“İlk Kültür Bakanı kimdi?” sorusunun cevabı çok kolay görünür; Talat Sait Halman. Halman’ın biyografisinde şöyle yazıyor; “1971’de12 Mart darbesinin ardından birinci Nihat Erim kabinesinde oluşturulan Kültür Bakanlığı’nda ilk Kültür Bakanı olmayı kabul etti. Bu görevi 5 ay sürdürdü.” Kültür ve Turizm Bakanlığının internet sitesinde eski bakanlar hakkında bilgi bulamadım ama Vikipedia’nın resmi bir kurum tarafından hazırlandığı izlenimi veren “Türkiye kültür ve turizm bakanları listesi” başlıklı sayfaya göre de ilk Kültür Bakanımız Talat Sait Halman’dır ve 13 Temmuz – 13 Aralık 1971 tarihleri arasında görev yapmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesinde şu bilgi var; “Millî Eğitim Bakanlığı, Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kadar aşağıda belirtilen isimler altında çalışmalarını sürdürmüştür. 1923-1935 yılları arasında “Maarif Vekâleti”, 1935-1941 yılları arasında “Kültür Bakanlığı”, 1941-1946 yılları arasında “Maarif Vekilliği”, 1946-1950 yılları arasında “Millî Eğitim Bakanlığı”, 1950-1960 yılları arasında “Maarif Vekâleti”, 1960-1983 yılları arasında “Millî Eğitim Bakanlığı”, 1983-1989 yılları arasında “Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı”, 1989 yılından günümüze kadar da “Millî Eğitim Bakanlığı” (bkz. Millî Eğitim Bakanlığının Kısa Tarihçesi (meb.gov.tr)).
Sözlüklere göre, “Maarif, bilgi ve kültür demektir” ikinci anlam olarak “eğitim ve öğretim” veriliyor. 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasından sonra, 2 Mayıs 1920 ve 3 sayılı Kanun’la kurulan ve on bir vekâletten oluşan İcra Vekilleri Heyeti’nde (Bakanlar Kurulu) Maarif Vekâleti de bulunmaktaydı. Yani daha meclis hükümeti kurulduğunda Maarif Vekaleti vardı ve ilk Maarif Vekili de Rıza Nur’du. Bu bilgiden cumhuriyetin ilk “Kültür Bakanı Rıza Nur”du sonucunu çıkarabiliriz. Eğitim kültürün bir parçası. Atatürk de konuşmalarında bunu sık sık belirtmiş. Ama zamanla eğitim o kadar ağır basmış ki bazı sözlüklere baktığınızda maarif’in anlamı olarak “milli eğitim” karşılığı veriliyor. Eski maarif vekillerinden “Milli Eğitim Bakanı” diye söz ediliyor. Aslında 1946’da konulan “Milli Eğitim Bakanlığı”nın adı 1920’lere kadar geri çekiliyor. Bakanlığın kültürle hiç ilgisi yokmuş gibi bir hava yaratılıyor. O zaman da ilk kültür bakanlığı cumhuriyetin kuruluşundan 50 yıl sonra kurulmuş oluyor. Oysa daha 1935’de “Kültür Bakanlığı” var.
Maarif Vekaleti nasıl Kültür Bakanlığı olmuş? Deniz Kaynak #tarih dergisindeki “Meclisle kamutay, valiyle ilbay arasında” başlıklı yazısında Atatürk’ün dildeki özleştirme çalışmalarını anlatırken şöyle diyor; “Dildeki özleştirme çalışmaları, Millî Mücadele döneminde 4 Mayıs 1920’de Maarif Vekâleti adını alan Bakanlık çatısı altında yürütülüyordu. Bu Bakanlığın ismi de 1923’ten 1935’te Saffet (Arıkan) Bey’in Bakanlığa geldiği tarihe kadar “Maarif Vekâleti” olarak kayıtlara geçmiş. 1935’ten itibaren, Atatürk’ün ölümüne dek ise aslen Fransızca olan “kültür” kelimesinin Türkçe olduğu ileri sürülerek Saffet Arıkan’a “Kültür Bakanı” denmişti.
Hasan Âli Yücel’in bakanlığa başladığı 17 Mart 1939’dan itibaren yeniden Maarif Vekâleti adını alan makam, 1946’da Millî Eğitim Bakanlığı adını almış. İki cumhurbaşkanı döneminde eski dille yeni dil arasındaki bu git-gelli ilişkiyi, Atatürk’ün eğitim meselesini millî kültürün bir parçası olarak ele almış olması ve dildeki değişimi radikal ve hızlı bir şekilde uygulamaya koymak istemesiyle; İsmet İnönü’nün ise yargı ve yürütme arasındaki dil uyuşmazlığının yarattığı zorluklar nedeniyle kavramları Anayasa’da nasıl kullanılıyorsa o şekilde kullanmayı tercih etmesiyle açıklayabiliriz,” (tarihdergi.com/meclisle-kamutay-valiyle-ilbay-arasinda).
