İlk Kitabı Anlatmak: Hakan R. Temiz | Adnan Gerger

Şubat 17, 2023

İlk Kitabı Anlatmak: Hakan R. Temiz | Adnan Gerger

İlk kitabı Anlatmak söyleşilerimizin bu haftaki konuğu Mayıs Kitap’tan çıkan “Düş-Me” adlı kitabıyla “Arkadaş Z.Özger Şiir Ödülü” alan Hakan R.Temiz.

“Bu coğrafya da politik düzlemde uçsuz bucaksız kaynaklar sunuyor. Günlük hayat da doğa da bu coğrafyada politik olmaktan sıyrılamıyor.”

Hakan R. Temiz kimdir?

1993 Bingöl /Solhan doğumluyum. İlk, Orta ve Yükseköğrenimimi Mersin’de tamamladım. Şu an Batman’da Türkçe Öğretmeni olarak görev yapıyorum. İyi bir okur kimliğine sahibim. 

İlk kitabınız yayımlandı. Düş-Me. Ki bu ilk şiir dosyanız ve “Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü”ne değer görüldü. Bu size yük getirdi mi?

Öncelikle bu ödüle layık görülmem beni şundan dolayı çok mutlu etti: Arkadaş ile aynı cümlede adımın zikredilmesi. Yük kısmına gelecek olursak şunu söyleyebilirim: Edebiyat ve nihayetinde şiir devingen bir yapı. Bulunduğunuz her alan bir sonraki adım için durak görevi görür. Sonraki alana geçmek için de daha çok çalışmamız gerekir. Ödül de bu devingen süreçte benim soluklandığım bir yer. Artık daha fazla çalışmalıyım. 

Düş-me, ilk kitabınız… İlk kitaplar çok zordur. Kitabınızı yazarken,  içeriğini belirlerken ismini koyarken nelerden etkilendiniz? Kitabınızın yazma sürecinden yayınlama sürecine kadar duygularınızı, düşlerinizi ve düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Düş-me kitabını pandemide yazdım. Elbette ilk kitap olmanın zorlukları beni de yordu. Ayrıca ödüle gönderme niyetim en başta zuhur ettiği için ince eleyip sık dokudum. Kitaptaki şiirleri defalarca değiştirdim. Bazı şiirleri yırtıp attım. Bazen attığım şiirleri saatlerce aradım. Ve en nihayetinde Düş-me ortaya çıktı. İsim konusunda bir süre kararsız kaldım. Zihin, Sadık Ses mi yoksa Düş-me mi kitapta anlatmak istediğim izleği tam olarak verir diye çok düşündüm. Sonunda Düş-me’de karar kıldım. Okuyucular kitabı okuduktan sonra benimle aynı fikirde olacaktır. 

Kitabınızın içeriğinden bahsedin. Şiirinizi okuyana ne anlatmak istiyorsunuz? 

Düş-me’de şiirleri başka bir karakterin ağzından okuyoruz aslında. Bu karakter Ferruh Kalender. O kitap boyunca şiirlerde kendi meramını anlatmaya çalışıyor bize. Bunu da şiirdeki dizeleri günlük konuşma diline indirgeyerek yapıyor. Şiirlerin tamamına bakıldığında ben dilinin de bizi Ferruh’a ulaştıracağı su götürmez bir durum. Ferruh, gerçek dünya ile hayal dünyası arasında sıkışıp kalmış biri. Bundan dolayı sürekli bir bocalama halinde. Çocukluğunu çok özlüyor ayrıca. Bir de sivri dilli. Ne yaparsa yapsın hukuksuzlukları dile getirmeden edemiyor. Benden çok onun kontrolünde idi bu kitap. O da okuyucuya kendini anlatmak istedi sanırım. 

Şiirde ve şiirinizde dil, sizin için ne anlam ifade ediyor? Bu soruyu sormamın nedeni şu: Düş-me kitabınızı çok dikkatli okudum. Şiirlerinizi bir dala tutunur gibi okudum. Bu öyle bir dal ki, bir umut gibi… Çünkü bir yeraltı işçisi gibi yeni cevher aradığınızı şiirlerinizden çok net anlaşılıyor. Hatta bazı dizelerinizden örnekleme yapmak istedim, hiç birine kıyamadım. Siz bu dili orada duruyordur da yakaladınız mı yoksa siz yeniden mi yarattınız?

Şiirde sizin de yukarıda belirttiğiniz gibi günlük yaşam – politik hava – doğa temalarını işlemeye çalışırım. Özellikle politik sahaya girmek biraz risklidir. Çünkü bu şiirin tamamını bir manifestoya bürüyebilir. Bu da benim en son isteyeceğim şey olur. Çünkü estetiğe zarar verir kanımca. Bunu çok güçlü yapamazsak tabii. Şiirlerimde politik konulara yer vermek kaçamadığım bir durum açıkçası. Çünkü ülke gündemi o kadar sıcak ve yoğun ki bundan kaçamıyorum. Günlük hayat ve doğa da bundan payını alıyor tabi. Doğa katledilip yok edilirken ağaçtan düşen yaprağa güzelleme yapamıyorum. Gelelim bu dili ben mi yarattım sorusuna. Bir dil yaratma çabasına girmedim hiç. Yazdığım tarz bir yerlerde mevcut muydu? Bunu da bilmiyorum. Ben şiire başlarken belli ön kabuller ile başlayan biri değilim. Oturup meramımı okuyucuyu çok yormadan yazıyorum. Şiirlerimi okuyanlar bunu Hakan R. Temiz yazmıştır diyorlar ama. Bu da beni mutlu kılıyor. 

