Sabahattin Ali’nin “İçimizdeki Şeytan” adlı romanı Altın Kitaplar etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Sabahattin Ali’nin eserleri, Altın Kitaplar farkıyla yayımlanmaya devam ediyor. İlk olarak Ocak ayında Kürk Mantolu Madonna ve Kuyucaklı Yusuf raflardaki yerini almıştı. Sabahattin Ali’nin, topluma ve insana bakışını en berrak biçimde ortaya koyduğu yapıtlardan İçimizdeki Şeytan da okuyucuyla buluşmaya hazır.
Romanda iradesiz ve zayıf bir kişilik görünümü çizen Ömer ile yapmacıksız, yürekli ve güçlü bir genç kadın olan Macide’nin aşk serüveni etrafında, dönemin bir kısım aydınının ya da yarı aydınının eleştirisini yapar Sabahattin Ali. Kendini toplumsal adalet talebinin dışında var eden, güç arzusuyla şekillenmiş, korkak, bireyci ve çıkarcı sözde aydınlarla hesaplaşır.
İçimizdeki Şeytan, Asım Bezirci’nin sözleriyle “çağına ve çevresine dürüstçe, yiğitçe, ustaca tanıklık eden” büyük bir yazarın, insan doğasına ve toplumsal yapıya dair derinlikli gözlemlerini ustalıklı bir dille betimlediği bir başyapıttır.
Altın Kitaplar edisyonunun özelliği
Yayıma hazırlık sürecinde tüm yapıtların özgünlüğü korundu fakat noktalama işaretleri ve diğer yazım kuralları ile sözcüklerin söyleyiş biçiminde günümüz Türkçesine uygunluk gözetildi. Okurların metni daha rahat takip edebilmeleri için, bazı sözcüklerin günümüzde daha çok bilinen karşılıkları dipnotlarda açıklandı. Sabahattin Ali‘nin yapıtlarını yayına hazırlama sürecinde yazar Suat Batur katkıda bulundu. Etkili bir toplum ve insan eleştirisi olmasıyla romanımızda apayrı bir yeri olan İçimizdeki Şeytan, yapıtın 1940 yılında Remzi Kitabevi’nce yapılan birinci baskısı temel alınarak yayıma hazırlandı.
Yazar hakkında
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907’de Bulgaristan’da, Gümülcine’ye bağlı Eğridere’de (Ardino) doğdu. İlk şiir ve öyküleri 1925-1926 yıllarında yayımlandı. 1927’de İstanbul Muallim Okulu’nu bitirip öğretmen olarak Yozgat Cumhuriyet İlkokulu’na atandı. 1928 yılında Almanya’ya gitti. 1930’da Türkiye’ye dönünce Aydın Ortaokulu’na Almanca öğretmeni olarak gönderildi. Burada “sol” propaganda yaptığı iddiasıyla tutuklandı. Üç ay tutuklu kaldıktan sonra, Eylül 1931’de aklanarak Konya Ortaokulu’na atandı. Çeşitli kereler tutuklamalarla cezalandırılan yazın yaşamında 1946’da Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la birlikte çıkardığı haftalık mizah dergisi Markopaşa’nın önemli bir yeri oldu. Bu dergide çıkan yazılar nedeniyle de 1947 yılında cezaevine girdi. Sabahattin Ali, sürekli izlendiği ve Türkiye’de yaşayabilme koşullarının zorlaştığını düşünerek yurtdışına kaçma kararı aldı. 2 Nisan 1948’de Bulgaristan sınırından çıkmak isterken, bugün de tam aydınlatılamamış bir faili meçhul cinayete kurban gitti. Edebiyata toplumcu gerçekçi yöntemle yaklaşan Sabahattin Ali, yapıtlarıyla kendisinden sonra gelen yazarları da derinden etkiledi.
edebiyathaber.net (13 Şubat 2019)