Bazen bir şeylerin çabucak olmasına, yorulmadan hallolmasına ihtiyaç duyarız. Bu çok doğal ve normal bir arzu. Nitekim hayat böyle bir yer olmadığından sadece istediğimizle kalırız. “Keşke bu işleri benim yerime yapacak birisi olsaydı” düşüncesi yetişkinlerin bile en büyük isteklerinden biri iken büyümekte olan bir çocuk için daha da caziptir. Kendi üstüne düşen basit sorumluluklarını yerine getirirken bile -ödev yapmak, yatağını ya da oyuncaklarını toplamak gibi- çocuk ruhunun getirdiği oyun ihtiyacıyla sihirli yolların arayışına girebilir. Oysa hepimizin içinde sihirli bir taraf vardır zaten. Çocuk kitapları bunlara değinmek konusunda daha uygun çünkü sihirli dünyalar aracılığıyla soyut bir kavramı ya da yetişkinlerin dünyasında normal kabul edilen bir meseleyi ele almak daha elverişli. Bu yazıda bahsedeceğim kitap Gerçek Süper Güç’te de Nana adındaki küçük kız işlerin kendiliğinden yapılmasını isteyen bir arzuyla sihirli bir değneğin peşine düşüyor. Sihirli değnek nereden alınır? Satın alacak bir yer bulamayınca devamında pipet ve simli kağıtlar yardımıyla el yapımı bir sihirli değnek yapmaya karar verir. Ancak sihrin oluşması kısmı eksik kalınca sihirli sözcükler söylemediğine kanaat getirir küçük kız. “Hokus pokus”, “abra kadabra”… Duyduğu, bildiği ne kadar sihirli söz varsa hepsini söyler ama yine de işe yaramayınca annesine sormaya karar verir. Sihirli değneğimizi nasıl sihirli hâle getiririz? Sihirli sözcükler nelerdir? Hayatta gerçek sihirli anlar ve olaylar nelerdir? Bunların hepsini annesiyle yaptığı konuşma aracılığıyla öğrenecektir Nana.
Kitabın yazarı Emine Arlı’yı çocuk kitapları ile tanıyoruz: Dedemin Kurabiyeleri, Eski Dostum Kertenkele ve geçtiğimiz aylarda üzerine yazdığım Limon Çekirdekleri. Hepsinde çocuk ruhunun inceliklerini tek tek işleyen yazar, şimdi ise Nana’nın hikayesini anlattığı Gerçek Süper Güç ile yine Timaş Çocuk Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Arlı’nın, “sihirli bir değnek isteğiyle bu diyalogların gerçek sahibi ve hikâyenin biricik ilham kaynağı” olarak kızına ithaf ettiği kitap özellikle altı ve on yaş arasındaki çocuk okurlara hitap ediyor. Eserin canlı renkleriyle dikkat çeken çizimleri de Özge Alphan’a ait.
Yazar, minik okurlarını öncelikle içlerindeki asıl gücü ortaya çıkarmaya yarayacak kavramlara yönlendiriyor. Nedir onlar peki? Çaba, emek ve sabır. Bir de asıl sihrin sözcükler olduğu elbette! Tam da bu yaş grubundaki çocukların üzerinde düşünmeye başladığı bu kavramlar elbette tam olarak kavrayabilmeleri için hâlâ çok soyut ancak bu kavramları öğretmenin en güzel yollarından biri somutlaştırma ve çocuğun kendi hayatından örnekler sunarak düşünmesini sağlama. Gerçek hayatta “sihirli değnek” diye bir şey olmadığını söyleyip geçebilirdi Nana’nın annesi pek tabii. Ancak küçük kızın bunun üstüne düşünmesini sağlamazdı bu davranış. Onun yerine kadın Nana’nın yapmakta hoşlandığı şeyleri sorarak onun üzerinden kafa karışıklığı yaratır ve örneğin Nana resim yapmayı çok seviyorken bir anda sihirli bir değnek tarafından yapılırsa ve kendisine bir şey kalmayacağını fark eder. Bunun üzerinden sabretmek ve emek vermenin zaten kendisinin birer sihir olduğunu ve elbette bir de hayatta kullandığımız “lütfen”, “teşekkür ederim” ve “özür dilerim” gibi sözcük ve cümlelerin karşımızdaki insanda büyük bir sihir etkisi yarattığının farkına varır. İşte en büyük gücümüz budur, tatlı dil!
İçindeki renkli çizimleri ve duru, akıcı dili ile küçük yaştaki okurların hem görsel hem de zihinsel gelişimini destekleyecek hem de duygularına hitap edecek, sımsıcak bir kitap Gerçek Süper Güç. Emine Arlı’nın bu kitabını minik okurlara ve özellikle de ebeveynlere tavsiye ediyorum. İyi okumalar.
edebiyathaber.net (31 Aralık 2024)