“İşitiyor musun Memet?” etrafında dönen tartışmalar | Onur Uludoğan

Aralık 2, 2021

“İşitiyor musun Memet?” etrafında dönen tartışmalar | Onur Uludoğan

I

Memet

Mehmet Andaç

Mehmet Andaç Borzecki

Mehmet Andaç Volkoff

Mehmet Nâzım

Mehmet Ran

Mehmet Hikmet

Nâzım Hikmet’in oğlu Mehmet

Mehmet

Yukarıdakiler, Nâzım Hikmet ile Münevver Andaç’ın oğullarının, kamuoyunda bilinen isimlerinin listesi. Listeyi, Sibel Oral’ın “İşitiyor musun Memet?” isimli kitabından aldım.(s. 64)

Mehmet[1], annesiyle beraber Türkiye’den kaçıp Polonya’ya sığındıktan sonra, gerekli ilgiyi göremediği için babasına karşı, yıllar geçse de geri plana atamayacağı bir uzaklaşma yaşar. Bununla beraber Türkçe şiirin en önemli birkaç isminden birinin oğlu olması, adeta bir damga gibi üzerine yapışır. Bu damganın uyandırdığı merak ve kendini solda tanımlayan herkesin Nazım’ı sahiplenme isteğinin de etkisiyle spotlar, her an Mehmet’e çevrilmeye hazır bir biçimde bekler. İlk fırsat, Mehmet 17 yaşındayken Milliyet Gazetesinde yayımlanan bir röportaj nedeniyle doğar. Söylediklerinin nerelere çekileceğini kestiremeyen bir çocuğun dillendirdikleri, gazete tarafından manşete taşınır ve Mehmet, bu durumdan önemli bir ders çıkararak kamuoyunun önüne çıkmamaya karar verir. 

Sonraki yıllar, Mehmet’in Polonya ve Fransa’da devam eden yaşamının getirdiği fiziksel uzaklığın da etkisiyle bir sis perdesinin ardında kalır. Ancak konuyu merak edenler, Nâzım’ın yurtdışında yaşayan ressam bir oğlu olduğunu, münzevi bir yaşamı tercih ettiğini ve babasından pek hazzetmediğini bilirler. Mehmet, bu yılları başta annesi olmak üzere oldukça sınırlı bir çevre ile iletişim kurarak,  annesi ve kuzeni dışında kan bağının olmadığı kişilerle oluşturduğu “ailesi” ile geçirmeyi tercih eder.

Zaman geçer, Mehmet’in Türkiye’ye giriş yasağı kalkar ve Mehmet ara ara memleketinde zaman geçirmeye başlar. Sergiler açar ancak yine de genel kamuoyu bu gelişmeleri pek bilmez.

Mehmet, tüm bu yıllar içinde sağlık sorunlarıyla da boğuşmaktadır. Türkiye’de satın aldığı evde kaldığı bir dönemde sağlığının düzelmeyeceğini hisseder ve cenazesinin Türkiye’de kalacağı endişesi ile Fransa’ya döner. Zaman onu haklı çıkarır, 14 Ekim 2018’de hayata gözlerini yumar. Külleri, Fransa’da bir nehre dökülür.

II

Gündüz Vassaf, Mehmet’in en yakın dostudur. Yukarıda özetlemeye çalıştığım tüm bu yıllar içinde ressamın yanındaki isimlerdendir. Mehmet’in ölümünün ardından Sibel Oral’a bir biyografi yazmasını teklif eden hatta Oral’a bir hayli ısrarcı olan da odur.

Sibel Oral, çekinceyle başladığı çalışmasını Temmuz 2021’de bitirir ve kitap Eylül 2021’de “İşitiyor musun Memet?” adıyla Doğan Kitap etiketi ile yayımlanır.

