Honoré De Balzac’ın “Uzun Yaşam İksiri: Seçme Öyküler” adlı kitabı, Birsel Uzma çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
“Don Juan salonun kapısını kapatıp da, karanlık olduğu kadar da soğuk bir galeri boyunca yürüdüğünde, teatral bir havaya bürünmeye çabaladı; çünkü bir oğul olarak rolüne bürünmüş, peçetesiyle birlikte neşesini de kaldırıp atmıştı. Gece Karanlıktı. Delikanlıyı ölüm odasına doğru götüren uşağın sessizliği, efendisinin yolunu pek de iyi aydınlatamıyordu; öyle ki, ÖLÜM, soğuğun, sessizliğin, karanlığın da yardımıyla, belki sarhoşluğun yarattığı bir tepkiyle bu müsrif adamın ruhunda bazı düşünceler sızdırabilirdi. Don Juan hayatını sorguladı ve kendisine açılan bir davaya giden mahkeme yolundaki bir adam gibi kara kara düşüncelere daldı.”
Dünya edebiyatının anıtsal ismi Honoré de Balzac, kısa hayatına sığdırmayı başardığı yüzden fazla eseri önce günlük gazetelerde yayımlamış, sonra da “İnsanlık Komedyası” başlığı altında toplamıştı. Bu derlemeyi oluşturan altı öykü de 1830-1840 yılları arasında yazılmıştır. Beş öykü, Fransa’nın 19.yüzyıldaki toplumsal yapısının tarihsel resminin çizildiği “İnsanlık Komedyası”nın “Felsefi İncelemeler” bölümünde, “Pierre Grassou” isimli son öykü ise “Paris Hayatından Sahneler” bölümünde yer alır. Bu altı öykünün ortak özelliği resimden bahsetmeleri; kendilerini bir resim kadar renkli, ayrıntılı ve net bir tablo olarak ortaya koymalarıdır. “Uzun Yaşam İksiri”, “Kızıl Han”, “Cornélius Usta”, “Deniz Kıyısında Bir Dram” adlı öykülerin bir Delacroix tablosu etkisi yaratması tesadüf değildir. Edebiyata getirdiği toplumsal ve gerçekçi çerçeveyle gerçekçiliğin kurucusu kabul edilen Balzac’ın bu derlemedeki öyküleri, estetik güçlerinin yanı sıra birer romanesk macera olmaları dolayısıyla da son derece çarpıcıdır.
HONORÉ DE BALZAC
1799’da Fransa’nın Tours kentinde doğdu. Kendi adıyla yayımlanan ilk eseri Köylü İsyanı tarihî bir romandı. 1829-1830 yıllarında taşra yaşamına yönelen Balzac’ın Tours Papazı ve Eugénie Grandet adlı romanları basıldı. Yapıtlarını büyük bir bütün oluşturacak biçimde üç grupta tasarladı: insan yaşamını ve toplumu yöneten ilkeleri ele alan “çözümleyici incelemeler”; insan eylemini belirleyen nedenleri ortaya koyan “felsefi incelemeler”; bu nedenlerin sonuçlarını gösteren “töre incelemeleri”. Bu bakımdan Goriot Baba, gerçeklik akımının başyapıtı sayılır. Balzac, bu eserlerin tümüne Dante’yi anıştıran bir başlık koydu: “İnsanlık Komedyası”. Balzac, 1850’de Paris’te öldüğü zaman, ardında 85’i tamamlanmış, 50’si taslak halinde kalmış roman ve 2.000’i aşkın roman karakteri bırakmıştı.
edebiyathaber.net (30 Kasım 2016)