15 Ekim 1923′te Havana’nın bir banliyösünde doğan çocuklarına, Calvino ailesi Italo adını verdi, çünkü onun İtalyan köklerini unutmasını istemediler. Ne ki Italo iki yaşına gelince Calvinolar İtalya’ya dönerek San Remo’ya yerleştiler. Böylelikle Calvino çocukluğunu, İtalya Riviera’sında, doğayla iç içe, babasının yönettiği bir çiçekçilik araştırma merkezinin olduğu San Remo’daki evleriyle küçük bir çiftliğin bulunduğu köy evi arasında geçirdi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalya’da direniş hareketine katılan Calvino’nun ilk öyküsü 1945 yılında yayımlandı. Yazarlığın yanı sıra editörlük ve gazetecilik de yapan Calvino, Savaş sonunda giderek İtalya edebiyatının özgün ve yaratıcı kalemlerinden biri ve uluslararası düzeyde saygınlığı olan bir yazar oldu. Birçok edebiyat ödülü kazandı. Edebiyatı zenginleştiren yeniliklerin kurmaca biçimleri içinde gösterilmesi ve bunlara düşünsel zenginliklerin eklenmesi Calvino’nun yazınlarının temelini teşkil etti. Denebilir ki onunla edebiyat dünyasına yeni bir sayfa açıldı.
Calvino, sayısız söyleşi yapmış olsa da çok özel duygu ve düşüncelerini açık etmekten geri durdu. Okurlarının kendisini yalnızca yapıtlarıyla tanımasını istedi.
Eserleri dışında yazar diye bir canlının var olmadığına inanan Calvino, okur-yazar ilişkisindeki tehlikenin ayırdındaydı. Kendisiyle ilgili bir tez hazırlayan öğrenciye şöyle diyordu bir mektubunda: “Sayın Hanımefendi, size bir nasihat, yazarları asla şahsen tanımayı istemeyiniz. Bir yazarın değeri varsa, o değer eserlerinde yatar. Onu şahsen tanımanın hiçbir katkısı yoktur.” *
Edebiyat çabasının gerçekte dilin sınırlarından kurtulma çabası olduğunu belirten Calvino’nun okurları onun şiirsel dilini giderek sevdiler. Zekâsı ve çok renkli hayal gücü ile masalsı öykülerden bilim kurguya kadar geniş bir yelpazede yazdı. Uzun süre kaldığı Fransa’da başka ekollerin yazarlarıyla tanıştı. Tekrar İtalya’ya döndüğünde değişik İtalyan lehçelerinden halk hikâyeleri derledi. Okurlar “ Calvino Yapıtı” imzasını tanıdılar, ancak özel hayatından bahsedilmesine gönül indirmedi.
Beklenmedik şekilde geçirdiği bir beyin kanaması sonucu 1985 yılında öldüğünde gelecek için pek çok hazırlıkları vardı. Ardında otuzu aşkın eser bıraktı.
Harvard Üniversite’sinde altı bölümden oluşan bir öğrenim projesi olan dersleri, tamamlanamasa da beş dersi bitmiş haliyle kitaplaştı ve Amerika Dersleri adı altında yayımlandı.
Kimi yazarlar eserleriyle esin kaynağı olup dünyayı anlamaya, anlatmaya çalışırlar kimileri de Calvino gibi onu değiştirmeye de çalışırlar. Calvino, okurda duygusal ya da düşünsel bir değişme yaratmaktadır. Her yazınsal yaratı gibi bu öykücünün de ham maddesi insan yaşantısıdır Dönem tanıklığı ve buna bağlı olarak kaleme aldığı eserler, onun bu başarısının ve kalıcılığının en önemli kanıtıdır. Klasik eserlerin dünya edebiyatındaki önemine vurgu yapan tanımları, her dönem okunması ve öğrenilmesi gereken bilgiler arasında yer almaktadır.
1949′da yayınlanan savaş dönemine ve partizan hareketine odaklanan kitaplarından biri olan, Karga Sona Kaldı adlı yapıtı, direniş ve savaş sonrası İtalya’yı konu eden uzunlu kısalı otuz öyküden oluşuyor. İnsanın yaşam ve doğa karşısındaki tavrı, yoksulluk ve varsıllık üzerine çeşitlemeler olarak tanımlanabilecek bu öyküler, daha çok İtalya’daki Faşist baskıyı, bunu karşısında insanların korkularını, kahramanlıklarını ve direniş hareketini konu alıyor.