Sibel Oral, başta Gündüz Vassaf olmak üzere onlarca kişi ile görüşmeler yapar, yirmiye yakın kaynaktan derlediklerini arşiv taraması ile destekler ve ortaya Mehmet’in yaşamına dair bir iskelet metin çıkar. Sibel Oral, kitabını yazmaya başladığında geleneksel biyografi kitaplarından ayrı bir yapıt ortaya çıkarmaya karar vermiş gibidir. Kitabında, Mehmet’in yaşamöyküsü, elbette, merkezde olacaktır ancak yazar geri planda kalmayacak ve tüm kitap boyunca zaman zaman okura daha çok da Mehmet’e seslenerek kitabın oluşum sürecini anlatacaktır.

Yazarın bu tercihi, okurları bir yandan kitabın oluşum sürecine dâhil ederken diğer yandan da yazarın iç dünyasındaki gelişmelere ortak etmektedir.

Böylece ortaya 366 sayfalık bir eser çıkar. Bu yapıtın, kabaca 150 sayfası Mehmet’in biyografisi ise, 150 sayfası da Sibel Oral’ın yaşanmışlıklarına ayrılmıştır diyebiliriz. Kalan sayfalar da fotoğraflar, resimler, mektuplar ve diğer belgelerle doludur.

Yazarın bu tercihine hiç kuşku yok ki saygı duyulmalıdır ancak kendi adıma Sibel Oral’ın sesini duymadığımız, anıların ve yaşanmışlıkların olabildiğince nesnel bir biçimde anlatılacağı geleneksel bir “biyografi” kitabını tercih ederdim.

Kitaptaki “ismi verilmeyen” ama “güvenilir” olduğu yazarca belirtilen kimi kaynakların görüşlerinin bir kısmının verilmesi; kalanların ise “Daha neler neler biliyorum ama susmayı tercih ediyorum,” tavrı ile okurun hayal gücünü tetikleyici bir üslupla aktarılmasını da son derece rahatsız edici bulduğumu belirtmeliyim.

Bu eleştirilerime rağmen, “İşitiyor musun Memet?”in hakkını vermeli ve yapıtın, Mehmet’in yaşamının üstündeki sis perdesini önemli ölçüde aralamayı başardığını da belirtmeliyim.

Normal şartlar altında “İşitiyor musun Memet?” ile ilgili yazacaklarım bu kadar olurdu ancak kitabın yayımlanmasının ardından “patlayan” tartışma beni biraz daha yazmak zorunda bıraktı.

III

İçinden geçtiğimiz pandemi süreci, döviz kurlarındaki inanılmaz artışın getirdiği ek maliyetler, insanların alım güçlerinin günden güne düşmesi ve sayılabilecek diğer etmenlerin etkisiyle yayın dünyamızın büyük bir darboğazda olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle, yayımlanması planlanan kimi kitaplardan vazgeçildiğini kimi kitapların yayımının ertelendiğini ve yayınevlerinin riskinin günden güne arttığını görmek için derin bir öngörüye sahip olmaya gerek olmadığını düşünüyorum.

Bu durum nedeniyle, yayınevleri başta sosyal medya olmak üzere ellerinin ulaşabildiği hemen her mecrada yayımladıkları kitapları duyurmaya çalışıyorlar. Bu mecralarda çoğu zaman reklamlar yer alırken kimi zaman da okurun merakını kamçılamak adına, kitaplardan “tadımlık” bölümler yayınlanıyor.

“İşitiyor musun Memet?” hakkındaki tadımlık bölüm, 29 Ağustos 2021’de Gündüz Vassaf: “Memet Fuat’ın Nâzım benden sorulur tavrı ahlaken üzücü” başlığı ile K24’te yayınlandı[2]. Kitaptan alınan bu bölümde Nâzım Hikmet’in öz oğlu olmayan Memet Fuat’ın; Nâzım’ın öz oğlu gibi davrandığı, şairin mirasçısı gibi tavırlar içine girdiği ve Mehmet’in hakkını vermediği gibi iddialar dile getiriliyordu.