MEB’in verdiği tarihe bakarsak 28 Aralık 1938’de Hasan Âli Yücel, 2. Celal Bayar hükûmetinde vekillik görevine “Kültür Bakanı” olarak başlıyor. Refik Saydam hükümetinde görevine “Maarif Vekili” olarak devam ediyor. Atatürk’ün dilde yenileşme çabalarından vazgeçildiği için bakanlığın adı değişiyor. Görev tanımı ise değişmiyor, kültürden sorumlu bakandır ve eğitim ve öğretim de kültürün kapsamındadır. On Yılhk Neşriyat Sergisi ve Birinci Türk Neşriyat Kongresi, Birinci Devlet Resim ve Heykel Sergisi, Tercüme Bürosu, Türk Ansiklopedisi, İnönü Ansiklopedisi gibi ansiklopedi, Dünya klasikleri gibi kitap ve Tercüme Dergisi, Tarih Vesikaları, Kadın-Ev gibi dergi yayınları, Ankara Devlet Konservatuvarı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü hep onun bakanlık döneminde yapılan hizmetler. Bunları “Maarif Vekili” olarak yapıyor. Hiç “Milli Eğitim Bakanı” olmamış. Diğer bakanlara olduğu gibi ona da sonradan “Milli Eğitim Bakanı” deniyor.
İlk “Milli Eğitim Bakanı” 5 Ağustos 1946’da göreve gelen Reşat Şemsettin Sirer’dir. Ondan önce bakanlığın adında “milli” olmadığı gibi eğitim de yok.
Hasan Ali Yücel kültür alanında çok önemli işler yapmış ama ilk “Kültür Bakanı” değil. İlk “Kültür Bakanı” 9 Temmuz 1934 – 9 Haziran 1935 tarihlerinde görev yapan Zeynel Abidin Özmen. Özmen 11 ay süren bakanlık dönemindeki icraatıyla değil 1943 yılına kadar Diyarbakır’da I. Genel Müfettiş olarak görev yapmasıyla anımsanıyor. Bir tür “olağanüstü hal valisi” gibi çalışmış ve “Dersim olaylarında verdiği kararlar ve aldığı aksiyonlar, yetki kullanımındaki aşırılık açısından bugün de hala eleştirilmekte” deniyor.
10 Haziran 1935 – 28 Aralık 1938 tarihleri arasında görev yapan Saffet Arıkan ise en çok akılda kalan “Kültür Bakanı”. Kurtuluş Savaşı’nda ve sonrasında Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşlarından olan Arıkan bakanlığı sırasında köyler için bir eğitim sistemi geliştirmiş, ve daha sonra köy enstitülerine dönüştürülecek olan köy öğretmen okullarını kurmuş. 1940 yılında Köy Enstitüleri Kanunu’nun çıkartılmasında öncülük etmiş. “Köy Enstitüsü Sisteminin hem kuramcısı, hem de kurucusu” olarak anılan İsmail Hakkı Tonguç’u göreve getiren de Arıkan. Hasan Ali Yücel de onun girişimlerine sahip çıkmış, geliştirip gerçekleştirmiş.
Arıkan’ın Mustafa Kemal Paşa’ya “Atatürk” soyadını verilmesine “Türkata” soyadını önererek katkıda bulunduğu söylenir. Mustafa Kemal’e Atatürk soyadı ile ilk kez hitap eden de yine Saffet Arıkan olmuş. “Atatürk’ün Kültür Bakanı” diye anılıyor.
