En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Figen Şakacı’nın Bitirgen adlı romanı. Çoğunlukla spekülatif kurgu okuduğum için benim açımdan oldukça enteresan bir deneyim oldu diyebilirim. Samimi ve etkileyici bir kitap; bir kız çocuğunun hayatındaki köklü değişiklilere nasıl tepki verdiğini, nasıl gördüğünü ve anladığını, kendince nasıl başa çıktığını oldukça eğlenceli bir dille anlatan roman bir yandan güldürürken diğer yandan hüzünlendiriyor.
Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
“Yağmurla birlikte toprakta küçük pencereler açılır, göğe bakarız.” Bu kısacık cümleye sığdırılmış pek çok hissin karşısında şapka çıkardığımı söylemeden geçemeyeceğim.
Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Çevremde kitap okuyan çok olduğu için epey tavsiye eden de oluyor. Özellikle yakın arkadaşlarım her ay en az iki üç kitap önerir. Kitap eklerinden çok yararlandığım söylenemez ama Mail ile kitap haberleri aldığım bir iki site var oradan da ilgimi çekenleri not ederim. Ayrıca Gerisi Hikâye – Korku Konuşmaları adlı podcastimiz için sürekli araştırma yaptığımdan, konuşacağımız konuyla ilgili karşıma çıkan ilginç kitapları listeye ekler, bazen bir haftayı bu kitaplara ayırırım. Tesadüfen gözüme takılan tamamen sezgilerim doğrultusunda seçtiğim kitaplar da var elbette.
Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Bunu hiç düşünmemiştim açıkçası. Shelley’in Frankenstein’ı, Le Fanu’nun Carmilla’sı gibi tekrar tekrar okuduğum, çok sevdiğim kitaplar var ama keşke ben yazsaydım dediğim yok sanırım.
Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
2000’li yılların başında edebiyat siteleri ve forumlar yükselişteydi, ben de o zamanlar yazdıklarımı bu sitelerde paylaşmaya başladım. Yazdıklarımı ilk okuttuğum kişi eşimdi. Hala da öyledir. Onun haricinde aynı ilgi alanlarını ve yazın sevdasını paylaşan, fikirlerine değer verdiğim yakın arkadaşlarıma okuturum. Bu konuda epey şanslı olduğum da söylenebilir.
Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız? Çoğunlukla çalışma odasında, kendi masamda, müzik eşliğinde yazarım. Masam kalabalık görünse de kendi içinde beni rahatlatan bir düzene sahiptir. Kitaplarım, notlarım, sözlüklerim ve gereçlerimin elimin altında olmasını severim. Çeşit çeşit kalem, postit ve defter düşkünlüğüm vardır. Bazen aynı anda üç farklı deftere not aldığım dahi oluyor. Yazarken çayı kahveyi hiç eksik etmem. Bir veya birkaç paket çiklet de mutlaka masamda durur. Yazmaya başladıktan sonra ise dikkatim kolay kolay bölünmez, o yüzden gürültüyü veya sessizliği pek fark ettiğim söylenemez. Kimi zaman müziğin durduğunu bile fark etmem zaman alıyor. Buna rağmen kalabalıkta yazmayı sevmem. Yalnız olmayı tercih ederim. Ses olmasa bile ne yazık ki etrafımdaki herhangi bir hareket dikkatimi dağıtıyor. Etrafımı gözlemlemeyi sevdiğim için en ufak hareket fark ettiğimde ister istemez dikkatim o yana kayıyor. Bu yüzden pek özensem de dışarıda, farklı ortamlarda yazmayı bir türlü beceremedim.
edebiyathaber.net (5 Mart 2021)