Bu dikkat çekici çıkış, görevini fazlasıyla yaptı. (Yazıyı okuduğumda, merakım uyandı ve tüm kitabın Mehmet’e yapılan haksızlıkları merkeze aldığını düşünmeden edemedim. Bu düşüncemin yanlış olduğunu anlamam için kitabı okumam gerekti.) 

“Tadımlık” bölümün ardından “İşitiyor musun Memet?” kitabında Gündüz Vassaf’ın dile getirdiği iddiaları yanlışlayan yazılar ardı ardına yayınlanmaya başladı.

İlk olarak 27 Eylül 2021’de Semih Gümüş, “Gündüz Vassaf’ın, Sibel Oral’ın “İşitiyor musun Memet?” adlı kitabında Memet Fuat ve Adam Yayınları ile ilgili gerçek dışı iddiaları için bu açıklamayı yapmayı zorunlu görüyorum…” diye başladığı uzun bir yazı yayınladı.[3]

 Turgay Fişekçi, 28 Eylül 2021’de yine K24’te yayınlanan yazısına, “Sibel Oral’ın Doğan Kitap’tan çıkan “İşitiyor musun Memet?” adlı kitabını heyecanla okudum.” cümlesi ile başladı ve yazının devamında, kitabın 248. sayfasında yer alan Jak Şalom’un sözlerini alıntılayarak tartışmaya yeni bir boyut daha ekledi. Fişekçi aynı yazısında Vassaf’ın iddialarını da sert bir dille eleştiriyordu.[4]

29 Eylül 2021’de Özalp Birol,

“Değerli Dostlarım,

Çoğunuz bilirsiniz, ben gençlik yıllarımda Altınyurt Spor Kulübü’nde voleybol oynadım. Kulübümüzün baş antrenörü, tanıdığım en nitelikli ve ilkeli insanlardan biri olan Mehmet Bengü’ydü. 19 Aralık 2002 tarihinde aramızdan ayrılan Mehmet Bey, edebiyat dünyasında Memet Fuat adıyla bilinen, çok saygın bir insandı. Bu yazıyı kaleme almamın nedeni, yazar Sibel Oral’ın kaleme aldığı ‘İşitiyor musun Memet?’ başlıklı kitaptır. Bu kitapta, iki değerli akademisyen Jak Şalom’un ve özellikle Gündüz Vassaf’ın, Memet Fuat hakkındaki haksız yazıları ve yorumları yer alıyor. Memet Fuat’ın benim kendisini savunmama hiç ihtiyacı yok aslında, onu tanıyanlar ne kadar değerli bir insan olduğunu bilirler. Ancak iş yazıya dökülünce hele bir de kitap olarak yayımlanınca daha da ciddiyet kazanıyor ve bu haksızlığın giderilmesi gerekiyor.” diyerek başladığı yazısını, Memet Fuat’ın; Nazım Hikmet’in oğlu olmadığını söylediği gazete kupürleriyle destekliyordu.[5] 

Aynı gün İhsan Yılmaz, Nâzım Hikmet’in eserlerinin YKY’ye geçiş sürecinin özetlendiği bir yazı ile tartışmaya dâhil oldu.[6]

30 Eylül 2021’de Zeki Coşkun, Gazete Duvar’da Nâzım Hikmet ile Memet Fuat’ın baba-oğul ilişkilerini masaya yatırdığı yazısına “Ölülerimizi niye tekrar tekrar öldürürüz? Bu neyin tutkusu, neyin ihtiyacı, neyin hıncıdır?” sözleriyle başlıyordu. [7]

