Leica Gallery İstanbul; dört kadın fotoğrafçının farklı coğrafyalara ait kültürel tariflerle inşa edilen kadın hikayelerini gözler önüne serdiği “Kendine Ait Bir Oda” sergisine ev sahipliği yapıyor. 20. yüzyılın en önemli modernist romancılarından biri olarak kabul edilen Virginia Woolf’un aynı isimli kitabından yola çıkan sergi, 22 Mart -5 Mayıs 2018 tarihlerinde ziyaret edilebilir.
Sergi, kültürel tariflerin etkisiyle eve, bedenine ya da belli bir role hapsolmuş kadınları inceliyor. Woolf’un 1928 yılında kız öğrenci kabul etmeye başlayan Cambridge Üniversitesi’nde yaptığı konuşmasından hareketle yazdığı ve ülkede kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmelerinden bir yıl sonra yayımlanan bu kitaptaki fikirler, sergide yer alan sanatçıların kimi zaman kişisel deneyim, kimi zamansa tarih ile kurguyu harmanladıkları eserleriyle yeniden hayat buluyor. Kadının toplumsal konumuna ışık tutabilecek nitelikte olan kitapta Woolf, bir kadının özgürce yazmak için kendilerine ait bir odalarının ve ekonomik bağımsızlıklarının olması gerektiğini söylüyor.
“Kendine Ait Bir Oda” sergisinde ise Cansu Yıldıran, kişisel deneyimleri sonucu oluşturduğu “Mülksüzler” isimli projesinde, Karadeniz yaylalarında kadınların mülk sahibi olma hakkından yoksun bırakılması üzerinden cinsiyetler arası sınıf ayrımını inceliyor. İstanbul’da yaklaşık olarak iki yıl yaşayan Alman fotoğrafçı Charlotte Schmitz de, “Çok Güzelim, Çok” isimli projesinde Balat’ta komşusu olan kadınların özel yaşamlarını belgeliyor. Yaşamlarının çoğunu evde geçiren kadınların bu mahrem alandaki gündelik ve törensel aktivitelerini, güzellik tutkularını ve kurgu kimlikler inşa ederek hayal kurma arzularını onlardan biriymiş gibi fotoğraflıyor. Ortadoğu’daki sosyal meselelerle, özellikle de kadınlarla ilgili çalışan İranlı sanatçı Tahmineh Monzavi ise adını İran’daki eski bir güzellik yarışmasından alan “Crown Giver-Taç Giydiren” serisinde kadınların güzellik anlayışını İran’daki sosyal konumları üzerinden yeniden yorumluyor. Monzavi, Afganistan’da çekmiş olduğu fotoğrafta ise savaş sırasında harabe haline gelen parlamento binasında “robab” çalan bir kadın üzerinden savaşın mimari ve insan üzerindeki izlerini belgeliyor. Meltem Işık “Aynı Nehirde Bir Daha” adlı serisinde kişinin bedeniyle ilişkisini, aynı anda hem gören hem görülen olma özelliği üzerinden araştırıyor. Sıradan olanı mercek altına aldığı işleri, insanın kendisini harici araçların yardımı olmaksızın bir bütün olarak görmesinin imkânsızlığı fikri etrafında şekilleniyor.
Sergi, 22 Mart-5 Mayıs 2018 tarihleri arasında bomontiada’da yer alan Leica Gallery İstanbul’da görülebilir.
