Herbert Marcuse’ün “Özgürlük Üzerine Bir Deneme” adlı kitabının 2. baskısı, Soner Soysal çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Frankfurt Okulu’nun kurucu üyelerinden ve 20. yüzyıl eleştirel düşünce dünyasının köşe taşlarından biri olan Herbert Marcuse’nin 1969 yılında, bütün dünyanın halk ayaklanmalarıyla ve toplumsal hareketlerle çalkalandığı sıcak günlerde yayımlanan kitabı Özgürlük Üzerine Bir Deneme ele aldığı konuları ve tespitleriyle günümüzde de önemini koruyor. Bu kısa ama çarpıcı makale, Sol’un teorik ve pratik yeniden inşası ve eleştirel düşüncenin doğru mecralarda ilerleyişinin sağlanması açısından mutlaka okunması ve derinlemesine irdelenip tartışılması gereken eserlerin başında gelir. İleri endüstri toplumuyla rekabete giren sosyalist blok, bu rekabetin bir sonucu olarak, kendi hedeflerinden saparak rekabet ettiği sistemin değerlerinin egemen olduğu bir sisteme kaymıştır. Bu kayma, Marcuse’ye göre, geleneksel özgürlük anlayışını geçersiz kılmıştır. Artık, insanların gereksinimleri özgürce kendileri tarafından geliştirilmediği için, “herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinimine göre” ilkesinin işe yaramayacağı bir aşamadayız. Öyle ki, kendilerinin özgürce geliştirdikleri gereksinimlere sahip olmadıkları sürece, üretim araçlarının işçiler tarafından sahiplenildiği durumda bile, toplum baskıcı bir toplum olabilir. Dolayısıyla, özgürlüğünün olanakları başka yerlerde aramak gerekir. Marcuse de, Özgürlük Üzerine Bir Deneme kitabında, bu yeni durum içerisinde özgürlüğün yeni olanaklarını aramaktadır.
Herbert Marcuse
19 Temmuz 1898’de Berlin’de doğdu, 29 Temmuz 1979’da Stranberg (FAC’de) kentinde öldü. Varlıklı bir Yahudi ailenin oğlu olan Marcuse, 1918’de üye olduğu Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden, bir yıl sonra, K. Liebknect ve R. Luxemburg’un askerlerce öldürülmelerinin ardından ayrıldı. 1922’de Freiburg Üniversitesi’nde Hegel üstüne hazırladığı bir tezle felsefe doktoru unvanı aldıktan sonra, 1922-1932 arasında aynı üniversitede felsefe araştırmalarını sürdürdü ve Frankfurt Okulu’nun kuruluşuna katkıda bulundu; burada T.W. Adorno ile birlikte, 1936’da Paris’te yayımlanan “Otorite ve Aile” konulu araştırmayı gerçekleştirdi. 1933’te Hitler’in iktidara gelmesinden sonra, Cenevre’ye ve Paris üzerinden, 1934’de ABD’ye gitti.
1941’de yayımlanan Reason and Revolution (Us ve Devrim) adlı kitabında kimilerince faşist düşüncelerin yaratıcısı olarak suçlanan Hegel’i savunan Marcuse, liberalizmi kapitalizmin rekabetçi evresinin, faşizmi de tekelci evresinin ideolojisi olarak tanımlayarak liberalizm ile faşizm arasında yakın ilişkiler bulunduğunu öne sürdü. 1958’de Soviet Marxism (Sovyet Marksizmi) adlı kitabında, bu ülkeyi ABD gibi sanayi toplumu olmayı amaçladığı ve baskıcı bir yönetimi olduğu gerekçeleriyle eleştirdi. Aynı yıl yayımlanan ünlü Eros and Civilisation (Aşk ve Uygarlık) kitabında Freudcu ve Marksist kavramları kullanarak yabancılaşma sorununu irdeledi; cinselliğin baskı altında tutulduğu çağdaş sanayi toplumlarını eleştirdi ve “baskısız uygarlık”ın olanaklı olduğu görüşünü savundu. 1964’de yayımladığı One Dimensional Man’de (Tek Boyutlu İnsan) ise özellikle ABD’deki baskıcı düzen üstünde durarak ürünlerin ve hizmetlerin bolluğunun yabancılaşmayı beslediğini, kişilerin bir araç, dolayısıyla da “köle” durumuna geldiğini öne sürdü; çağdaş sanayi toplumlarında “eleştirici bilinç”in eksikliğinden yakındı.
Counterrevolution and Revolt (Karşıdevrim ve İsyan) kitabında, toplumsal çözümlemelerinde estetiğe çok az yer verdikleri için Marksistleri eleştirmiş, sanatın, dengeli toplumsal bilincin gelişimi ve kişilerin haz duygusunun doyumu bakımından önemini vurgulamıştır. Sanatta öbür insan etkinliklerinden daha fazla özgürlük alanı olduğuna inanan Marcuse, tek boyutlu toplumda sanatın, insanın son eleştirel sığınağı olduğunu öne sürmüştür.
Marcuse’ün düşünceleri özellikle Avrupa’daki 1968 öğrenci hareketlerinin önderleri arasında etkili olmuştur. Marcuse de öğrenci hareketlerini “devrim” olarak nitelemiş, bu hareketleri “hayali gerçeğe uygulama çabası” olarak gördüğü için, günümüz toplumunun gelişmesinde bir dönüm noktası olarak değerlendirmiştir.
BAŞLICA YAPITLAR: Reason and Revolution, 1941, [Us ve Devrim, Çev. Aziz Yardımlı, İdea Yay., 1989]; Eros and Civilisation, 1958 [Aşk ve Uygarlık, Çev. Seçkin Çağan, May Yay., 1968]; Soviet Marxizm, 1958, [Sovyet Marksizmi, Çev. Seçkin Çağan, May Yay., 1969]; One Dimensional Man, 1964, [Tek Boyutlu İnsan, Çev. Aziz Yardımlı, İdea Yay., 1990]; A Critique of Pure Tolerance, 1965; Negations, 1968; An Essay on Literature, 1969; Counterrevolution and Revolt, 1972, [Karşıdevrim ve İsyan, Çev. Gürol Koca, Ayrıntı Yay., 1998]; The Aesthetic Dimension, 1978, [Estetik Boyut, Çev. Aziz Yardımlı, İdeaYay., 1997].
edebiyathaber.net (16 Aralık 2019)