-En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Philip Roth, Aldatma. Roth’un Öfke kitabı ev sevdiğim kitaplardandır. Hoşça Kal, Columbus ve Beş Öykü keza öyle. Aldatma, Roth’un saydığım iki kitabında aldığım hazzı vermedi.
-Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
“Ve sen dürüst bir kadın olma yalanını korudun.”
-Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Twitter’da yazdıklarına, dünya görüşlerine, duruşlarına güvendiğim yazar, editör, çevirmen kim varsa onların okuduğu ya da tavsiye ettiği her kitabı almaya çalışıyorum. Yazdığım için okumam gerektiğini düşündüğüm temel kitapları kendim araştırıp alıyorum. Mitolojik, Felsefi ya da teknik kitaplar gibi… Son üç yıldır düzenli olarak çokça kitap alıyorum yani. Kitaplar elime ulaştığında okuma sırası sezgilerime göre oluyor ama…
-Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Leyla Erbil, Cüce. Kendime otosansür uygulamayı bıraktığım gün geldiğinde o kadar cesur bir metin yazmaya çabalayabilirim.
-Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
Aslında tam tersi oldu, yazdıklarım beni gün ışığına çıkardı. Yazdığımın farkında değildim, derdimi öyle anlatabiliyordum. Sosyal medyada içim ne istiyorsa onunla ilgili yazılar yazıp paylaşıyordum dolayısıyla gizleme mevhumum hiç olmadı. Sonra yazılar beğenildi, paylaşıldı derken bir arkadaşım benden habersiz bir internet sitesine yazılarımı gönderince, onlar da beğenince orada köşe yazmaya başladım. Sekiz yıl önce… Sonrası uzun hikâye… Fakat kendimi ve kalemimi öyküde buldum. Bundan sonra ömrüm ve gücüm yettiğince nitelikli edebiyatı öğrenmeye çalışarak devam edeceğim. Şu anda çok sevdiğim bir iki arkadaşımdan başka kimseye okutmuyorum yazdıklarımı…
-Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Küçük bir kızım var ve öğretmenim. Dolayısıyla yazmak için gerekli olan temel birkaç şeye sahip değilim, zaman ve dinginlik gibi… Madem yazmak istiyorsunuz, siz de kendi hayatınıza uygun alışkanlıklar geliştiriyorsunuz. Zamanı gerçekten büküyorsunuz mesela… Teneffüslerde yazdığım metinler var çünkü o gün evde zamanım olmayacağını biliyorum. Defter tutamıyorum örneğin, çoğu vakit zaman ya da enerji olmuyor. Kafamın içinde biriktiriyorum, zihnimin o kısmı hayatımdaki diğer her şeyden ve kaostan uzak tutabildiğim bir çalışma alanı benim için. Öykü yazıya geçmeye hazır olduğunda muhakkak önce kağıda yazıyorum. Asla ilk nüshayı bilgisayarda yazmam. Böyle bir takıntım var. Bilgisayara geçen metin artık oymaya, işlemeye, üzerinde çalışmaya hazır ham metin oluyor. Ardından en az iki ay ara vere vere, günün farklı saatlerinde başka şeyler görmeyi umut ederek çalışırım metin üzerinde…Ayrıca bu güzel sorular için çok teşekkür ederim.
edebiyathaber. net (25 Ekim 2019)
“İlay Bilgili’ye 6 soru | Can Öktemer” üzerine bir yorum