Neden, Tanrının diktatörleri es geçmesini unutmayacaksınız? 

Tanrının kendisini, kendi iddiasından vurmasını kabul edemiyorum. Bu gerçeklik beni sarsıyor. Tanrı adalettir oysaki. Herkesin ilahi adaleti. 

İlk kitabınızdan ve bundan sonra beklentileriniz var mı, neler?

Hem bu kitabımda hem de ileride yazacağım kitaplarda daha çok okura ulaşmak niyetindeyim. Bence bu sadece benim değil bütün şairlerin beklentisidir. Burada saf maddi kazanç anlamında değil beklentim. Okura dokunabilmekten bahsediyorum. 

Okumakla yazmak arasındaki bağa inanıyor musunuz? Bu bağ siz de nasıl çağrışım yapıyor? 

Okumakla yazmak arasında doğrudan bir bağlantı olduğu sabit bir gerçek. İyi yazar ve şairler aslında iyi birer okurdurlar. Okumak, en klasik mahiyette kelime hazinesini geliştirdiği için yazanlara engin denizler sunar. Yeni yazmaya başlayanlar maalesef okuma kısmını gözardı ediyor gibi. 

Etkilendiğiniz şairler var mı? Bu yazarların sizde bıraktığı etkiye neden olan yapıtlar hangileri? Bu yapıtlardan birkaç örnekleme yaparak bu etkiyi açıklayabilir misiniz?

Ahmet Güntan, Ömer Şişman ve Osman Konuk’un şiirleri beni çok etkilemiştir. Özellikle Ömer Şişman’ın şiirlerini çok severim. Onun, Dramatik İyileşmeler ve Empat kitaplarının yeri farklıdır bende. Çünkü Şişman da şiirlerinde imgeler kullanmasına rağmen günlük konuşma dilinde ısrar eder. Somuta indirgeme çabasından bahsediyorum. Ben böyle alımlamış da olabilirim. Ama dediğim gibi bu yönüyle beni çok etkiledi. Empat kitabında geçen şu dizeleri çok severim ayrıca: …Biri beni terk ettiğinde / Hep aynı rüyayı görürüm / Şimşekler çakar, birileri gelir… 

Ona ulaşmak istediğiniz, keşke ben de böyle olabilseydim ya da olacağım şairler var mı kim ve neden?

Ulaşmak istediğim bir şair yok. Şiir yazmaya başlarken böyle bir amaç edinmedim hiçbir zaman. Ben sadece kendime dert ettiğim konular ile ilgili şiirler yazıyorum. Ve bunların da okurlara ulaşmasını istiyorum. Yazmaktaki tek gayem bu. Beğendiğim şairler var evet, ama eğer onlara ulaşmaya onlar gibi olmaya çalışırsam o şairlerden geçilmez ortalık. Bu da edebiyattaki özgünlüğe halel getirir. 

Bu coğrafyada şiir nerede? Siz şiirin neresindesiniz? 

Yaşadığımız coğrafya aslında şiir için oldukça verimli bir toprak. Burada ifade etmek istediğim şey tema kısmı. Çünkü yukarıdaki sorularda da değindiğim gibi politik hava şiire bir şekilde sirayet eder. Şiirin bir yerinde kendine yer edinir. Bu coğrafya da politik düzlemde uçsuz bucaksız kaynaklar sunuyor. Günlük hayat da doğa da bu coğrafyada politik olmaktan sıyrılamıyor. Ben şiirin tam da ifade ettiğim bu yerindeyim. Herhangi bir şeyi anlatırken bile sıyrılamadığım politizm. Şu sıralar böyle hiç olmazsa. 

Hayatınızda şiirin anlamı nedir? Şiirde nereye yürümek istiyorsunuz? 

Şiir benim için bir kaçış yeri. Bana ait bir alan. Orada kendimi güvende hissediyorum. Ayrıca kendimi ifade edebildiğim bir yer. Hem okur olarak hem de yazan biri olarak. Şiirde yürümek istediğim yer kısmı ise daha fazla okura dokunabilmek. Buradaki amacım şu: Neleri dert ettiğimi bilsinler. Beni bilsinler. Bir ağaç kovuğu benim şiirlerim. Orada beni yalnız bırakmasınlar. Orada kalabalık olalım istiyorum. Bu keyifli söyleşi için de çok teşekkür ederim. 

Ben teşekkür ederim.

edebiyathaber.net (17 Şubat 2023)

Yorum yapın