Bu metin İmge Dağı eseri hakkında değil, eser ile buluştuğumuz lansman hakkındadır. 9 Aralık 2023, Bomonti Atölye’de İmge Dağı’nın lansmanı gerçekleştirildi. Yağmurlu, çamurlu ve hâliyle trafiği bol bir İstanbul günüydü. Yine de salon kapasitesini aşan bir katılımcı sayısına ulaşıldı. Çünkü bu bir karşılamaydı. Salyangoz Nemi’nin hikâyesini karşılamak için eserde emeği geçenlerin aileleri, arkadaşları, edebiyat camiasından kıymetli isimler bir aradaydı. Neden bir eseri karşılamak istedik?
Selva İnce, mikrofon sırası kendisindeyken bir büyüğünün “Seni bir yere davet etmek istiyorum ama kitabın yok,” demesinin kendisinde uyandırdığı şaşkınlık ve farkındalığı anlatırken onu en iyi anlayanlardan birisiydim sanırım. Çünkü yıllardır çocuk yazınına emek vermekte, yazın çalışmalarının hem akademisinde hem pratik hayatında öğrenci yetiştirerek yer almakta ama en nihayetinde incelemeye tabi tutulacak bir eseri bulunmamaktaydı. Çoğu zaman araştırma yapmanın, metin analizleri yapmanın, bir okul oluşturmanın daha çok disiplin ve devamlılık gerektirdiğine şahit olmuş biri olarak, kurmacanın vakti gelir yazılır şeklinde yaklaşan biriydim. Lakin biliyoruz ki sermaye piyasasının da kendi içinde beklentileri ve raconları var. Ama belki de bazen raconlardır bizi yazar yapan. Selva, okumayı çok sevdiğim bir kalem. Sadece çocuk yazını alanındaki metinlerinden ya da edebiyat değerlendirmelerinden değil, Reçelblog zamanlarından bir okuruyum onun. Edebiyat alanındaki birçok üretimine yakından şahit olduğum için, beni bu lansmanda heyecanlandıran şey Selva’nın metni değildi. Benim için zaten o hep yazardı. Beni heyecanlandıran ve hayran bırakan şey bir kitabın kolektif bir sanat eseri olabilme hâliydi.
Kitabın editörü, aynı zamanda kolaj sanatçısı Hafize Çetinkaya konuşmasında, yayıncıların şiirden el çektikleri bir dönemde, çocuk edebiyatında şiire alan açması bakımından Bulutsu yayınları genel yayın yönetmeni Zeynep Bayrak’a teşekkür etti. Bulutsu Yayınları Genel Yayın Yönetmeni ve Yardımcısı Ayşe Şeker Kılıç çocuk edebiyatında şiire alan açmışlardı. Selva ikinci yenilerden duyduğunu duyurma duygusu ile kurmaca metnini yazmıştı. Metni canlandırmak ise Uğur Altun’a düşmüştü. İmge Dağı eseri, beş kişinin beyin fırtınaları ile tamamlanan bir yolculuk olarak duruyordu karşımızda. Emektarlar, bu esere inanma ve sarılma hikayesini anlattıkça, İmge Dağı, büyülü dağa evriliyordu. Uğur Altun, kendi işleri dışında bir eser kabul etmemeye karar verdiği bir sırada, mailine öylesine bir göz atmasıyla, nasıl da eserin kendisini içine çektiğini anlatırken, anlatı dinleyenini bulur misali, metin de çizeri mi bulur diye düşündüm. Belki de yazarın yazdığı şeyi iyi tanımanın bir getirisidir, kimin çok güzel çizebileceği bilmek. Birbirinden ayrı dışavurumların birbirini karşıladığı bir eseri, birbirinden ayrı katılımcılar olarak karşıladık. Eserde söz konusu olan salyangoz Nemi, “Nasıl şiir yazılır?” sorusunun peşinde seyahat eder ve İkinci Yeni şairlerinden bazılarını keşfeder. Okurun keşfetmesi ise öyle kolay değildir, her bir sayfada çözülmeye hazır bulmacalar gizlidir, gizli saatlerden Miyazaki karakterine kadar motiflerin yer aldığı esere dair konuşmak için daha çok zamanımız var. O yüzden bu yazı, bir eserin ortaya çıkmasının da şairler toplantısı gibi olabileceğini bize gösteren lansmana dair haber metnidir.
Bazen bütünlük öyle güçlüdür ki, ortamda var olan her bir parçayı içine çeker. İmge Dağı, Nemi ve İkinci Yeniler eseri de sanki eserin yazarını, resimleyenini, editleyenini, yayımlayanını bir bütünlüğün içinde buluşturmuş, hepsini naif bir yolcunun naifçe olan arayış çırpınışlarında ortaklaştırmıştır. Öyle sanıyorum ki lansmanda bir köşede duran vegan süt, başka bir köşede duran zeytin dalı ve karpuz dilimleri ile resimlenmiş harita da bu arayışın, naif dışavurumunun bir örneğiydi. Şiirler yazalım, şiirler söyleyelim beraber, ama birlikte bir şiir olabilme ihtimalimizi de yabana atmayalım. Yaşattıkları deneyim için eseri ortaya çıkaran ekibe ve karşılama ekibine teşekkür ederim.
edebiyathaber.net (18 Aralık 2023)