Daha önce Çöl Savaşları kitabıyla Dedalus Kitap’tan okuduğumuz Pacheco’nun yeni kitabı Boynu Vurulmuş Ay, Deniz Torcu’nun İspanyolca aslından yaptığı çeviriyle, yine Dedalus Kitap tarafından okurların beğenisine sunuldu.
Yazar, çevirmen, eleştirmen ve şair olan Pacheco, Boynu Vurulmuş Ay’da on dört ayrı öyküyle çıkıyor okurunun karşısına. Objektifini yine Meksika Devrimi’ne çeviren yazar, çocuk gözünden öyküler de aktarıyor. Pek çok öyküsünü fantastik ögeler ve korku temasıyla da bezeyen yazar; hemen her okura hitap etmenin bir yolunu –ister istemez- bulmuş görünüyor ve okurlarıyla buluşmayı bekliyor.
Arka kapak yazısından:
Çok büyük yazarlar yine çok büyük yazarlarla karşılaştırılır, arka kapaklarda. Bazen kritiklerde falan. Mesela, okura tanıtmak için, vurgulanan yazardan önce birkaç önemli isim sayılırsa daha etkili olacağı düşünülür. Biz şöyle yapıyoruz: Pacheco’nun değerini belirginleştirmek için, önce onun ismini söylüyoruz, ardından diğer Meksikalı büyükleri, mesela Fuentes’i, mesela Llosa’yı. Bunu şunun için yapıyoruz: Pacheco oldukça hafif, epey hızlı, gerektiği kadar yavaş ve çok yoğun. Meksika Devrimi’ni soluk soluğa anlatsa bile, elbette gerilimli ve fena hâlde mistik. Çöl Savaşları’nı okumadınız, Pacheco’yu duymadınız! O hâlde şöyle anlatalım: Adını hiç duymadığınız bir yazarın ilk cümleleri, sizi, ayda ilk kez yürüyormuş duygusunun farklılığını yaşatıyorsa, onun kurmacasının içinde yaşama konusunda kararınızı çoktan almışsınızdır. Pacheco, başlangıçta bu. İlerlemeye devam ediyorsanız, bu Meksikalının metinleri içinde bahsettiği ay, ne kadar yerçekimsiz olursa olsun artık sizin dünyanız; bitirmek istemiyorsanız, olup bitenin yaşadığınız yer olduğuna inanamıyorsunuzdur. Kitabın ortalarında Pacheco, az çok bu. Sona yaklaştığınızda bitmesini istemiyorsunuz çünkü artık Meksikalısınız, çünkü Pacheco artık sadece Meksikalı değil, dünyalı tüm okurların yazarı.
Kolay gelsin, çünkü işiniz epey zor.
Pacheco kimdir?
1939 Mexico City doğumlu yazar, çevirmen ve şairdir. Yayımlanan ilk kısa öykü çalışması olan La sangre de Medusa’da (1958, “Medusa’nın Kanı”) Borges’in etkileri dikkat çekmektedir. Bunun arkasından 1958-1962 seneleri arasında farklı gazetelerde yayımlanmış şiirlerinin derlemesi olan Los elementos de la noche (1963, “Gecenin Elementleri”) okuyucularla buluştu. Yine aynı sene ilk kez okuyucularla buluşan El viento distante y otros relatos (“Uzak Rüzgârlar ve Diğer Hikâyeler”)isimli kısa öykü kitabında eleştirmenler tarafından “melankolik ve ironik” olarak nitelendirildi. El reposo del fuego (1966, “Ateşin Uykusu”) başlığıyla toplanan şiirleri, parçalanan bir dünyayı; Morirás lejos (1967, “Uzaklarda Öleceksin”) isimli romanıysa tarih süresince Yahudilerin sürgünlerini konu aldı. El principo del placer (1972, “Zevk Prensibi) isimli kısa öyküleri, Pacheco’nun insanoğlunun yakasından düşmeyen olaylar zincirini işlediği bir bütünün parçası olan ızdırap ve keder konularını işleyen yazımlarını bir araya getirdi. Gündelik hayatın konuşma tarzını kullanan Pacheco, gündelik hayatı ve bu hayatın parçasını oluşturan her türlü sosyal sınıfı ve ahlâki değerlerini masaya yatırdığı üslubuyla tartışmalara konu olmuş bir isimdir.
Pacheco, 2009 senesinde, İspanyolca’da yazılan edebiyatın en önemli ödüllerinden biri olan Cervantes Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür.
edebiyathaber.net (6 Mayıs 2015)