İngiliz edebiyat profesörü olan Jennifer Summit ve Blake Vermeuley’nin yazdığı “Eylem mi Düşünme mi”, Antik Yunan’dan günümüze kadar gelen ve halen de sürmekte olan bu “kadim” tartışmayı farklı açılardan ve görüşlerden ele alarak ikisinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini savunan bir kitap.
Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Ezop’un “Ağustos Böceği ile Karınca” hikâyesini hepimiz biliriz. Pedagoji Yayınları’nın “Felsefe ve Pedagoji” dizisinden çıkan, İngiliz edebiyat profesörü Jennifer Summit ve Blake Vermeuly’nin yazdığı ‘Kadim Bir Tartışma Neden Hâlâ Devam Ediyor’ alt başlıklı “Eylem mi Düşünme mi”, kaynağını yan gelip yatmakla gününü gün eden Ağustos Böceği ve “geleceğe yatırım” için harıl harıl çalışan Karınca’ya dayandıran ve bu iki zıt hâli, “Doğru mu yanlış mı?” diye ket vurmadan günümüze uyarlayan sorularla dolu bir kitap.
İki akademisyenin üniversitede “Eylem mi Düşünme mi?” üzerine açtıkları bir derste, öğrencilerin bu tartışmaya büyük bir hevesle katılması ve hararetin yüksek seviyede seyretmesinin ardından kitaba dönüşen bu kadim mesele, özünde “insan olma” durumunu ve bunun getirdiği –adı her ne kadar konulmuş olmasa da- manevi doygunluğun temellerine uzanıyor. “Bilgi mi eylem m?”, “bilgelik mi maddi başarı mı?”, “eylemsel becerilerle dolu bir yaşam mı yoksa maneviyatı ya da entelektüelliğe dayalı, düşünme odaklı bir yaşam mı?”, “eylem ve düşünme her zaman karşı karşıya mı gelmek zorunda yoksa ikisi arasında bir denge kurmayı umabilir miyiz?” Bu sorularla şekillenen kitabın asıl hedefi ise Antik Çağ’dan itibaren tartışılagelen bu bıçak sırtı durumun günümüzde neden yeniden gündeme geldiğine bir cevap aramak.
Yazarlar, altı bölüme ayırdıkları kitapta önce eğitim müfredatındaki ağırlığın öğrenciler üzerindeki baskısına vurgu yaparak iki seçeneği devreye sokuyor: Müfredatı azaltmanın stresi yok edeceği görüşünün öne sürüldüğüne dikkat çekerlerken bunun karşısına antitez olarak Stanford eğitim profesörü William Damon’ın “anlamsızlık” tanımını koyuyorlar. Damon’ın The Path and the Person kitabından alıntılayarak, “gençler yaşamlarının yoğun çaba ve yüksek başarı gerektiren ilk yıllarında, kendilerinden beklenen notlardan ve kazanmaları gereken ödüllerden daha derin amaçlar bulmuş olsalardı günümüzde daha fazla gencin başarıya ulaşmasını bekleyebilirdik,” yorumunu kullanıyorlar. Aslında iş dönüp dolaşıp yine eğitim sisteminin kendisine ve gençlerin etrafında “Şunu yapın, bunu yapmayın” diyen envai çeşit materyale ve “söz sahibine” geliyor ama burada dikkate alınması gerek unsur elbette “başarı”. Maddi ve manevi “başarının” ne anlama geldiğini sorgulamak ve insanın bu yolda hangi seçeneği tercih ederse daha verimli olacağına dair yöntemleri göstermek. Jennifer Summit ve Blake Vermeuley “Eylem mi Düşünme mi”de tam olarak bunu yapıyor.
Kitap, herhangi bir tarafa ağırlık vermeden eylemin ve düşüncenin beraber kullanılmasıyla ya da değerlendirilmesinin mümkün olduğunu, bu birliktelikten doğacak sinerjinin de bireyi dopdolu bir yaşamın içine sokacağını savunuyor. Çetrefilli sorularla, John Wayne’den Steve Jobs’a, Platon’dan Hannah Arendt’e kadar insanlığa ve tarihe mâl olmuş birçok ismin görüşünden ve hayatından örneklerle donatılmış “Eylem mi Düşünme mi”, tartışmaya tam olarak son bir nokta koyamasa da yeni bir rota belirleme yönünde önemli bir adım olarak önümüzde duruyor.
edebiyathaber.net (2 Şubat 2023)