İlaç niyetine: “Bugün Bize Kim Geldi” | Şule Tüzül

Temmuz 19, 2016

İlaç niyetine: “Bugün Bize Kim Geldi” | Şule Tüzül

sule-tuzulİçim dolu dolu. Ekrandaki boşluğa dökesim var. Ama tek kelime edemiyorum. Hangi cümleye başlasam hafif kalıyor duygularıma.

Yıllar önce Uzunharmanlar’da Bir Davetsiz Misafir’i okuduğumda peşine düşeceğim yazarlar arasına almıştım onu da ama araya neler girdi neler, en çok da hayat girdi, sevgili Türey Köse Bugün Bize Kim Geldi’yi adıma Sezgin Kaymaz’a imzalatıp bana getirdiğinde, ilk kitabının tadını hatırladım, bir heyecan başladım okumaya.

Edebiyat edebiyat diye bazen o kadar uzaklara gidiyoruz ki, edebiyat bir yana hayat bir yana savruluyor. Hayat edebiyatı, edebiyat hayatı besleyecekken bir bakıyoruz edebiyat hayata tepeden tepeden bakıyor, hayat edebiyata yaklaşmaya çekiniyor. Oysa edebiyat da hayat da tam da Bugün Bize Kim Geldi’nin öykülerindeki gibi…

Sezgin Kaymaz mektupkardeşlerine, yani okurlarına, yani bize ithaf etmiş kitabını. İçinde 8 öykü/mektup var. Kaymaz her birinde kendini anlatmış. Bize kendini yazmış işte. Kendini yazınca elbette eşi Hülya’yı ve evlerinde baktıkları “14 baş evlad-ı hayvanat”ı anlatmış; Betül’ü, İnci’yi, Timur’u ve Yasemin’i. Bir hayvansever başka bir hayvanseverle karşılaşınca daha ilk adımda bir yakınlık duyar ama bu hikayeleri okurken Sezgin Kaymaz’a ve eşine minnetle sarılasınız geliyor. Onlarla olan iletişimleri o kadar güzel ve bu iletişim o kadar güzel anlatılmış ki.

Kitap, Yanlış Anlama Ömer Faruk ile başlıyor. Ömer Faruk’un yerinde olmak istemezdim. Oldukça kötü bir anı anlatılıyor ama gülmeden edemiyorsunuz Kaymaz’ın mizahı elden bırakmayan anlatımına, o bir yandan Ömer Faruk’a bir güzel giydirirken. Sonraki öyküde eşi Hülya’nın bir sağlık problemi üzerine. Oldukça ciddi sıkıntılar geçiriyor Hülya Hanım ama Sezgin Bey yazınca gülümsemeden edemiyorsunuz yaşananlara. Ve yavaş yavaş tanımaya başlıyorsunuz bu aileyi. Çocukluğuna da gidiyoruz Sezgin Kaymaz’ın, annesi Sabiş’e, kardeşlerine. Sonra üniversite, yurt anılarına. Bir yazarın yazarken nerelerden beslendiğine tanık oluyoruz bir yandan. Kitaba adını veren Bugün Bize Kim Geldi? öyküsünde, bir yandan gözleriniz doluyor, bir yandan gülüyorsunuz, işte o öyküde Sezgin Kaymaz ve eşinin evlerindeki “14 baş evlad-ı hayvanat” ile olan ilişkilerine hayran oluyorsunuz.

Kitapta beni en çok etkileyen, vurucu bir etki bırakan öykü son öykü/mektup: Sevgili Mektupkardeşim. Kitaba dair hangi cümleye başlasam hafif kalıyor dememin nedeni de bu öykü işte. Bir yanı ile yaşamdaki bir duruşun bir özeti, bir yanı ile bir hayat dersi, bir yanı ile okuyan herkesi yaşamla yüzleştirecek bir ayna. Yıllardır “engelsiz yaşam”ın ne demek olduğunu anlatmaya çalışırım. Sezgin Kaymaz 15 sayfada anlatmış benim tüm söylemek istediklerimi. Bu öyküde sol elindeki siyah eldivenin hikayesi olduğu kadar, birkaç yaşamın hikayesi de var. Birkaç ömür kadar uzun, bir çırpıda derdini anlatabilecek kadar kısa, okurunu sarsacak kadar güçlü bir anlatım. Kitaptaki hikayelerin çoğunda sık sık küfrediyor kahramanlar. Zaman zaman kendini hissettiren bu eril dil, kitabın bu öyküsüne kadar kitaba dair eleştirebileceğim tek konuydu. Ancak bu öyküden sonra hiçbir eleştiri kabul edilemez Sezgin Kaymaz külliyatı için. Çünkü bu öykü ile anlıyoruz, yazdığı her cümlenin içine kendini koyan, o cümlelerde okuru için kendini tekrar ve tekrar var eden bir yazar o. O kadar içten. O kadar doğal. O kadar maskesiz, katıksız, o kadar doğrudan. Bir edebiyatsever daha ne ister ki!

Başına ne gelirse gelsin hayatın nasıl bir mucizeye dönüştüğünü, daha doğrusu hayatı nasıl mucizeye dönüştürdüğünü anlatıyor bu kitabında Sezgin Kaymaz. Mucizelere en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde ilaç niyetine öneriyorum.

Hepimize sesleniyor Sezgin Kaymaz, “En sevdiğine emanet ol.” diye bitiriyor son öykü/mektubunu. 

Şule Tüzül – edebiyathaber.net (19 Temmuz 2016)

Yorum yapın