Cansu Yıldıran
Cansu Yıldıran (İstanbul, 1996) Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü’nde okuyor. Kişisel deneyimlerinden yola çıkarak aidiyet, sınıf, kültür, cinsiyet ya da cinsel kimlik ayrımcılığına yönelik çalışmalar yapıyor. Ailesinin hikayesinden esinlenerek ürettiği “Mülksüzler” serisinden sonra, aidiyet temasını ses, video ve fotoğraf kullanarak araştırmaya devam ediyor. Sanatçının yer aldığı sergiler ve atölye çalışmaları arasında Noks Bağımsız Sanat Alanı (İstanbul, 2017-2018), FailBooks Yayınevi (İstanbul, 2017), Diyarbakır Fotoğraf ve Gençlik Projesi (2017), Kopuntu (Macao Viale Molise Milano, 2017), Visa Woman Paper (Visa Pour I’Image, Fransa, 2017), FUAM Fotobook Atölyesi (2017), Bursa Fotoğraf Festivali (2016), İstanbul Fotoğraf Festivali (2016) bulunuyor.
Charlotte Schmitz
Charlotte Schmitz (Köln, 1988) Hanover’de Uygulamalı Bilim ve Sanat Üniversitesi’nde basın ve belgesel fotoğrafçılığı eğitimi aldı. İstanbul’da yaşadığı iki yıl boyunca Balat’ta komşusu olan kadınların özel yaşamlarını fotoğrafladı. Alman ve uluslararası medya kanallarında çalıştı. Agence Le Journal üyesi olan sanatçı, modern problemleri klasik yollardan açığa çıkararak yeni bir soluk getirir. Yer aldığı sergiler arasında Alfstad& Gallery (Amerika, 2018), PH Museum (İngiltere, 2018), University of Indiana (Amerika, 2017), Nazareth College, Rochester (Amerika, 2017), FotoForum (Avusturya, 2017), Erfurter Kunstverein (Almanya, 2016), Intersection 611 Gallery (Japonya, 2016), SUPA Suriye Pasajı (Türkiye, 2016), Hellerau Photography Award (Almanya, 2015), Lumix Festıval for young photojournalism (Almanya, 2014), Berlin Moda Haftası (Almanya, 2014), Visa Off (Fransa, 2014) yer alıyor.
Tahmineh Monzavi
Tahmineh Monzavi (Tahran, 1988) Azad Sanat ve Mimarlık Üniversitesi’nde Fotoğraf Bölümü’nü bitirdi. Belgesel fotoğraflarında sosyal problemleri, özellikle de kadın meselelerini işledi. Tahran’da 2010-2012 yılları arasında bağımlı kadınlar için sığınma evleri hakkında “Grape Garden Alley” isimli uzun metrajlı bir belgesel filmi yönetti. Monzavi bir süredir İran ve Afganistan’daki savaşın tarihi mimari ve insanlar üzerindeki etkisi üzerine çalışıyor. Monzavi’nin eserleri Los Angeles County Museum of Art (LACMA), Literature Museum of Georgia, Maxxi Museum of Roma, Musée d’Art Moderne de la Ville de Paris(National Museum of Modern Art in Paris) dahil birçok uluslararası kurumda sergilendi.
Meltem Işık
Meltem Işık (Ankara, 1977) Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nden mezun olduktan sonra, New York’ta Fashion Institute of Technology’de Takı Tasarımı okudu. 2011 yılında Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Özyeğin Üniversitesi’nde Tasarım, Teknoloji ve Toplum programında doktorasına devam ediyor. Sıradışı kurgularında Meltem Işık, insan vücudunu nasıl gördüğümüzü ve algıladığımızı sorguluyor. Bedenin aynı anda hem gören hem de görülen olma özelliği, çalışmalarının kavramsal altyapısını oluşturuyor. Galeri Nev’deki “Aynı Nehirde Bir Daha” (2011) ve “Şüpheli Benzeşmeler” (2014) isimli kişisel sergilerine ek olarak katıldığı karma sergiler ve sanat fuarları arasında, Kasa Galeri’de “Ne Hikâye?” sergisi (2017), Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında Wroclaw’da düzenlenen “Body” sergisi (2016), Foto İstanbul Uluslararası Fotoğraf Festivali (2015) ve Contemporary İstanbul (2012, 2015) bulunuyor.
edebiyathaber.net (27 Mart 2018)