Kitabında, kimi zaman olumsuz koşullar altında bile insan hallerinin, tutkularının nasıl kendini ele verdiğinin mizah diliyle yazıldığını ( Pastanede Soygun), kimi zaman yaşadığı coğrafyanın özelliklerinin, kolay kolay akla gelmeyecek betimlemelere yansıyarak, öykülere taşındığını ( Karga Sona Kaldı, Kıraç Topraklar Üstündeki Adam) görürüz. Dil çeşitliliğine özgü ironiler, ince politik göndermeler (Bir Gün Öğleden Sonra Âdem), savaşın insanları nasıl korkularıyla esir aldığı ( Patikada Korku, Kedi ve Polis) masal gibi anlatılır. Örneklerden de anlaşıldığı gibi öykülerinin adı tam da içeriklerini anlatan sözcüklerden seçilmiştir.
“Karga Sona Kaldı ve aynı dönemden ya da daha sonrasından, başka anlatılarda ortaya çıkan o gotik-hayvan betimlemesine düşkünlüğün içimde biçimlendiği anı aynen yaşadım.” sözleriyle yaşam gölgesinin nasıl öykülerine yansıdığını hatırlatır.**
Kitaptaki öykülerde esprili bir anlatımla serüvenimsi bir sürükleyiş vardır. Okurken hayal kuruyor, o hayalde yaşıyor ama sona doğru uyanıp bir gerçeklikle karşılaşıyorsunuz. Bu nedenle öykü bitmesin istiyor insan.
Kitaba adını veren öykünün nesnel zamanı herhangi bir tarihte bir akşamüzeri ormanlık bir alanda dere kenarında başlar. Ertesi sabah sona erer. Derede alabalık avlayan “adamlar” ve onların tüfeğini alıp hünerini gösteren “dağlı bir oğlan”. Her şeyle aramıza sınır koyan havanın, saydam ve boş olmasıyla, mermi ile hedef arasındaki mesafe ne kadar ırak görünse de engel olmadığını görürüz. Tetiğe basıldığında “boşluğun bir göz aldatmacası olduğu ortaya çıkar” ve hedefi vurursunuz. Bunu amaç haline getiren eli tüfekli delikanlı avcı grubundan ayrılıp mantar, sümüklüböcek, kurbağa, kozalak, tavşan, karga ayırt etmeden vurur. Sonun da insanı da vurur. Ne ki insan da, öykü zamanı içinde bu atışlara, öldürmelere alışır. Yadırgı değildir artık, hatta yanındadır, yardımcıdır, bilmez ki hedef olmaktadır.
“Belki de karga yoktu, o hayal görmeye başlamıştı. Belli ki de ölmek üzere olan insanlar bütün kuşların geçtiğini görmeye başlıyorlardı, kozalaklara ateş etmeyi sürdüren delikanlıyı uyarmak gerekiyordu.” Asker delikanlıyı uyarmak isterken kartalın rolünü çalar. Vurulur…
Italo Calvino ile henüz tanışmamış olanlara; kendinize bir iyilik yapın ve geç kalmadan okumaya doyamayacağınız bu yazarın kitaplarından birini hemen alın diye sesleniyorum.
O, şöyle sesleniyor: “En keskin sözler ettiğimde bile, sonuçta geride belli bir kekemeliğin kaldığını duyumsarım.”
Not: “Karga Sona Kaldı” adlı kitabının yeni baskısı kalmadığından kitabın içindeki 17 öykünün de yer aldığı “Öyküler” kitabını öneririm (YKY).
* Emre Demir
http://www.arkakapak.com/italo-calvinodan-yazarlik-uzerine-25-ogut/
** Söyleşiyi gerçekleştiren: Maria Corti
https://www.edebiyathaber.net/italo-calvino-her-metnin-kendi-oykusu-kendi-yontemi-vardir/
Naki Selmanpakoğlu – edebiyathaber.net (15 Mayıs 2019)