Arıkan, sağlık sorunları nedeniyle ayrılana dek üç yıl altı ay on dokuz gün görev yapmış ki Atatürk döneminde en uzun süre bu görevde kalan bakanmış. Arıkan’ın bakanlığı döneminde millileşme yönündeki tüm girişimlerin Atatürk’ün direktifleriyle hayata geçtiği düşünülüyor. Radyoda alaturka müzik yayınının yasaklanması da Arıkan döneminde gerçekleşmiş. Türk Tarih tezi’ne ve Güneş-Dil Teorisi’ne bağlı olarak Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi kurulmuş. Van’da Doğu Üniversitesi kurma girişimlerinde bulunulmuş. Ünlü ressamların Anadolu’ya gönderilip oraların resimlerinin yaptırılması, Dolmabahçe Sarayının Veliaht dairesinde Türk resim ve heykel galerisinin kurulması, tiyatro ve opera eserlerinin yazımı ve sahnelenmesinin özendirilmesi, Milli Musiki ve Temsil Akademisi’ni kurulması hep Arıkan döneminde. 1935’te de Ar Genel Direktörlüğü (Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü) kurulmuş, bu Milli Musiki ve Temsil Akademisi’nin tiyatro bölümü faaliyete geçmiş, 1936 yılında Türkiye’ye gelen ünlü Macar bestecisi Bela Bartok, Anadolu Halk müziği alanında ayrıntılı bir biçimde incelemeler yapmış, folklor arşivi oluşturmuş.
Saffet Arıkan ve Hasan Ali Yücel hakkında “Atatürk ve İnönü’nün İki Milli Eğitim Bakanı (Saffet Arıkan ve Hasan Ali Yücel ) Döneminde Kültür Siyaseti (1935-1946)” adlı kapsamlı bir doktora çalışması yapan Ömer Karakaş “Milli Eğitim Bakanlığı’nın isminin Kültür Bakanlığı olarak geçtiği devre, sadece Saffet Arıkan’ın görev yaptığı zaman dilimidir. Hasan Ali Yücel döneminin başlaması ile ismi tekrar eski halini almış, Maarif Vekâleti şeklinde değiştirilmiştir” diye yazmış. Yani onun iddiasına göre ilk Kültür Bakanı Saffet Arıkan’dır. Hasan Ali Yücel görevini “Maarif Vekili” olarak sürdürmüştür. Ama Yücel’in 28 Aralık 1938’de göreve geldiği ama MEB’in verdiği bilgiye göre bakanlığın adı 1941’de Maarif Vekilliği yapıldığına göre Hasan Ali Yücel de Kültür Bakanı olarak görev yapmış olmalı. Yücel, 1939’da göreve başlarken “Büyük Milli Şefimiz Cumhur Reisi İsmet İnönü’nün yüksek teveccühleri ve Sayın Başvekil Celal Bayar’ın değerli itimatları ile çağrıldığım Maarif Vekilliği vazifesine başladım” dediğine göre durum böyle olsa bile “Kültür Bakanı” olarak anılmak istemediğini düşünebiliriz.
Murat Bardakçı, Talat Halman’ın vefatı üzerine Habertürk’te 10.12.2014’de yazdığı yazıda “Bu köşede, Cumhuriyet Gazetesi’nde 1935’te çıkmış iki haberin kupürünü görüyorsunuz… Haberlerin ilki o senenin Ocak’ında, diğeri de Haziran’ında yayınlanmış ve her ikisinde de hem Kültür Bakanlığı’ndan, hem de ardarda göreve gelmiş iki Kültür Bakanı’ndan bahsediliyor. Abidin Özmen’den ve Saffet Arıkan’dan… Bu, 1971’de Kültür Bakanlığı’na getirilen rahmetli Talât Halman’ın Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı olmadığı ve aynı bakanlığın bizde o tarihten 30 küsur sene önce de vâr olduğu demektir…” diye yazmış (haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/1017565-talat-halman-ve-kultur-bakanligi).
Bardakçı’nın paylaştığı kupürlere ben de iki katkıda bulunayım. Cumhuriyet’in 12 Haziran 1935 tarihli, birinci sayfadan verilen haberinde ilk iki Kültür Bakanı Zeynel Abidin Özmen ve Saffet Arıkan birlikte yer alıyor. Bir görev devri söz konusu. İkisinden de “Kültür Bakanı” diye söz ediliyor. 2Aralık 1939’da çıkan haberde ise Hasan Ali Yücel Kültür Bakanlığı’na Maarif Vekili olarak atanıyor. Dğer gazetelerdeki haberlerde de “Maarif Vekili” oldu, diye çıkmış.
Hasan Ali Yücel’in ya da onu bu göreve atayan İsmet İnönü’nün, Atatürk’ün koyduğu “Kültür Bakanlığı” adını, dolayısıyla dilde yenileşmeyi neden benimsemedikleri ayrı bir tartışma konusu. Ama bu araştırmadan çıkan sonuç, ilk Kültür Bakanı’nın Zeynel Abidin Özmen, ikinci Kültür Bakanı’nın Saffet Arıkan, üçüncü Kültür Bakanı’nın Talat Sait Halman olduğudur.
edebiyathaber.net (18 Ağustos 2021)