Hayali Kahramanlar Hakiki Erkekler, Büyükler Ölünce Toprağa Gömülür ve Buralar Bıraktığın Gibi İletişim Yayınları’nca yayımlandı.

“Hayali Kahramanlar Hakiki Erkekler”

H. Bahadır Türk, altmışlı yılların Bahadır, Tolga, Tarkan gibi çizgi karakterlerini, Killing fotoromanındaki süper kahramanı popüler kültür kodlarıyla ele alıyor ve ortaya erkeklere dair çok çarpıcı bir tablo çıkıyor.

“Hayali Kahramanlar Hakiki Erkekler”, yarım asır öncesinin bilinen, okunan ve satan popüler anlatılarına, onların erkeklik hallerine odaklanıyor.

Yazar, türün gerekleri, tecimsel kaygılar, süper kahramanlığın genel kodlarını betimlediğin incelemesinde hipermaskülinite meselesine bakarak, erkeklik bu tür anlatılarda nasıl işleniyor sorusuna cevap arıyor.

Kahramanların, baba eksikliğiyle ve silik bir anneyle başladıkları yolculukta nasıl birer intikamcıya dönüştüklerini, şiddet erkeklik performansının bir aradalığını irdeliyor.

Az bulunur nitelikteki bir popüler kültür incelemesi olan “Hayali Kahramanlar, Hakiki Erkekler” kitabı İletişim Yayınları etiketiyle tüm kitapçılarda.

“Büyükler Ölünce Toprağa Gömülür”

Yetmişli yılların başlarında geçen bir çocukluk romanı: “Büyükler Ölünce Toprağa Gömülür”

İzlenimler, hatıralar, mahcubiyetler, hâllenmeler… İyilik gibi gözüken baskılarla, ince ince dokunmuş, bir sinema profesörü olan Nezih Erdoğan’ın kaleminden etkileyici bir ilk roman.

Altmışlı yıllarda doğmuş bir çocuk, tavan arasındaki lambalı radyo, televizyon yeni çıkmış. Aya inen adam, Zati Sungur, Ümit Yaşar, Mata Hari Saklambaç’ta, Rüçhan Adlı Türkan Şoray’a bakıyor.

Mehmet hatırlıyor, Salih Güney “Bildiğin gibi değil,” diyor: “İzah edeyim”. Eskişehir’e uçak düşüyor, PE-RE-JA kolonyası kokuyor Hilâl ile Nihâl. Yılmaz Güney, Mahir’i saklıyor. Böyle böyle geçiyor zaman.

“Büyükler Ölünce Toprağa Gömülür”, bir hastalık olarak çocukluğa bakıyor. Nezih Erdoğan, eksile eksile büyüyen çocukları, naftalin kokulu orta sınıf evlerini siyahi bir dille anlatıyor.

“Büyükler Ölünce Toprağa Gömülür”, İletişim Yayınları etiketiyle tüm kitapçılarda.

“Buralar Bıraktığın Gibi”

“Buralar Bıraktığın Gibi”, Murat Uğurlu’nun küçük meseleleri anlatan, minimalist hikâyelerden oluşan ilk kitabı.

Uğurlu, okuru sinematografik bir atmosfer içinde usul usul gezdirmeyi başarıyor.

Milim ilerlemeyen trafik, çeri domates, muzlu süt, şezlonglar, sigortacılar, başından beri yalnız olanlar, hatırlayanlar, unutanlar, hiç kimsenin umursamadığı bir şeye delicesine kapılanlar… Havasız odalar, yarım yarım bırakılanlar…

Cohen mırıldanıyor bir şeyler, bir başkası Eva Braun’unu kaybediyor. Edip Cansever sessiz ve insansız sokakları geziyor. Bir yerlerde gözleri hemen dolan çocuklar var.

Murat Uğurlu, şehirli orta sınıf gençlerin, beyaz yakalı çalışanların ruh halleri arasında geziniyor, serin bir dille yazıyor hikâyelerini.

“Buralar Bıraktığın Gibi”, insanın içine çöreklenen, dostça anlayan, fark eden, sarıp sarmalayan hikâyelerle yeni bir yazarı takdim ediyor.

edebiyathaber.net (23 Ağustos 2013)