Kaan Sabancı Alegorik Şiirler ve Belki de Dönecektim isimli kitaplarının ardından üçüncü şiir kitabını okurlarla buluşturdu. Sabancı, Ben Bu Saçmalığı Bırakamam ismini verdiği yeni kitabında İstanbul’a, aşka, ayrılığa, kavuşmaya, insanlık hallerine dair yer yer muzip ama en çok da hüzünlü şiirlerini bir araya topladı. Çok genç olmasına karşın şiirlerinde dilin olanaklarını genişletmeye özellikle dikkat eden Sabancı’nın kitaplarında gündelik dilden sokağa yakın dizeler de var, eski sözcüklerin kullanıldıkları da… Kaan Sabancı ile son kitabı üzerine konuştuk.
Ben Bu Saçmalığı Bırakamamam üçüncü şiir kitabınız. İlk kitabınızdan bu yana şiir anlayışınızda nasıl bir değişim görüyorsunuz?
İlk kitabım Alegorik Şiirler’i okuduğum zaman şiirlerimin ortak bir sesi olmadığını görüyorum.O dönem, okumuş olduğum şairlerden öğrendiğim gibi şiir yazıyordum. Okuduğum şairlerin düşünceleri ve ifadeleriyle sınırlı kalıyordum. Zamanla farklı kalemleri olan şairleri okudukça da bir şair ve bir dönemin önemi kalmıyor, herkesten bir renk alıp kendi renginin arayışına çıkıyorsun.
Bana doğru gelen ifadelere; daha önceden söylenmedi veya birilerinin aklına yatmaz, diye bir sürü kez şiirlerimde yer vermedim. Şiir yazmaya başladığımda bu işin bu kadar özgür ve sınırtanımaz bir iş olduğunu fark etmemişim. Son dönemde yazdığım şiirlere baktığım zaman, genelde ortak bir sesle yazdığımı görüyorum; bu da bana yavaş yavaş kendi sesimle şiir yazmaya başladığımı gösteriyor.
Genellikle şiirin çok emek gerektirmeden anlık ilhamlarla yazıldığına dair bir kanı var toplumda. Siz nasıl görüyorsunuz şiir yazım sürecini? Nasıl yazıyorsunuz? Şiir yazmak için günün bazı saatlerini seçer misiniz mesela? Dönüp dönüp şiirleriniz üzerinde çalışır mısınız?
Tabii ki, şiirde ilham çok önemli ama çoğu yazı türünde öyle zaten. Şiirler genelde diğer yazı türlerinden daha kısa olduğu için emek olduğu göz ardı edilebiliyor ama şairin asıl emek vermesi gereken kısım, yazdıklarında tekrara düşmeyecek kadar kendini gündelik hayatın tuhaflıklarıyla beslemesidir. Bazen şairler, şiiri kağıda dökmeden birkaç gün önce akıllarında yazmaya başlarlar. Şiir yazmanın bir formülü olduğunu düşünmüyorum, her şair aklındakileri kağıda dökebilmek için farklı stratejiler kullanıyor. Ben genelde bir oturuşta şiir yazmam, gün içinde aklıma bir şeyler gelir, not alırım. Haftada birkaç kez aldığım notların üzerinden geçerim. Bunlar bazen birkaç mısra bazen de birkaç kıta olur. Eklemeler, düzeltmeler yaparım. Yeni yazdığım şiirleri sık sık insanlara okurum, bu da kulağıma doğru gelmeyen bazı kelimeler ve ifadeleri seçip onları törpülememi sağlar. Ama şiirin yazımı bununla bitmez , zaman zaman geri dönüp değiştirmeler yapar, aklıma yatmayan mısralara alternatifler üretir, notlar alırım.
Şiirlerinizde en romantik ya da hüzünlü duyguya eşlik eden bir ironi var. Her şeye uzaktan bakmayı tercih ediyorsunuz sanki?
Uzaktan bakmakla bunun bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum pek. Şiirlerimdeki mizah unsuru o sıradaki duyguları hissizleştirmekten ziyade duygunun derinliğini göstermek için kattığım bir durum. Açıkçası gündelik hayatımda da alaycıyımdır. Bazen olayların ciddiyetlerini kaybettikleri anda gerçekleri gösterdiğini düşünüyorum.
Bir şiirinizde “Yanlış algıları kırmakla yükümlüdür şiir” diyorsunuz. Tam olarak ne demek bu? Şiir toplumun sağduyusu mudur?
Her şiirin bir meselesi vardır. Bu meseleye katılır veya katılmazsınız şairin doğrusu o dur. Hayatın güzel yanı, hepimizin birlikte yaşıyor olması ve tabi meselelerimizin de birçok zaman örtüşmesidir. Örtüşen meselelerimizi çarpıcı bir şekilde dile getirdiği için şiir, yazan kişiden daha büyük olur. Bazen bir topluluk olur, bir topluluğun doğrusu olur.
Edebiyatın farklı türlerinde ürün vermeyi de düşündünüz mü hiç, yoksa Kaan Sabancı yalnızca şiir yolundan mı yürüyecek?
İleride ne olur bilemem ama şiirle alakalı daha öğreneceğim çok şey var. Bu da beni devamlı yeni okumalar ve araştırmalara itiyor. Bir gün şiirle alakalı öğrenecek bir şeyim kalmadığını düşünürsem başka dallara da yönelebilirim. Şimdilik öyle bir yol söz konusu değil.
edebiyathaber.net (7 Ekim 2022)