“Sadece bilge ya da ölçülü bir adam kendini bilir ve ne bilip ne bilmediğini ayırt edebilir. Başka hiç kimse bunu yapamaz.” Sokrates
“Kendini bilme” kavramı, Antik Yunan’dan bugüne, düşünce dünyasını oldukça derinden etkilemiş bir kavram. Hatta, felsefenin kurucu basamaklarından olduğunu söylersek de abartmış sayılmayız.
“KENDİNİ BİL! / Gnothi Seauton!”
Yunanistan’ın Delfi adlı UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde bulunan Apollo Tapınağı’nın girişinde altın harflerle yazılan bu söz, filozofların ve sanatçıların üzerinde çokça kafa yormasına sebep olmuş, felsefenin ve sanatın gündemini çağlar boyu meşgul etmiştir.
Kadim zamanlardan beri insan için bu kadar mühim olan bir kavramı, günümüzde ne kadar irdeliyoruz sizce? Çoğumuzun kulağına bir şekilde çalınan bu söz, kendi anlamının karşılığını görebiliyor mu?
Kendini bilmek ne demek?
Kim olduğumuzu nasıl bileceğiz?
Hiç kendi düşünme süreciniz üzerine düşündünüz mü? Nasıl düşündüğünüzü, beyninizin bunu nasıl başardığını merak ettiniz mi?
Peki ya düşünmeden yapabildiğiniz onca şeyi? Bedeninizin siz farkında bile olmadan ezbere bildiği küçük-büyük hareketleri?
Stephen M. Flemenig, “Kendini Bilmek” kitabında bu kavramın derinine iniyor ve nörobilim ve psikolojinin en güncel araştırmalarıyla masaya yatırıyor.
İnsanın kendini bilmeyi başarıp başaramayacağı, bunun doğuştan gelen bir özellik mi yoksa sonradan edinilen bir alışkanlık mı olduğu oldukça ilginç bir nokta. Hayatımızı otomatik pilota almış gibi yaşarken beynimizin mucizelerini daha iyi bilsek, bu hepimiz için çok şeyi değiştirirdi. Modern çağ insanı için etraf uyaran ve algoritmalarla dolu. Bilgi çağında yaşıyoruz fakat kendimizi biliyor muyuz, orası muamma. “Kendini bil!” cümlesi kafamızda kocaman bir soru işareti yaratıyor.
Stephen M. Flemenig Kendini Bilmek kitabında, bir sinirbilimci olarak insanın bu bakış açısını nasıl farkına varabileceğini, kararlarımızı verirken içinden geçtiğimiz süreçleri, davranışlarımızı etkileyen etmenleri, beynimizin işleyişini anlatırken bizlere keşfedilecek iki hazine sunuyor: üstbiliş ve öz farkındalık.
“Öz farkındalık, düşünsel farkındalığı sağlayan kilit unsurlardan biridir ve gerektiği gibi çalıştığı zaman dünya görüşümüze kritik bir güç kazandırır.”
Öz farkındalık; kendi hatalarımızın farkına varmak ve onlar üzerinde düşünebilme, yorum yapma gibi yeteneklerimizi kapsar ve bizi üstbiliş, yani kendi düşünme sürecimiz hakkında düşünmemiz anlamına gelir.
Tüm öğrenme, karar verme, başkalarıyla ve kendinizle olan ilişkilerinizde bu iki kavramı farkında olarak yaşadığınızı düşünün. Kim güçlü-zayıf yönlerini, onu hataya götürecek eksiklerini, düşüncelerinin oluş sürecini bilmek istemez ki? Bu bir çeşit süper güç sayılabilir.
Kendini Bilmek, bu süper gücü bize bilim aracılığıyla, herkesin anlayacağı bir dille, ilgi çekici örnek ve grafiklerle anlatılıyor.
Timaş Yayınları etiketiyle ve Nida Fetullahoğlu çevirisiyle okuyucusuyla buluşan Kendini Bilmek, insan beyninin nasıl mucizelerle dolu olduğunu bir kez daha gösterirken okuyucusuna bilimsel bir şölen ve tüm hayatına etki edecek güçte bir farkındalık fırsatı sunuyor.
Kaynak: KENDİNİ BİLMEK – Öz Farkındalık Bilimi, Stephen M. Fleming, Çevirmen: Nida Fetullahoğlu, Timaş Yayınları, 2022, 300 s.
edebiyathaber.net (31 Mayıs 2022)