah evden çıkmadan önce ihtiyarın ona gösterdiği elyazmayı çalar, tek istediği yurttan ayrılıp bir eve çıkmaktır.

GULYABANİ DOSTLARIM:

KONRA adında bir anket firmasında çalışmaya başlayan bir genç burada eski kelimeleri kullanmaktan hoşlanan süpervizörüyle takışır, bir yandan da geçmişteki garsonluk, kitap fuarı satıcılığı, devremülk satışçılığı vesaire gibi işlerde çalışırken tanıştığı ilginç insanları sorgular. Tüm “arızalar” neden hep onu buluyordur acaba? Belki kendi de biraz arızadır.

YANKIYER:

Bizimkinden farklı bir dünyada, Huy kıtasında, medeniyetin başkenti Korkaya’da, bir grup erbap ve talebeleri, insanların uzak mesafelerdeki başkalarıyla iletişime girebileceği, birden fazla kişinin aynı ortamdaymış gibi görüşüp konuşabileceği bir proje üstüne çalışmaktadır. Kendilerinin rakibi sayılabilecek bir başka grup ise kenti dış tehlikelerden koruyabilecekleri muazzam bir kalkan oluşturma peşindedir.  Bu iki projenin kaderi sadece onlarla uğraşanların değil, tüm kıtanın hatta tüm âlemlerin yazgısını belirleyecektir.

TAMAMKÖY:

Ortadan kaybolan halasının dairesine gelen yeğeni, kadının bodrum katta bir dairesi daha olduğunu öğrenir. Buraya indiğindeyse karşısına küçük bir köy maketi çıkar. Adı Tamamköy olan bu yer bir oyuncak değildir, içinde gerçekten küçük insana benzer canlılar yaşamaktadır. Tek istedikleriyse birinin onlara yüzünü göstermesi ve sanki insanın öfke duygusuna hitap eden nasihatlerini dinlemesidir.

DİZİ SEYİRCİSİ:

Dijital bir platform, Sait Faik Hikâye Ödülü kazanmış Tuğçe’den dizi yazmasını talep eder. Tuğçe çocukluğundan itibaren dizilere hayran erkek kardeşi ve annesiyle beraber üç tane dizi projesi oluşturmaya çalışır. Fakat tek bir sorun vardır: Aralarına karışan, doğaüstü yeteneklere sahip ve şirin görünümüne rağmen epey tehlikeli bir canlı olan Boncuk bu hikâyeyi kana bulayacaktır.

Arka Kapak Yazısı

“Yüzümdeki diş izleri geçti, sen nasılsın?”

Boncuk, Emirhan Burak Aydın’ın üçüncü kitabı. Edebiyatımızın en yaratıcı genç yeteneklerinden olan Aydın, bu öykü toplamıyla birlikte çağdaşlarından apayrı bir yerde durduğunu kanıtlıyor. Tüm büyük yazarlar gibi az tercih edilen ihtimali kovalıyor, sürükleyici ve esrarengiz hikâyeler anlatıyor. Sıradan ile sıradışı arasındaki sınırı deşiyor, öykülerini kimi zaman bilimkurguyla, kimi zaman fantastikle, ama dünyamızın katı gerçekliğinden asla kopmadan anlatıyor. Hatalıların, ya değişmek ya da hep aynı kalmak isteyenlerin, kabullenemeyenlerin, zorunlu hissedenlerin, kopamayanların, gitmediği yerleri özleyenlerin arasında rahat ediyor.

Yazar hakkında

Emirhan Burak Aydın, Kocaeli Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Yayınevleri için editörlük, redaktörlük, çevirmenlik yaptı. Gözlemci Olarak Buradayız adlı romanı 2018’de, Her Kabilenin Bir Endişesi adlı öykü kitabı ise 2020’de yayımlandı. Öyküleri edebiyat dergilerinde, ayrıca Parçalar, Tüm Panayırların Heyulası ve Nefes Rivayetleri adlı derlemelerde yayımlandı.

Yorum yapın