İşte, Simone de Beauvoir’a göre birlikte olacağınız 9 insan tipi!

Nisan 2, 2020

İşte, Simone de Beauvoir’a göre birlikte olacağınız 9 insan tipi!

Düşünbil Portal’da yer alan habere göre, feminist teorileri ve varoluşçu felsefesi ile ün kazanan Beauvoir, Sorbonne’dan mezun olan ilk kadın. Bir çok kişi onu Paris entelektüel camiasına katkılarından ve Jean Paul Sartre’la olan ilişkisinden dolayı biliyor. Birlikte olacağınız 9 farklı insan tipi hakkında yaptığı mükemmel tanımlar ise çok az insan tarafından biliniyor. 

Belirsizlik Ahlakı Üzerine adlı kitabının ikinci bölümünde Beauvoir, çocukluktan uzaklaştıkça insanların hayata karşı takındıkları benzer tavırları anlatıyor. Bilirsiniz işte; hayatın tamamen Tanrı’ya ya da tamamen aile kavramına bağlı bir anlamı olmadığını farketmek gibi. Böyle durumlarda bütünüyle özgür hissetmemize rağmen, paradoksal bir biçimde kadere bağımlıyızdır. Açıkcası tanıştığınız birçok insan, yetişkinlikle birlikte gelen ve yine aynı dönemde yitirilen özgürlüklerin karmaşası içinde boğuluyor. Ama herkes başka şekilde yaşıyor acısını. Beauvoir dönemin büyük düşünürlerine göndermelerde bulunuyor –kendisi Nietzsche hayranı sayılmaz- ve yaptığı sınıflandırmalar günümüz Tinder çiftleri için de geçerli!

Pasif

Bir şey olduğu yok; hiçbir şey arzuya veya çabaya değmez.”

İçlerinde en kötüsü, çocukluk sonrası özgürlüğü fark edip kendini korku içinde dünyaya kapatan pasif insandır. Ailesi brokoli yemiyordur ve o sırf bu yüzden Uzak Doğu restoranlarında yemeyi reddeder. En başından beri her şeyin önemsiz ve sıkıcı olduğuna karar vermiştir ve özgür iradenin zorluklarıyla yüzleşmekten ziyade ondan saklanır. Golden Gate Köprüsünü görüp de etkilenmeyen insan işte bu sıkıcı, duygusuz kişidir.

Tehlike Faktörü: Düşük. Böyle birini kilometrelerce öteden fark edersiniz.

Ciddi

Ciddi insan, özgürlüğü mutlak değerlere tabi kılarak ondan kurtulur.”

Büyük ihtimalle en yaygın tür olan “ciddi”, rastgele bir nesne ya da sistem seçip onu kendi değeri kabul ederek ergenliğin varoluşsal krizlerine çözüm üretir. Seçimin gerçekte belirli bir sebebi yoktur, ama bir seçti mi de geri dönüşü olmaz. Dini fanatiklerden, bireyin değerini parayla belirleyen aç gözlü CEO’lara kadar, ciddi insanlar her yerde. Başlangıçta bu bağlılıklarını sorgulasalar dahi, devamında yalnızca hayatta mutlak bir anlama ulaşabilmek adına sürdürürler inançlarını. İpucu: Kendisi de bir sahtekar olduğunun farkında olan bu insanı rahatlıkla ironi tutkusundan tanıyabilirsiniz.

Tehlike Faktörü: Orta. Eğer siz de benzer değerlere sahipseniz sorun çıkmayacaktır.

Tutkulu

Hayatı boyunca onu es geçen, dışsal bir nesneye bağlı olan kişi bağımlılığını trajik biçimde hisseder.”

Genellikle ciddi insanla karıştırılan tutkulu insan, obsesif bir şekilde tüm enerjisini ve inancını belirli bir şeye harcar. Fakat tutkulu kişi tüm anlamın o şeyde değil de o şeyle olan ilişikisinde olduğuna inanır. Hiç durmadan FKA twigs’in yeni albümünden ya da sana ilham verebilecek ama “her konuşmayı her ilişkiyi imkansızlaştıran” 17. yüzyıl İtalyan şiirinden konuşur. Eğer böyle bir tutkunun objesi olabilecek kadar şanslıysanız, efsunlu bir romantizm yaşıyorsunuz demektir; fakat aynı zamanda da her an alabora tehlikesinin farkında olmalısınız. Ne yazık ki, tutkulu kişi sizden ya da twigs’den tatmin olmayacaktır.

Tehlike Faktörü: Orta. Yoğun yaz romantizmi için ideal –tabii, hayatınızın en büyük ayrılık kavgasının yaratacağı duygusal yıkıntıyla başa çıkabilecekseniz!

Nihilist

Herhangi bir şey olamayacağının farkında olan kişi hiçbir şey olmamaya karar verir.”

Genellikle çocukluğun doğallığını kaybeden ergenlerde görülürken, orta yaş krizinde ciddi olmayı deneyip başaramayanlarda da görülür. Nihilist, pasif gibi görülse de, hayata karşı şansını dener. Özgürlüklerini yaşamayı denemiştir fakat çevre onu sindirmiştir. Bunun da etkisiyle Nihilistler daha coşkulu, daha agresif ve Nietzche okumalarını sizinle paylaşma konusunda çok ısrarcıdırlar.

Tehlike Faktörü: Yüksek. Pasifin aksine, Nihilistler bir köşede oturup surat asmakla yetinmezler. Hayatın anlamsız olduğunu herkese kanıtlamak zorundadırlar. “Eğer o hiçbir şey olmaya karar verdiyse, tüm insanlığın da yok olmasını bekler,” diye uyarıyor Beauvoir.