5 Ekim 2021’de K24’te Sibel Oral ile Mesut Varlık’ın yaptıkları bir söyleşi yayınlandı.[8]

Oral söyleşide içine düştüğü tartışma nedeniyle üzgün olduğunu dile getirdikten sonra, “Bu kitabın aynı zamanda bir “tanıklık” kitabı olduğunun farkındalığı ve sorumluluk duygusuyla, kitabın yeni baskılarında ilgili bölümlere “yazarın notu” başlığı altında Semih Gümüş ve Turgay Fişekçi’nin yazılarına kaynak göstererek yer vereceğim. Bu durum aynı şekilde bu konuyla ilgili yayımlanacak başka yazılar için de geçerli. Madem bu kitap aynı zamanda bir tanıklık kitabı, bundan sonra kitabı alıp okuyanlar da o eleştirilerin ve o eleştirilere verilen yanıtların varlığından haberdar olacak.” diyerek, kitabın yeni baskılarında okurların, yapılan itirazlardan haberdar edileceğini söylemişti.

09 Ekim 2021’de Gündüz Vassaf, kısmi bir özür yazısı yayınladı.[9] Vassaf yazısında, “1970’li yıllarda Hürriyet gazetesindeki bir haberde Nâzım Hikmet ve Memet Fuat’ın yan yana fotoğrafları ve ‘Şıp demiş babasının burnundan düşmüş’ şeklindeki, Mehmet’i yok sayan manşetini unutamadığımdan, Sibel Oral’ın kitabında Türkiye’de Nâzım Hikmet’in oğlu gibi tanınmasına sessiz kalmasından ötürü Memet Fuat’ı kınadım. 45 yıl önce Nâzım Hikmet’in oğlu olmadığını beyan eden bir demecini yeni öğrendim. Dikkatimi çeken Pera Müzesi Müdürü Birol Özalp’a teşekkür ediyor, özür diliyorum.” ifadelerine yer verdi.

Vassaf’ın özür yazısını okuyunca ortalığın sakinleşeceğini, konunun yavaş yavaş sönümleneceğini düşünmüştüm. 14 Ekim 2021’de Nazar Büyüm oldukça sert bir yazı yayınladı.[10] Yazısında, “En önce, en can yakıcı olan Memet Fuat’a yönelik saldırıdan başlayalım. İpe sapa gelmez, utanç verici sözler. Ama madem o sözleri sarf edenler bunu kendilerine layık bulmuş, bize müstahak oldukları yanıtları vermek düşer.” diyerek Vassaf ve Şalom’un kitaptaki iddialarına cevaplar veriyor; Doğan Kitap yetkilisi Cem Erciyes’e sitem ediyor; Memet Fuat’a dair tanıklıklarını yazıyor, Gündüz Vassaf’ın kısmi özür yazısına da cevap yazıyor ve Memet Fuat’ın oğlu Kenan Bengü’nün Sibel Oral’a yazdığı mektupları da yazısına ekliyordu.

Kitapla ilgili en sert yazılardan birini de Ataol Behramoğlu 15 Ekim 2021’de Cumhuriyet Kitap’ta kaleme aldı.[11]  Behramoğlu yazısında “Memet Fuat’a bu türden imalarla ve hatta açıkça suçlamalarla atılmak istenen çamur buna yeltenenlerin ellerinde ve üstlerinde başlarında kalır.” diyor; yazı boyunca Gündüz Vassaf’ı ve Sibel Oral’ı eleştiriyordu. 

“İşitiyor musun Memet?” kitabındaki iddialarla ilgili (Kasım 2021 itibarı ile) benim gözüme çarpan son yazı da yine K24’te Cevat Çapan imzası ile yayınlandı.[12]  Çapan yazısına, “Memet Fuat’ın Nâzım Hikmet benden sorulur tavrı ahlaken üzücü’” başlıklı tadımlık yazıyı okuyunca, “Kim bu ahlaktan söz eden Gündüz Vassaf denen adam?” diye sormaktan kendimi alamadım.” sözleri ile başlıyor ve yazının devamında Memet Fuat’ın Nâzım Hikmet’in eserlerinin toplu olarak yayımlanması için harcadığı emekten bahsediyordu.

