“Sevgiden başkası yalan.” diyerek evlendikleri gün Kayra, karısı Belle’nin koluna çok değerli bir bilezik takmıştı. Belle, para ve yükselme hırsıyla doluydu; bu bileziği koluna hiç takmadı, bileziğin sırrını da hiç öğrenemedi. Kocası Kayra’yı sevmesine rağmen oğlunu da ona bırakarak kocasını terk etti. Çünkü Kayra, Bölekler’in yaşamı karartan katı kurallarına karşı çıkıyordu. O, “Evrensel Müzik Korosu Yönetmeni”, değerli bir sanatçıydı. Yüzü sanata ve aydınlığa dönüktü. Bu nedenle Bölekler’in kurallarına göre cezalandırılmalıydı.
Belle, araştırmacı bir doktordu. Laboratuvarda “Gizmenler” için çalışırken bir virüs buldu. “Bölek” kurallarına uymayanlara, bu virüs verilince ölenler oldu. Kayra, henüz ölmemişti ama virüs verilenlerden biriydi. Kayra, karısı için besteler yapmıştı. O, “Bölekler”in kurallarına karşı gelen bir “Özgecil”di.
Sevda Müjgan Yüksel, teknolojideki hızlı ilerlemenin yaşam ve insanlık üzerinde ne gibi ezici etkileri olduğunu, insanların insanları köleleştirdiğini gözler önüne seriyor bu kitabında. Romanın hareketli, merak duygusunu körükleyici özelliği, gençleri olduğu kadar büyükleri de etkileyip düşündüren bir yapıya sahip. Dil ve anlatım zenginliği, eserin keyifle okunmasını sağlıyor.
Yaşadıkları “Bengi” ülkede teknolojinin hızlı gelişmesi, yaşamı katı kurallara bağlar. Herkesin yaşamı yöneticilerce gözlenmekte, izlenmekte ve bilinmektedir. Bu ülkede, zamanla güven duygusu, paylaşma, dayanışma, komşuluk, arkadaşlık ve en önemlisi SEVGİ yok olur. Her şeyin yerini PARA alır. Güç paralılardadır. Gösterişli, modern ve gece gündüz güvenlik görevlileriyle korunan konutlarda otururlar. Bu yaşamda yeşile ve çiçeklere yer verilmez. Müzik bilinmez.
Aşkın, okul arkadaşı Lara ile Rabutepe denilen eski, yıkık kentte buluştuğunda omzunda gelip oraya konan Jako adlı bir papağan da vardır. Aşkın hayvanları çok sever. Evinden kaçan papağanı alıp eve götürür, kafese koyar. Annesi Belle, jako’yu güvenliğe götürüp teslim etmediği için Aşkın’a çok kızar. Bu davranış kurallara aykırıdır. Hemen yönetime haber vermesi gerektiğini söyler ancak Aşkın’ı Lara’dan kıskanan sınıf arkadaşı Bendis, Aşkın’ın bir papağan çaldığını güvenlik birimine çoktan haber vermiştir. Olaylar bundan sonra hızlı gelişir. Aşkın ve Lara bu gizli olayların birçoğunu çözerek katı kuralcı yaşamın, insanca yaşama dönüşmesi için uğraşırlar.
“Bengi” devletinde çıkarları için birleşenlerin kuruluşu “Bölekler”dir. “Gizmenler” Bölekler’in gizli hizmetlerinde çalışırlar ve konulan katı kurallara eksiksiz uyarlar. Karşılığını da zengin bir yaşama kavuşarak alırlar.
“Özgecil” insanlar ise başka insanların iyiliği için ellerinden geleni özveri ile yaparlar, insan severler, sanata değer verirler.
Katı kurallarla yaşamı sınırlamak, karartmak isteyenler ile aydınlık, sevgi dolu bir yaşam kurmak isteyenler birbirleriyle anlaşamazlar. İki grup arasında sert bir rekabet vardır, ülke yönetimini ele geçirmek için mücadele ederler.
Yaşlı dünyamız, bu iki grubun çekişmeleri arasında kalan insanlığın mücadelesini, acılarını, haksızlıkları seyredip okurlara anlatırken hep hayretler içindedir.
Yazar eserinde bazen fantastik olaylara yer vererek, okurlara daha çok düş kurmaları için fırsat yaratmıştır. Ayrıca yaşanan birçok olumsuzluğa sembollerle değinip günümüzde yaşadıklarımızla benzerliklerini düşündürmek istemiştir.
Bölekler, Gizmenler, Özgeciller, Başsitekent, Başbölek, Rabutepe, cepbilgifonu gibi yazarın kullandığı grup, yer ve araç adları da anlatımı zenginleştiren bir yeniliktir. On yaş üstü için yazılan bu kitap, Morpa Yayınları tarafından yayımlanmıştır.
İncila Çalışkan – edebiyathaber.net (26 Mayıs 2015)