Şeytani

Çocukluğun , toplumun yahut Kilise’nin değerlerini inatla sürdürür ki bunları hor da görebilsin.”

Ciddi insanın garip bir türü olan şeytani, belli bir görüşe ya da gruba sadık kalır fakat buradaki tek amacı o görüşü, grubu eleştirip onlardan yakınmaktır. Vogue’da çalışan ve Birkin çantasıyla gezip, moda dünyasını kötüleyen kadın işte bu türdendir. Ya da akşam hamburger yemeyi önerdikten sonra bütün gece çiftlik hayvancılığını kötüleyen adam da yine Şeytani türdendir. Klasik hipster malzemesi.

Tehlike Faktörü: Düşük. Çoklu kişilikleri, meraklı Melahatleri baştan çıkarabilir fakat yine de fark etmesi kolay.

Maceraperest

Büyük bir hevesle kendini keşfin, aşkın, politikanın, savaşın vaatlerine doğru yöneltir. Ama kendini, yaptığı şeyin sonuçlarına değil; yalnızca zaferine bağlar.”

Nihilistin canlı, optimist versiyonu; fakat maceraperest, hayatın mutlak bir anlamı olmadığını bilir. Bu yüzden hiçbir şeye sadık kalmadan bütün fırsatları yakalamaya çalışan, hazcı bir tavır takınır. Varoluşsal sıkıntılardan kurtulmuştur ve bir çoğumuzu kıskandıracak biçimde anı yaşar. Pop-Budizm üzerine yaptığı mükemmel konuşmayla sizi kendine hayran bırakabilir. Ama aklınızda bulunsun: Maceraperest, yaptığı aşırılıkların tarih kitaplarına geçmesine dair gizli bir istek duyar.

Tehlike Faktörü: Yüksek. Baştan çıkarıcı, idealist aforizmalar kullanarak, Maceraperest, kendi kuralsız, bohem yaşam tarzını güzelleyen her türlü kötülüğü savunacaktır. Nihilizme ne kadar yakın olduğunu farkettiğinde ya size duygusal olarak bağımlı olacaktır yada başka bir maceraya yelken açacaktır.

Eleştirmen

Topyeküm hakikat adına, insan tarafından ortaya atılan gerekli kısmi gerçekleri anlar, kontrol eder ve reddeder.”

Her zaman skeptik, her zaman dikkatli olan Eleştirmen, Ciddi yada Nihilist olma konusunda her daim gözünü açık tutar. Tek bir doktrine bağlı kalmaktan kaçınır fakat bazı görüşlerin diğerlerinden daha anlamlı olma fikrine de inanır. Yine de Eleştirmen kendini akla adamıştır çünkü onu, bedenin öznelliğinden uzaklaşmasında yardımcı, nesnel bir sığınak olarak görür. Fakat bu tamamen bir hiledir: “İddia ettiği gibi özgür bir zihin olmaktan ziyade, kendi seçimi olmayan bir davanın utanç dolu hizmetkarıdır.” Eleştirmen tamamen siyah giyinir ve yargılarını “nerdeyse,” “öte yandan,” “fiilen” gibi kelimelerle süsler.

Tehlike Faktörü: Düşük. Özel bir çekicilikleri yok ama rahatsız edici de değiller. Sürekli fikir değiştirmeleri zamanla sıkıcı olabilir.

Sanatçı

Varoluşa dikkat çekip, onu sonsuz hale getirmeye çalışırlar.”

Maceraperestler gibi, sanatçılar da varoluş krizlerine karşı olgun bir tavra sahiptirler. Hayatta bulunması gereken bir öz olmadığının farkındadırlar ve dikkatlerini hayatın sıradanlığına verirler ve her gün bu sıradanlığı, kayda değer bir hale getirmeye çalışırlar. Eleştirmenler gibi onlar da zamanın ve özgür iradenin ötesinde nesnel bir kavramın varlığına inanırlar: güzellik. Bir tablonun güzelliği hakkında uzun uzadıya konuşabilirler ve bu ilgi rahatlıkla tutkulu bir ilkeye dönüşebilir.

Tehlike Faktörü: Orta. Suluboyanın sizi nasıl varoluş problemlerinden uzaklaştıracağını anlayamayabilirsiniz… Ta ki asla onların gerçek saplantısı olan sanata ulaşamayacağınızı fark edene dek.

Özgür

İnsan, varlığı hakkındaki yargılara ancak diğer insanların varlığı sayesinde ulaşabilir.”

Beauvoir’e göre varoluşsal problemlerle yüzyüze gelip, onları aşmayı başaran çok az kişi var. Bunu, hiçbir şekilde bencillik taşımadan, tamamen başkalarının mutluluğuna odaklanarak başarıyorlar. Diğer tiplerin abartılarından uzak durup ama asla da salt Nihiliste dönüşmeden tek bir görüşe bağlı kalıyorlar; başkalarının özgürlüğünü korumak. Başkalarını düşünen ruh ikizi, dinleyici, başkasının iyiliği için kendi rahatından koşulsuz şekilde vazgeçen kişiler işte bu tip insanlar. Bu Özgür insan tipinin varlığı tartışmalı. “Kendi özgürlüğünü istemek, başkalarının da özgürlüğünü istemektir,” diyor Beauvoir. Belki de kendisi bu konudaki tek örnekti.

Yazar: Colton Valentine
Çeviri: Şebnem Ertan
Kaynak: The Huffington Post 

edebiyathaber.net (2 Nisan 2020)

Yorum yapın