IV

Memet Fuat’ın öldüğü yıl ben üniversite öğrencisiydim. O dönem elimizden Fuat’ın hazırladığı Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi düşmezdi. Nâzım Hikmet ve Yaşar Kemal gibi birçok önemli ismin kitaplarını yayımlayan Adam Yayınlarını, Adam Sanat, Adam Öykü gibi dergileri önemser ve takip etmeye çalışırdık. Memet Fuat, bizim için, dönemin efsanevi figürleri arasındaydı.

Kantin sohbetlerinde zaman zaman, “Memet Fuat, Nazım’ın meşhur şiirindeki Memet’miş,” diyen çıksa da kısa sürede birileri bu yanlışı düzeltirdi.

Yıllar geçti, Adam Yayınları kapandı, Memet Fuat’ın adı daha seyrek anılır oldu. Nâzım Hikmet, her zaman çok okundu ve bu ortamda 2021 yılı da geldi, geçti.

“İşitiyor musun Memet?” etrafında doğan tartışmalar belki de orta vadede olumlu gelişmelere neden olacak: Memet Fuat (ve kitapları) yeniden gündeme gelecek, Fuat’ın emekleri tekrar tekrar hatırlanacak, “Mehmet” hakkında daha fazla bilgi sahibi olacağız, Münevver Andaç’ı yeniden anacağız vs. Kısaca özetlemeye çalıştığım bu tartışma belki de sürmeye devam edecek.

Yayınlanan yazılar bize Vassaf’ın ve Şalom’un; Memet Fuat’a haksızlık yaptığını gösterdi, diyebiliriz. Bu noktada, Sibel Oral’ın hatası, kitabına yalnızca iddia sahiplerinin sözlerini alması olmuş. En azından dönemin tanıklarına, Vassaf’ın ve Şalom’un iddialarını iletebilir ve onların da görüşlerine kitapta yer verebilirdi veya Memet Fuat’a ve Adam Yayınlarına yönelik, tartışma yaratacak iddiaları kitabına almayabilirdi. Böyle yapsaydı, 366 sayfalık kitabın birkaç sayfalık bir bölümünde dile getirilen iddialar nedeniyle, epeyce emek harcanarak yazıldığı kuşku götürmeyecek olan “İşitiyor musun Memet?” de bu tartışmaların gölgesinde kalmayacak, kitabın ve yazarın nesnelliği, güvenilirliği sorgulanmayacaktı.

edebiyathaber.net (2 Aralık 2021)


[1] Yazının devamında, anlatım kolaylığı sağlamak amacıyla kitabın öznesi, “Mehmet” olarak anılacaktır.

[2] https://t24.com.tr/k24/yazi/gunduz-vassaf-memet-fuat-in-nazim-benden-sorulur-tavri-ahlaken-uzucu,3337

[3] https://www.facebook.com/100001000058359/posts/4464946153548676/?d=n

[4] https://t24.com.tr/k24/yazi/isitiyor-musun-memet,3381

[5] https://www.facebook.com/526737697/posts/10159677803142698/?d=n

[6] https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ihsan-yilmaz/nazim-hikmetin-memetleri-41905394

[7] https://www.gazeteduvar.com.tr/isitiyor-musun-memet-hangi-memet-makale-1536806

[8] https://t24.com.tr/k24/yazi/sibel-oral-ben-mehmet-i-once-yasadim-sonra-yazdim,3394

[9] https://t24.com.tr/k24/yazi/meram-ve-ozur,3403

[10] https://t24.com.tr/k24/yazi/edebiyat-ahlak-ve-ahlak-yoksunlugu-ustune,3408

[11] https://www.cumhuriyet.com.tr/kitap/yazik-olmus-bir-yasamin-oykusuataol-behramoglunun-yazisi-1877382

[12] https://t24.com.tr/k24/yazi/dikkat-bu-kitapta-gunduz-vassaf-var,3427

Yorum yapın